1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran neden ılımlı büyükelçilerini çağırdı?

Peter Phillip / DW4 Kasım 2005

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın İsrail düşmanı sözler sarfetmesinden bir hafta sonra, Tahran yönetimi batılı başkentlerdeki ılımlı büyükelçileri merkeze çağırdı. Berlin, Londra ve Paris büyükelçiliklerine yeni temsilcilerin atanacağı açıklandı. DW’den Peter Philipp’in değerlendirmesi:

https://p.dw.com/p/AZso

“Önce nükleer görüşmeler kesildi, ardından İsrail’e imha tehdidinde bulunuldu, ABD’yi telin mitingleri düzenlendi, şimdi de Cumhurbaşkanı Ahmedinecad dört buçuk ay zarfında 40 İran büyükelçisinin değiştirileceğini ilan etti. Sürpriz çıkışlarıyla dikkatleri üzerine çeken İran, karşıtlarına hemen her gün suçlama ve eleştiri gerekçesi yaratıyor.

Belki de dünya, İran’ı İslam devriminden sonra sergilediği görünüme tıpa tıp uyan aşırı muhafazakar, radikal ve tehlikeli bir ülke olarak görmeye alışacak. Bu vasıflara uyan Cumhurbaşkanı’nın ülkeye damgasını vurması durumunda İran’ı bu gözle görmek kaçınılmaz olacak.

Nükleer politikasında hep katı bir çizgiyi izleyen ve dışa bağımlı olmamak için elinden geleni yapan İran’ın nükleer programından kısmen vazgeçebileceğini sanan Avrupa ülkeleri yanıldılar. Ahmedinecad’ın selefi Hatemi de hiçbir zaman nükleer pazarlığa yanaşmamış ve İsfahan tesisleri yeniden devreye sokulunca Birlik Avrupası’na nükleer pazarlığı sona erdirmekten başka çare kalmamıştı.

Kudüs günü ve Amerikan büyükelçiliğinin işgal yıldönümü de Hatemi döneminde hiç aksatılmamıştı. Mahmud Ahmedinecad, İsrail’i bizzat tehdit ettiği konuşmasıyla büyük tepki yaratıp gerginliği biraz daha tırmandırmış oldu. Esas itibariyle yeni bir şey söylememiş olan Cumhurbaşkanı siyasi ve diplomatik tecrübesizliği yüzünden ülkesine zarar verdi.

Aralarında Cenevre, Berlin, Paris ve Londra da olmak üzere 40 başkentteki büyükelçilerin değiştirileceği haberi de nitelik açısından süreklilik özelliği taşıyor. Dört başkkentteki İran büyükelçisi de nükleer görüşmelere bizzat katılmıştı. Acaba aşırı tavizkar davrandıkları gerekçesiyle Tahran onları cezalandırmak mı istedi?

Londra ve Berlin büyükelçilerinin yaş haddini doldurmalarından dolayı görevden alınacağı şeklindeki açıklama inandırıcı değil. Çünkü İran’daki resmi emeklilik yaşı diplomatlara uygulanmıyor.

Lakin, batılı ülkelerde de iktidar değişikliğinin ardından büyükelçilerin yer değiştirmesi normal karşılanır. ABD ve Almanya’nın bazı başkentlere yeni temsilci ataması siyasi tartışma konusu olmamıştı. İran böyle bir adım atınca, Tahran yeni bir dış politikada karar kılmış sayılıyor. Oysa İran’ın dış politikası hiç değişmedi. Sadece Tahran’daki yeni kadronun aynı politikayı pazarlamakta selefleri kadar becerikli olmadığı anlaşıldı.”