1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak'ta olumlu adım

Peter Philipp24 Nisan 2006

Irak’ta Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinin üzerinden yaklaşık üç yıl geçti. Büyük umutlarla, bundan dört ay kadar önce yapılan Saddam sonrası ilk nizami parlamento seçimlerinin ardından farklı etnik grupların çıkar savaşı nedeniyle hükümet kurma çalışmalarından bir sonuç alınamamıştı. Ancak haftasonu Şii, Kürt ve Sünni grupların üzerinde mutabık kaldıkları bir isim nihayet bulundu ve Cumhurbaşkanı Celal Talabani, bir “milli birlik hükümeti“ kurması için Cevad El Maliki’yi görevlendirdi. Şii politikacının, Anayasa gereği 30 gün içinde yeni bir kabine oluşturması gerekiyor. El Maliki’nin başarı şansını DW editörlerinden Peter Philipp yorumluyor:

https://p.dw.com/p/AZq6

“Cevad El Maliki, Iraklılardan ve yeni kuracağı hükümetten bahsederken sürekli olarak “büyük bir aile“ tanımını kullanıyor. Bu “korkunç bir aile“ olmalı. Zira ailenin fertleri –iç savaş tehlikesine rağmen- aylardır birbirleriyle çekişip, huzur ve istikrar adına herhangi bir umut ışığı yakamadılar. Ancak seçimlerin üzerinden dört aydan fazla bir zaman geçmesine rağmen, nihayetinde bir başbakan üzerinden uzlaşılmasını yine de olumlu bir adım olarak değerlendirmek gerekiyor. El Maliki şimdi bir “milli birlik hükümeti“ kurmaya çalışacak.

Tabii ülkenin karmaşık etnik yapısının, devletin tepesinde olduğu gibi kabinede de gözetilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Celal Talabani bir Kürt. Meclis başkanı Sünni, iki yardımcısından biri Şii diğeri de Kürt olacak. Ve Şii “Dava Partisi“nin en önemli üyesi Cevad El Maliki de başbakanlık koltuğuna oturmaya hazırlanıyor. Kabinede de dengeli bir dağılım yapmayı başarırsa Irak’taki tüm etnik ve dini grupların temsilcileri, ülke yönetiminin her kademesinde söz sahibi olacaklar. Bu ise ülkede huzur ortamının sağlanması için son derece önemli. Zira tepedeki Kürt, Şii ve Sünniler, tabandaki silahlı militanlara “artık silahlarınızı bırakın“ mesajını verirken daha inandırıcı ve etkili olacaktır.

Bu sürecin sonunda, sadece Irak’ta değil tüm Arap aleminde bugüne kadar emsali bulunmayan bir demokratik düzenin tesis edilmesi amaçlanıyor. Halk, tüm tehditlere ve boykot çağrılarına rağmen geçen yıl sandık başına giderek, böyle bir demokrasi istediğini açıkça gösterdi. Şimdi top politikacılarda. Bunu başarmanın en önemli şartlarından biri de hükümet başkanının kararlı ve etrafındakilere diş geçirebilen biri olması. Bu konuda Cevad El Maliki’nin şöhreti hiç de fena değil. Kesinlikle selefi İbrahim El Caferi gibi silik bir profil çizmemeli. Aksi halde başarısızlığa mahkum olur.

Irak’ta taşların yavaş yavaş yerine oturmaya başlamasından dolayı Amerikan işgal kuvvetlerinin yanısıra yurtdışından destek alan terörist grupların da sevinç çığlıkları atmadığı aşikâr. Gelecekte Irak’ta teröristlerin barınması imkansız. Tabii bunun için yeni hükümetin, terörün üstüne kararlı bir şekilde gitmesi “olmazsa olmaz“ bir şart. Geleceğin Irak’ında Amerikan işgal kuvvetlerine de yer kalmayacaktır. Gerçi Amerikan Başkanı George Bush, El Maliki’nin hükümeti kurmakla görevlendirilmesini “doğru yönde atılmış bir adım olarak“ nitelendirdi ve bu da bazılarında “ABD’nin artık Irak’tan çekilmeye hazırlandığı“ yönünde bir kanı oluşmasına neden oldu. Ancak Bush’un bugüne kadar izlediği Irak stratejisine bakılacak olursa, bunun kısa vadede pek de ihtimal dahilinde olmadığı görülecektir.“