1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İnkara ceza 20 yaşında

Andreas Noll25 Nisan 2005

Almanya'da aşırı sağcılar, Nazi döneminde Yahudilere yapılan soykırımı "yalan" diyerek inkar ediyorlar. Hükümet, 1994 yılından beri bu inkarı kamuoyunda ya da bir topluluk önünde dile getirenleri cezalandırıyor.

https://p.dw.com/p/Aarm
Almanya'da toplama kamplarında milyonlarca Yahudi öldürüldü
Almanya'da toplama kamplarında milyonlarca Yahudi öldürüldüFotoğraf: dpa

Nasyonal sosyalistlerin işlediği savaş suçları en iyi araştırılan alanlardan biri olsa da, aşırı sağ çevreler tarafından bugüne dek ya tamamiyle inkar edildi ya da tasvip edildi. Auschwitz’i inkar edenlerin sloganı, "Yahudilerin katliamı müttefiklerin bir yalanıydı, Almanlar Auschwitz’de bu tür bir suç işlemedi" şeklinde. Federal Meclis 20 yıldır katliamı inkar edenleri cezalandırmaya çalışıyor. Auschwitz yalanı 20 yıl önce bugün, 25 Nisan 1985’te ceza yasasındaki yerini aldı.

1970li yıllarda Alman kamuoyu, yeni yayınlar ve belgeseller sayesinde Nazi rejiminde yaşanan kitle katliamının boyutları ile tanıştığında, bu konuda tartışmaların boyutu genişlediğinde, insanların tüyleri ürpermişti. Ancak Almanlık adına planlanan ve uygulanan, 6 milyon Yahudi’nin ölümüne neden olan bu akıl almaz kitle katliamı pekçok kişinin hayal gücünü zorluyordu.

Islah olmayan eski naziler ve yeni aşırı sağcılar, bundan yararlanarak Yahudi katliamının abartıldığı gibi gerçekleşmediği propagandasını yaymaya çalışıyordu. Sözde şahitler gaz odalarının asla var olmadığını ve öldürülen insanların sayılarının da gerçeği yansıtmadığını savunuyordu.

Soykırımı inkar etmek

Alman siyaseti ise bu gelişmeleri sadece ülkenin demokrasi kültürü için bir tehdit değil, daha da önemlisi, kurbanlara karşı haklı çıkarılamayacak bir hakaret olarak görüyordu. Nazi diktatörlüğü sırasında yaşananların yumuşatılması, sorgulanması, toplama kamplarından hayatta kalanların acılarına yenisini ekliyordu.

Almanya’da Yahudi soykırımını inkar etmek eskiden Anayasa ile güvence altına alınmış düşünce özgürlüğü dahilinde ele alınıyordu. Buna karşı ilk adım Federal Mahkeme tarafından atıldı ve Mahkeme’nin 1979 yılında verdiği kararla ilk olarak sınırlar çizildi. Kararda, Yahudi kökenli kişilerin Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki kişilik haklarına atıfta bulunularak, Yahudiler’in, Nazi döneminde yaşadıklarının tanınmasını talep etme hakları olduğuna hükmedildi. Yani Nasyonalsosyalizm döneminde yaşanan katliamı inkar etmenin Yahudiler’e hakaret etmek anlamına geldiği ve soykırımdan hayatta kalmayı başaranlara da acı çektirdiği kararı verildi.

"Auschwitz yalanı"

Yaklaşık altı yıl sonra muhalefet ve iktidar arasında yıllarca süren mücadelenin ardından Federal Meclis’in çoğunluğu da bu fikri benimsedi. 25 Nisan 1985’te milletvekilleri, o zaman kamuoyunda Auschwitz yalanı sloganıyla dile getirilen, Yahudi soykırımını inkar etmeyi, hakaret olarak cezalandırma kararı aldı. Ancak bu karar, hakaretin aynı zamanda Nazi kurbanlarının insanlık onurunu da zedelemesi durumunda geçerliydi. Hukukçuların bakış açısıyla ceza için sanığın kendisini Naziler’in ırkçı ideolojisiyle tanımlıyor olması gerekiyordu.

Yahudi katliamını ‘Auschwitz yalanı’ diye inkar edenlerin hüküm giymesinin önünde bu tür koşulların var olması kısa süre içinde pekçok politikacıyı rahatsız etmeye başladı. Federal Meclis’teki yoğun tartışmaların ardından 1994 yılı Mayıs ayında, Ceza Kanunu’nun halkı kışkırtma suçunu düzenleyen 130’uncu maddesinin sertleştirilmesine karar verildi. Böylece Nazi döneminde Yahudiler’e işlenen soykırımı kamuoyu önünde ya da bir topluluk içinde savunan, inkar eden ya da yumuşatmaya çalışanlar beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecekti.

Cezai yaptırım ağırlaştırıldı

Alman hükümeti iki ay önce Neonaziler’e karşı hukuki durumu daha da sertleştiren bir adım daha attı. Bu sefer amaç, aşırı sağcı Nasyonaldemokrat Parti’nin, II. Dünya Savaşı’nın sona erişinin 60’ıncı yıldönümü nedeniyle Berlin’de Brandenburg Kapısı’nda yapacağı gösterinin engellenmesiydi. Demokratik partiler aşırı sağcıların bu sembolik tarihte sembolik bir mekanda yapacağı gövde gösterisinin, Nazi dönemi kurbanlarıyla bilinçli olarak bir kez daha alay edilmesi anlamına geleceğinden korkuyordu. İki ay önce çıkarılan yasayla, 1 Nisan 2005’ten itibaren aşırı sağcıların tarihi anıt özelliği taşıyan mekanlarda yürüyüş yapması yasaklanmış oldu.

Partiler ayrıca aşırı sağcılarla mücadelede Ceza Kanunu’ndaki ilgili maddeleri bir kez daha sertleştirdiler. Yeni düzenlemelerle, Almanya’da Nasyonalsosyalistlerin şiddet iktidarını savunmak, yüceltmek ya da haklı çıkarmaya çalışmak yoluyla kurbanların onurunu inciterek toplum huzurunu bozan kişiler cezalandırılabilecek.