1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Umut ışığı mı yoksa dünden kalma mı?

Fahimeh Farsai / Deutsche Welle18 Mart 2009

İran'da 12 Haziran'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reform yanlılarının adayı Mir Hüseyin Musevi. Birçok İranlının bir umut olarak gördüğü Musevi, bazıları tarafından da „dünden kalma“ olarak eleştiriliyor.

https://p.dw.com/p/HEw5
İran eski başbakanı Mir Hüseyin Musevi, siyasete geri döndü
İran eski başbakanı Mir Hüseyin Musevi, siyasete geri döndüFotoğraf: ISNA

“Mahmud Ahmedinejad'ın yeniden seçilmesi engellenmek zorunda“ – bu, İran’da muhalefetin 12 Haziran’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için koyduğu hedef. Reform yanlıları bu hedefe ulaşmak için, 1980’li yıllardaki İran-Irak Savaşı sırasında başbakanlık yaparak, halkın gözünde kahraman mertebesine ermiş olan Mir Hüseyin Musevi'yi aday gösteriyor. Yiyecek karneleri ve sıkı bir rasyonalizasyon programı ile ülkenin ekonomik yönden kritik durumunu çok iyi yönetmeyi bilen Musevi, ardından siyasetten çekilmişti.

Hatemi’nin kararı

Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin, hafta başında eski Başbakan Mir Hüseyin Musevi’ye destek olmak için cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını açıklaması aslında pek sürpriz olmadı. Ilımlı politikacı, reform yanlılarının oylarını bölmemek için böyle bir karar alabileceği yönünde geçmişte de sık sık demeçler vermişti. Hatemi’nin adaylıktan vazgeçtiğini duyurduğu açıklamada da vurguladığı gibi, 67 yaşındaki Musevi, muhafazakâr kesimden de oy alabilecek bir isim. Şimdi hem Hatemi'nin, hem de Musevi'nin hedefi, reform yanlısı güçlerin İran siyasetinde son yıllarda kaybolmaya yüz tutan ağırlığını yeniden kazanması. Siyasi gözlemciler de, ılımlı isimler arasında rekabetin, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın ikinci kez bu göreve seçilmesinin önünü açacağını savunuyor ve 2005 yılındaki seçimlerde çok sayıda ılımlı aday olması yüzünden reformcuların seçimi kaybettiğini hatırlatıyor.


“İran halkı mutluluğu hak ediyor”

Uzun süren çekincelerden sonra Mart başında adaylığını açıklayan Musevi, şimdi Ahmedinejad için ciddi bir rakip. Cumhurbaşkanı olduğu 1997 ile 2005 yılları arasında Hatemi'ye danışmanlık yapan Musevi, adaylıktan çekilen ılımlı politikacıya yazdığı açık mektupta, İran halkının mutluluğu hak ettiğini ve kendisinin de halkını mutlu etmeyi istediğini yazıyordu. Musevi mektubunda ayrıca, temel değerleri reform çabaları ile uyum içinde birleştirmeyi hedeflediğini belirtiyordu.

Musevi’nin başbakanlık görevini yürüttüğü 1981 ila 1989 yıllarına İran-Irak Savaşı damgasını vurmuştu. Önce Tahran’da çıkan bir gazetenin yazı işleri müdürü olan ve 1981’de dört ay dışişleri bakanlığı da yapan Musevi, dönemin bir numaralı lideri Ayetullah Humeyni’yi sadakatle desteklemişti. Musevi, karneyle yiyecek dağıtılması gibi sıkı önlemler alarak ve İslami bir sosyal piyasa ekonomisi uygulayarak, ülkenin savaş yıllarını atlatmasını sağladı. Basın ve ifade özgürlüğü ile insan hakları da aynı sertlikle ihlal edildi.


20 yıl sonra siyasete dönüyor

Ayetullah Humeyni’nin 1989'da ölmesinden sonra anayasada değişiklik yapılarak başbakanlık makamı lağvedilince, Musevi hükümetten uzaklaştırıldı. O tarihten sonra, siyasi hayatta sadece arka planda rol alan Musevi, 1997’de iki dönem görev yapmış olan Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin ardından bu göreve aday olması için taraftarlarından gelen ısrarlı davetleri ret etti. Aday olmamaktaki kararlılığını 2005 yılında da sürdüren Musevi, neredeyse 20 yılın ardından, yaklaşık iki ay önce yine siyaset sahnesine geri döndü ve „kısa vadeli çıkarlar ve değersiz siyasi hedefler uğruna kaynaklarımızı çarçur etmemeliyiz“ diyerek, Ahmedinejad yönetimini sert bir dille eleştirdi. Bu tür çıkışları ve İran-Irak Savaşı sırasındaki kriz yönetimi nedeniyle birçok taraftarı, Musevi’yi bir kahraman olarak görüyor.