1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslam Konferansı tartışmaların gölgesinde toplandı

29 Mart 2011

Alman hükümet yetkilileri ile Müslüman toplumun temsilcilerini bir araya getiren İslam Konferansı, yeni İçişleri Bakanı Friedrich’in açıklamaları ve “güvenlik ortaklığı” önerisiyle yine tartışmalı geçti.

https://p.dw.com/p/10jkj
Fotoğraf: picture alliance / dpa

Alman hükümetinin bu yıl 6'ıncısını düzenlediği ve Müslümanları ilgilendiren konuların ele alındığı Alman İslam Konferansı (DİK) başkent Berlin'de toplandı.

Katı muhafazakâr görüşleriyle bilinen Hrıstiyan Sosyal Birlik Partili (CSU) yeni İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, ilk kez ev sahipliğini yaptığı İslam Konferansı öncesinde, “İslam'ın Almanya tarihine ait olmadığı”, Müslümanların ise toplumun parçası olduğu" yönündeki görüşlerini tekrarladı.

Bakan Friedrich, ARD televizyonunda yayınlanan "Morgenmagazin" adlı programda yaptığı konuşmada, “Yüzyıllar boyunca bizim ülkemizin karakteri, kültürü, değerler sistemi Hrıstiyanlık üzerine kurulu olmuştur” dedi. Bakan, öte yandan bugün Almanya'daki Müslümanların açıkça toplumun bir parçası olduklarını, onlardan Alman toplumsal yaşamına daha fazla uyum sağlamasını beklediklerini söyledi.

Alman İslam Konferansı'nda bu yıl özellikle, din öğretmenleri ve imamların eğitimi konusu ele alındı. Uyum çalışmaları ve aşırılıklarla mücadele de gündeme gelen diğer konular arasındaydı.

“Güvenlik ortaklığı tartışma yarattı

Deutsche Islamkonferenz DIK Bundesinnenminister Friedrich Mohagheghi
Teolog Hamide Mohaghegi (sağda) ve İçişleri Bakanı Hans-Peter FriedrichFotoğraf: dapd

Müslümanlar arasında şiddet yanlısı grupların izole edilmesi, Müslüman kuruluşların ve cemaatlerin İçişleri Bakanlığı ile güvenlik alanında işbirliği yapması önerisi ise bazı katılımcıların sert tepkisine yol açtı. Bakan, yeni bir güvenlik ortaklığı çerçevesinde, aşırılıklarla mücadele ve daha fazla güvenlik sağlama hedefiyle işbirliği önerdi. Friedrich, radikalleşme, şiddet ve aşırılıklar konusunda, önümüzdeki aylarda İslam Konferansı'ndan bağımsız yeni bir zirve teklif etti.

İslam araştırmaları uzmanı Armina Omerika, İçişleri Bakanı'nın diyaloğa güvenlik penceresinden bakmasının kendilerinde kaygı uyandırdığını, İslam Konferansı'nın bir güvenlik aracı haline getirilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Omerika, ortaya atılan güvenlik ortaklığı önerisinin, Müslümanların içinde yeni kuşkulara ve huzursuzluklara yol açacağını kaydederken, aşırılıklar konusunda bir zirve yapılacaksa, bunun Alman aşırılar konusunu da kapsaması gerektiğini vurguladı. Boşnak kökenli olan İslam uzmanı, Bakan'ın İslam hakkında sözlerine de tepki göstererek, “Eğer Müslümanlar Alman toplumuna aitse, o zaman İslam da Almanya'ya aittir” dedi.

İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich başkanlığında toplanan konferansa, Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Berlin Eyaleti İçişleri Bakanı Ehrhart Körting, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Diyalog Sorumlusu Bekir Alboğa, Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkanı Kenan Kolat, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu 2. Başkanı Ali Ertan Toprak ile diğer bazı Müslüman kuruluş ve dernek temsilcileri ve çeşitli hükümet yetkilileri katıldı. Almanya'daki en örgütlü cemaat olan İslam Toplumu Milli Görüş, bazı yöneticileri hakkında devam eden yolsuzluk davaları nedeniyle 2010'da olduğu gibi bu yıl da İslam Konferansı'na davet edilmedi.

Hâlihazırda Maliye Bakanlığı görevini yürüten eski İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble tarafından 2006 yılında hayata geçirilen İslam Konferans ile Müslümanların sorunlarının çözülerek Alman toplumuna uyumunun kolaylaştırılması hedefleniyor.

Katılımcılar umutlu değil

Katılımcılardan İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) Başkanı Mustafa İmal da "Hamburger Abendblatt" gazetesine yaptığı açıklamada, konferansın artık sadece bir sembol niteliği taşıdığını, federal hükümetin, eyalet hükümetlerini de bu konferansla başlatılan diyalog sürecine dâhil etmeyi başaramadığını söyledi.

Bu nedenle konferanstan beklentilerinin azaldığını ifade eden İmal, "Dinî topluluk olarak (hukukî açıdan) kabul edilme, din dersi verilmesi, imamların eğitimi, İslamiyet ve Müslümanlara karşı daha fazla hoşgörü gösterilmesi gibi konularda çok daha fazla yol alacağımızı ümit etmiştik" diye konuştu.

Friedrich'in, "Müslümanların Almanya'ya ait olduğu, ancak İslamiyet'in Almanya'ya ait olduğunun tarihte belgelenmediği" şeklindeki sözlerini de konuyla ilgili bilgisizlik ve mevkisinin tecrübesizliği olarak nitelendiren İmal, yine de Friedrich'e bir fırsat vermek istediklerini kaydetti.

İslam bilimcisi Lamia Kaddor da "Frankfurter Rundschau" gazetesine yazdığı makalede, büyük ölçüde cemaat temsilcilerinden oluşması ve liberal görüşlü Müslümanlara çok az yer verilmesi sebebiyle, Alman İslam Konferansı toplantılarına tümüyle son verilmesini talep etti.

© Deutsche Welle Türkçe

DW / dpa /AA/Reuters/epd , AŞ/MÇ