1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak yönetimi şiddeti unuttu

Peter Phillip / DW10 Mayıs 2005

Irak, günde ortalama 70 silahlı çatışma ve bombalı saldırıya sahne oluyor. Syasi gözlemciler, Irak’ta yeni bir şiddet dalgasının beklendiğini ve terör saldırılarının geçici hükümetin göreve başlamasından sonra da devam edeceğini söylemişlerdi. DW’den Peter Philipp’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZwh

“Amerikan yönetiminin sorunlarının çözümü için Iraklılar’a üç ay boyunca demokrasi, özgür seçimler ve seçimle işbaşına gelen hükümet vadetmişti. Iraklılar, bu vaatlerin yerine getirilmesinin bu kadar uzamasına anlam veremediler.

Başbakan İbrahim Caferi’nin, Bakanlar Kurulu’nu takdim etmesi uzun zaman aldı. Mezhepler ve etnik gruplar arasındaki sandalye kavgası, bütün tehditlere rağmen 30 Ocak’ta sandık başına gidip oy kullanan Iraklılar’ı hayal kırıklığına uğrattı. Son üç ayda şiddet ve terörün zirveye tırmanması da.

Seçmenin yılmaması aynı zamanda teröristlere kararlılıkla verilmiş bir yanıt anlamına geliyor ve Irak halkı şiddete karşı olduğunu oylarıyla dile getirmiş oluyordu. Çünkü hiçbir yeraltı örgütü uzun vadede halkın iradesi dışında hareket edemezdi.

Bağdat, Musul ve Erbil’i bombalayanlar bu kurala uymadılar. Amaçlarının, hükümetin kuruluşunu elden geldiğince geciktirmek olduğu anlaşılıyor. Aynı zamanda intikam almak da istiyorlar. Saldırılara sadece polis ve ordu mensupları ile yeni rejimin temsilcileri ve onlarla ilişkisi olan yabancılar hedef olmuyor. Rakip halk gruplarının mensupları da öldürülüyor. Bütün bunlar Irak’taki terörün, mezhepler ve halk grupları arasındaki savaşa dönüştüğünün işaretidir.

Şiddetin böylesi geçmişte de vardı, ama zirvenin emriyle sergileniyordu. Saddam Hüseyin’in Şii ve Kürtler’i hedef alan imha operasyonları hatırlardadır. Devrik rejimin sempatizanları güçlerini yitirdikten sonra, eski hasımlarına korku ve dehşet içinde yaşamaya mahkum olduklarını göstermeye çalışıyorlar.

Eski hasımlar artık Irak’ın hakimleri. Devlet Başkanı, Kürt, Başbakan ise Şii. Bakanlıklar da bu halk grupları tarafından paylaşıldı. Hükümetin kurulması, Sünniler’in de yönetime ortak edilmesi yüzünden uzadı. Sünniler’den korkulduğundan değil, Irak’ın ancak bütün halk gruplarının katılmasıyla yaratılabileceği idrak edildiği için. Bu yöntem, klasik demokrasi tarifine uymayabilir. Ama şimdilik bundan iyi bir çözüm de yoktur.”