1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran'ın provokasyonları

Peter Philipp / DW12 Aralık 2006

İran, kendisine gelen uluslararası tepkilere rağmen dün Tahran’da Holokost Konferansı’nı düzenledi. İran bu konferansa ev sahipliği yaparken, Almanya’nın başkenti Berlin’de de aynı adla bir başka Yahudi soykırımı konferansı düzenleniyor. DW editörlerinden Peter Philipp’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZmz

“İranlı yetkililer son günlerde ülkede internet özgürlüğüne bir darbe daha vurup, muhalif internet sayfaları, film ve kitaplar hakkında bilgi veren siteler ve internet ansiklopedisi Wikipedia’yı yasakladılar. Bu gelişmeler, Yahudi Soykırımı Konferansı’nın düzenleniş amacıyla ilgili olarak yapılan açıklamayla çelişti. Açıklamada, bu konferansta dünya genelindeki birçok bilim adamına Yahudi soykırımıyla ilgili olarak kendi ülkelerinde söyleyemediklerini dile getirme fırsatının verileceği belirtiliyordu.

Tahran’daki konferansta biraraya gelen bu “bilim adamları”, dünyanın başka hiçbir yerinde ciddiye alınmıyor. Üstelik, Auschwitz’deki gibi katliamların olduğunu inkar edenleri cezalandırma yönündeki yasal düzenlemeler, bu insanların ekmeğine yağ sürüyor. Çünkü bu insanlar hiçbir zaman yeni tartışma ortamları yaratamadıkları gibi bu tartışmalardan da besleniyor. Bu insanlar buna indirgenebilecek kadar zavallı ve şaşkınlar.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın durumu o kadar kötü olmalı ki politik hedeflerine ulaşabilmek için bu bilim adamlarından yardım umuyor. İran’da tarihle ilgilenenler, Ahmedinejad’ın Yahudi soykırımının gerçekleştiğine yönelik provokatif şüphelerinin, hiçbir temeli olmadığını çok iyi biliyor. Onun için önemli olan bu konferansta, Yahudi soykırımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tarihi olarak açıklığa kavuşturulması değil, bir soykırım yalananın arkasına yaslanmakla suçladığı İsrail’in maskesini düşürmek ve İsrail’in yok edilmesi taleplerine destek aramak.

İran Cumhurbaşkanı, Tahran’daki konferansa bir avuç dolusu radikal Yahudi’nin gelmesine de çok müteşekkir olmalı. Ahmedinejad, bu katılımcıların konferansı düzenleyenlerin stratejilerinin foyasını ortaya çıkardığını bile farketmiyor. Bunlar Yahudi soykırımını inkar etmiyorlar, ancak İsrail devletine karşı çıkıyorlar. Aşırı dinci Yahudilere göre, Yahudi bir devlet ancak mesihin gelmesi sonrasında kurulabilir. Ancak mesih kendisinin daha beklenmesini istiyor. Ahmedinejad’ın da mesih olmadığı kesin.

İzlediği politikayla İran’daki aklıselim insanları şüpheye sürüklediği gibi yurtdışında İran’ın çıkarları için çalışan insanları da şaşırtıyor, korkutuyor. Ahmedinejad bu yöntemle İsrail’i yok edemeyeceği gibi, İsrail - Filistin sorununu da çözümleyemez. Sadece Filistin ya da Arap dünyasındaki kafası karışık, şaşkınlar Ahmedinejad’a inanır ve onu ‘kahraman’ ilan eder. Bu kişiler aslında İsrail devletini tanıyıp, Yahudi soykırımını kabul ederek, Filistinliler için tarihi bir uzlaşma talep edebileceklerini görecek kadar gerçekçiler. Filistinliler ve İsrailliler ancak bu sayede huzur ve barış içinde yaşarlar.”