1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Iran Proteste

21 Şubat 2011

İranlı muhalifler yoğun baskılara ve provokasyon korkusuna rağmen Pazar günü meydanlara çıkarak seslerini duyurmaya çalıştı. Ev hapsinde tutulan muhalif liderlerin güvenliğinden endişe ediliyor.

https://p.dw.com/p/10LIK
Fotoğraf: Kaleme

İran’ın yarı resmî Fars Haber Ajansı, pazar günü yapılması planlanan protesto öncesinde, gösterilere şiddet karışabileceği uyarısında bulunmuştu. Muhaliflerden Halkın Mücahitleri Örgütü’ne bağlı silahlı grupların, protesto mitinginde göstericilere ateş açmak için ülkeye girdiklerini iddia etmişti. Ancak, internete sızan ilk görüntüler, pazar günü Tahran sokaklarının güvenlik birimleri ve sivil milislerle dolu olduğunu gösteriyor. Alman Ortadoğu uzmanı Michael Lüders, bu durumu şöyle değerlendiriyor:

‘’Benim izlenimim, hükümetin protestoların önünü kesmek konusunda kesinlikle kararlı olduğu yönünde. Ama diğer yandan muhalif hareket de yeniden sokaklara dökülmek konusunda kararlı görünüyor. Bu bir yıpratma politikasıdır. Orta vadede muhaliflerin hükümete zorluklar yaşatacağını düşünüyorum ama hâlihazırda İran yönetimi daha avantajlı durumda. Zira bütün güvenlik birimleri yönetimin arkasında duruyor.''

''Muhalifler büyük risk alıyor''

Görgü tanıkları, pazar akşamı Tahran'ın yanı sıra 4 ayrı şehirde büyük protestolar düzenlendiğini belirtiyor. Onlaran biri olan Mehdi Gazali, Tahran sokaklarının durumunu Deutsche Welle'ye şu sözlerle anlattı:

‘'Şehir bir kışlaya benziyor. Her yer güvenlik güçleri ile dolu. Bu öğlen ben de şehir merkezindeydim. Kaldırımlar bile silahlı milislerden geçilmiyor. Bir öğrencinin nasıl dövüldüğüne ben kendi gözlerimle şahit oldum.’’

Aynı zamanda ilahiyatçı ve yazar da olan Ortadoğu uzmanı Michael Lüders, güvenlik güçlerinin bütün ağırlığına ve baskıcı müdahalelerine rağmen İran yönetiminin protestoları bastırma planının çok da kolay olmayacağı görüşünde. Lüders bunun nedenini şöyle açıklıyor:

‘’Muhalifler tekrar sokaklara dökülmekle büyük bir riski de göze aldıkları için durumları aslında çok zor. Ancak diğer yandan İran yönetimi de bütün baskıcı tavrına rağmen Libya lideri gibi göstericilerin üstüne öyle kolay kolay ateş açtıramaz. Çünkü bu mücadelede ne kadar çok gösterici hayatını kaybederse, muhalif hareket o kadar güçlenecektir.’’

Musevi'nin güvenliği konusunda kaygılar

İran yönetiminin, ev hapsinde tutulan muhalif liderler Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi üzerindeki baskısını da giderek artırdığı belirtiliyor. Geçtimiz Cuma günü, İran Meclisinde çok sayıda parlamenter, her iki muhalif liderin de ölüm cezasına çarptırılmasını talep etmişti. Mir Hüseyin Musevi’nin danışmalarından ve Paris’te sürgünde yaşayan Ardeşir Emir Ercümend, Musevi'nin güvenliğinden büyük kaygı duyduğunu şu sözlerle dile getiriyor:

‘’Hepimiz çok endişeleyiz. Musevi ve karısına yiyecek ulaştırılıp ulaştırılmadığını bile bilmiyoruz. Güvenlik birimleri, Musevi ve eşine gıda maddelerinin temin edildiğini iddia ediyor. Ama ben burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Hâlihazırda, Mir Hüseyin Musevi ve karısı Zehra Rahnavard’ın can sağlığının bütün sorumluluğunu, İran yönetimi taşımaktadır.’’

Devlet kanallarnda sansür

Iran Westerwelle Ahmadinedschad
Fotoğraf: dapd

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de son protestolardan bir gün önce cumartesi günü, ekim ayından bu yana İran’da tutuklu bulunan iki gazeteciyi Almanya'ya geri getirmek için Tahran'a gitti. İran’ın resmi yayın organları, yaşanan protestoları görmezden gelerek, Westerwelle'nin İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad ve İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ile olan görüşmelerine geniş yer verdi.

Westerwelle, Berlin’e dönüşünün ardından yaptığı açıklamada, temaslarında insan haklarına uygun hareket edilmesi konusunu da gündeme taşıdığını belirtti. Ancak uzmanlar Batılı ülkelerin İran yönetimini etkileme ihtimalleri konusuna kuşkulu yaklaşıyor. İran’daki muhalif hareketin kendi iç dinamizmi ile güçlenmesi gerekitiğini aksi takdirde bu hareketin dışardan yönlendirildiği suçlamasıyla karşı karşıya kalınacağını düşünüyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Shabnam Nourian / Çeviren: Başak Demir

Editör: Murat Çelikkafa