1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İnsan hakları ihlalleri güvensizlik getiriyor

Rainer Sollich / DW24 Mayıs 2006

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), insan haklarına ilişkin dün açıkladığı yıllık rapor, sadece gelişmekte olan ülkelerdeki otoriter rejimlerin neden olduğu insan hakları ihlalleri eleştirilmekle kalmıyor, Batı ülkeleri de sert eleştirilerden payını alıyor. DW’den Rainer Sollich’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZpo

“Dünya çapındaki ağır insan hakları ihlallerinin gerekçeleri birbirini andırıyor: Siyasi ya da ekonomik çıkarları zorla kabul ettirme çabası, egemenlik kurma ve doğal kaynaklara sahip çıkma isteği… Muhaliflerin ağzını kapamak, özgür basını ya da muhalefeti daha doğmak üzereyken boğmak. İnsan hakları ihlallerinin başka bir motifi de zaten ezilmekte olan azınlık halklar, bunların yaşadıkları topraklar ve doğal zenginlikler üzerinde -o bölgenin güvenliği, istikrarı ve toprak bütünlüğü gibi bahaneler ileri sürülerek- hakimiyet kurma çabaları. Rusya ve Çin’in, Çeçenistan’da ve Sinhian bölgesindeki uygulamaları buna birer örnek.

Raporda, Afrika kıtasında, etnik göçe zorlamalar ve kitlesel kıyımlar bağlamındaki ağır insan hakları ihlalleri eleştiriliyor. Tabii Asya, Latin Amerika ve Ortadoğu bölgesinde de… Raporda sadece Kuzey Kore, Zimbabve ve Suudi Arabistan gibi otoriter yönetilen ülkelerdeki insan hakları ihlalleri değil, İtalya ve Yunanistan gibi demokratik ülkelerdeki insanlık dışı cezaevi şartları da mercek altına yatırılıyor.

Öte yandan, İsrail makamları kadar, Filistinli grupların insan hakları ihlalleri de eleştiriliyor raporda. Ve itibarlı hukuk devletleri arasında görülen Almanya gibi bir ülke bile, siyasi mültecileri, insan hakları durumu güvenlikli olmayan ülkelere sınırdışı uygulaması yüzünden eleştiriye maruz kalıyor.

Ne var ki, ister Guantanamo askeri üssünde, ister Irak ve Afganistan’da ya da CIA’in iddia edilen Avrupa’daki gizli hapishanelerindeki çok sayıda insan hakları ihlalleri uygulamaları nedeniyle ABD, Af Örgütü’nün eleştirilerini yönelttiği Batılı ülkelerin başında geliyor.

Af Örgütü, Amerikan hükümetinin belirli işkence uygulamalarıyla uluslararası terörle mücadele kapsamında ulusal güvenliğini koruduğu yönündeki gerekçelerini de reddederek eleştiriyor. Uluslararası Af Örgütü raportörleri, Amerikan toplumunda insan hakları standartlarının ayaklar altına alınmasına karşı gittikçe artmakta olan toplumsal bir direniş hareketi olduğunun da altını çiziyorlar.

Özellikle demokratik ülkeler, sahip oldukları özgürlüklerin hangi temel üzerinde yükseldiğini unutmamak durumundalar: İnsan hakları ihlalleri, daha fazla güvenlik sağlamanın yolu yöntemi olamaz; tersine hukuk devleti standartlarının gerilemesi anlamına gelir ki, bu da daha fazla değil, daha az güvenlik demektir.”