1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak Anayasası ya bölecek ya da birleştirecek

Jörg Kaminski26 Ekim 2005

Irak Yüksek Seçim Komisyonu 10 gün önce yapılan referandum sonucunda yeni anayasanın onaylandığı açıklandı. Oylamaya katılım yüzde 63 olarak gerçekleşirken, anayasaya evet oranı yüzde 78’i buldu. Alman Radyolar Birliği muhabirlerinden Jörg Kaminski, anayasanın kabulünün, önümüzdeki aylarda Irak’ı nasıl etkileyeceğini değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/AZsx

Irak sonunda yeni bir anayasaya kavuştu. Aslında referandumla kabul edilen metin, önümüzdeki yılın mayıs ayına kadar geçerli olacağından, Irak Anayasası’nın kesin hatlarına kavuştuğunu söylemek mümkün değil. O tarihe kadar yenilenecek parlamento, anayasa metnini yeniden gözden geçirip tekrar halkoyuna sunacak.

Bu süreç, ilk bakışta meseleyi uzatma taktiği gibi görünse de işin aslı öyle değil. Iraklılar, yeni Anayasa tartışmalarına daha fazla zaman ayırmak istiyordu. Ancak Amerikalılar'ın bir an önce sonuç alınmasında ısrar etmesi, anayasa hazırlık takviminin hızlandırılmasına neden oldu. Iraklılar şimdi yeni safhada, daha önce kendilerinden esirgenen zamanı yeniden değerlendirmeyi hedefliyor. Buna karşılık Şiiler, Kürtler ve Sünniler arasında aşılması zor görüş ayrılıkları varlığını korumakta. Yeni süreç, bu görüş ayrılıklarının ortadan kaldırılmasına ne kadar katkıda bulunur şüpheli.

Geçiş anayasası için düzenlenen referanduma Irak halkının geniş kesiminin ilgi göstermesi olumlu bir gösterge. Özellikle Sünnilerin boykottan vazgeçerek, kitleler halinde oylamaya katılmış olması, kayda değer bir gelişme oldu. Sünniler böylece Irak’ın siyasi hayatında yeniden bir rol oynamak istediklerini ortaya koydular. Aralık ayında parlamento seçimleri yapılacak. Sünnilerin bu seçimlere iştirak ederek nüfus içinde sahip oldukları oranı meclise yansıtmaları bekleniyor.

O tarihe kadar Şii-Kürt ittifakının devam etmesi halinde Sünniler yine de mecliste cılız bir grup olarak kalacak. Buna karşılık Şii-Kürt ittifakında muhtelif meselelerden ötürü çatlaklar gözleniyor. Kürtler, taleplerine ilgisiz kalan Şii Başbakan İbrahim El Caferi’ye tepki gösteriyor. Diğer yandan Şiiler de kendi içlerinde bölünme sinyalleri veriyor. Bölünme ihtimalini, Şii liderlerin güç ve iktidar mücadelesi körüklüyor.

Aralık'ta yapılacak seçimlerin ardından El Caferi’nin günlerinin sayılı olduğu tahmin ediliyor. Pek çok kişi, Amerika’nın da tercih ettiği, eski başbakanlardan İyad Allavi’nin, 2006 yılında yeniden başbakanlık koltuğuna oturması beklentisi içinde. Allavi, bazı grupların körüklediği çatışma siyasetinin, sonunda ülkeye zarar verdiğini ilk tesbit eden siyasetçilerden. Allavi’nin bu anlayış kapsamında Sünnileri de iktidar sıralarına taşıması bekleniyor.

Birleştirici anlayış, uzun vadede yalnızca Sünniler açısından değil, Iraklıların tamamı için biricik fırsat olarak ön plana çıkıyor. Siyasi kampların ödün vermeye yanaşmayan tutumları, Irak’ta yeniden başlangıcı engeller mahiyette... Irak’ta bu anlamda neyin değişip neyin değişmediği, 2006 ilkbaharında ortaya çıkacak. Şiiler ve Kürtler, federalizm tartışmasında Sünnilerin çekincelerini mi gözetecek, yoksa Irak’ın milli çıkarlarını bir kenara itip, kendi çıkarlarını mı esas alacaklar?

Pek çok gösterge, Irak’ta her grubun, önce grup çıkarlarını dikkate aldığını, ittifakların zorlukla yürüdüğünü ortaya koyuyor. Bu anlayış, özellikle Irak’ın istikrara kavuşmasını istemeyen Sünni teröristlerin de işine geliyor. Önümüzdeki aylar, referandum sonunda yürürlüğe giren anayasanın Irak tarihini ne oranda etkileyeceğini ortaya koyacak. Bütün siyasi kampların ortak düşünüp ortak hareket etmeye karar vermeleri halinde Anayasa birleştirici bir haline gelir. Diğer alternatif, anayasanın, Irak’ın bölünmesine katkı sağlayan bir unsura dönüşmesidir. Bu, mevcut koşullarda daha gerçekçi bir ihtimal gibi görünüyor. Olumsuz ihtimal, Irak’ın birkaç yıl içinde uluslararası siyaset sahnesinden yok olmasını beraberinde getirecek gelişmeleri tetikleyen faktörler arasında yer alacaktır.