1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslam Dünyası da tepkili

4 Ocak 2011

Mısır'da Hrıstiyanlara yönelik saldırı Almanya'da tepkiyle karşılandı. Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir, Müslüman ülkelerde Hrıstiyanlara yönelik baskının hükümetlerin tutumundan kaynakladığını dile getirdi.

https://p.dw.com/p/ztRy
Fotoğraf: picture alliance / dpa

Almanya’da Müslüman ülkelerde yaşayan Hrıstiyanların durumu yakından takip ediliyor. Mısır’ın İskenderiye kentinde Azizler Kilisesi'nin önünde meydana gelen 21 kişinin öldüğü saldırının ardından da konu yine gündeme geldi. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD'ye verdiği mülakatta, Mısır’da Hrıstiyanların gördüğü baskının Müslümanlardan değil, hükümetin tutumundan kaynaklandığına dikkati çekti.

”Kuşkusuz Mısır’ı bir bütün olarak görmek, ülkenin gelişimine, tarihine bakmak gerekiyor. 50’li yıllara kadar etnik ve dinî çeşitlilik açısından canlı bir kültürel yaşam vardı; İskenderiye’de iz bırakan levanten kültüründen de artık pek bir şey kalmadı. Ancak bunun Mısır’daki 'İslamcılıktan' çok Nâsır döneminde Hrıstiyanların ülkeyi terk etmesine yol açan milliyetçilikle bağlantısı var. Şu anda iktidarda olan hükümet de 'İslamcı' değil, ancak 'milliyetçi'. Üstelik son yapılan devlet başkanlığı seçimleri göz önüne alındığında yeterince demokratik de değil.”

Türkiye'de Hrıstiyanların durumu

Cem Özdemir, Türkiye’de de Hrıstiyanların baskı altında olup olmadığı sorusuna şu cevabı verdi:

”Geçen yüzyılın başında Türkiye’nin yüzde 20’si Hrıstiyan’dı. Fakat bu oran artık yüzde 1’e düştü. Hrıstiyanların ülkeyi zorla terk etmelerinin nedeni Müslümanlar değil, çoğunlukla Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’daki ulus-devlet fikrini örnek alan hükümetlerdi. Ve bu hükümetler yapacak daha iyi işleri yokmuş gibi, çok kültürlülüğün yok olmasına, Hrıstiyanların yabancı ülkelerin ajanı gibi algılanmasına, Türkiye’de olduğu gibi Rum veya Ermeni azınlığın zorla ülkeyi terk etmesine yol açtı. Bunun sonucunda kültür ve çeşitlilikte kayıplar yaşandı, (azınlıklar) çoğunlukla daha çalışkandı. Türkiye artık bunun farkında. Mısır’da ise hükümet ile açık bir şekilde konuşarak, Mısır’ın gelecekteki yolunun sadece demokrasi, şeffaflık, açıklık olabileceğini, yani bugün Devlet Başkanı Mübarek’in izlediği tutumun tam tersi olacağını söylemek gerekiyor.”

Kalkınma yardımları

Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem ÖzdemirFotoğraf: AP

Mısır’daki saldırının ardından Hrıstiyan Sosyal Birlik ile Yeşiller Partisi’nden bazı siyasetçiler, Hrıstiyanların baskı gördüğü ülkelerde kalkınma yardımının kesilmesini önerdi. Mısır da Almanya’nın kalkınma yardımı verdiği ülkeler arasında bulunuyor. Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı’nın verilerine göre önümüzdeki iki yıl içinde Mısır’a yaklaşık 190 milyon euro aktarılmasını hedefliyor. Bu paranın su kaynaklarının yönetimi ile çevrenin korunması ve yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi için kullanılması öngörülüyor. Alman hükümeti, kalkınma yardımının kesilmesi önerisini reddeti. Cem Özdemir ise bu konuda ‘evet’ veya ‘hayır’ demenin o kadar basit olmadığını söyledi.

”Eğer kendi hükümetleri tarafından zaten bir şekilde cezalandırılmış, ihmal edilmiş olan insanların ihtiyacı olan yardım kesilirse, kanımca bu kimsenin yararına olmaz. Çünkü İslamcılığın, terörizmin nedenlerinden biri kalkınmadan yararlanmadığını düşünen insanları yanlarına çekmeleri. Bu çerçevede bu soruya basitçe evet veya hayır diye yanıt vermek yerine Mısır’a yapılan kalkınma yardımının kime yararı olduğunun dikkatlice incelenmesi gerektiğini söylebilirim.”

Alman hükümetinden beklentiler

Özdemir, bu konuda ‘Alman hükümetinin ne yapması gerekiyor’ sorusunu ise şöyle yanıtladı:

”Hükümetlere etnik ve dinî çeşitliliğin bir ülkeyi fakirleştirmeyeceğini, aksine güçlendireceğini, Mısır’daki Kıptilerin Mısır’daki çeşitliliğin bir parçası olduğunu anlatmak gerekiyor. Mısır’ın zenginliğinin bir parçası olan Kıptiler, nüfusun yüzde 10’unu oluşturuyor ve Mısır hükümetinden -Kıptiler dâhil -tüm vatandaşlarının korunması talep ediliyor.”

© Deutsche Welle

Röportaj: Werner Sonne / Çeviren: Jülide Danışman

Editör: Murat Çelikkafa