1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslam Zirvesi tartışılıyor

Abdul-Ahmad Rashid/DW, Ajanslar25 Eylül 2006

Berlin’de düzenlenecek İslam Zirvesi’e öncesinde zirveye yönelik eleştiriler geldi. Bazı Müslüman örgütlenmeler, zirvenin amacını sorguluyor, katılımcı listesinde yer alan isimlere eleştiriler yöneltiyor.

https://p.dw.com/p/AZh3
Zirveye Müslümanları temsilen 15 kadar kuruluş ile Almanya’dan federal ve yerel düzeyde temsilciler katılacak
Zirveye Müslümanları temsilen 15 kadar kuruluş ile Almanya’dan federal ve yerel düzeyde temsilciler katılacakFotoğraf: AP

27 Eylül Çarşamba günü Almanya’nın başkenti Berlin’de İslam Zirvesi düzenlenecek. Zirveye, Müslümanları temsilen 15 kadar kuruluş ile Almanya’dan federal, eyalatler ve yerel düzeyde temsilciler katılacak. Oluşturulacak çalışma grupları, üç yıllık bir süre içerisinde Alman toplumu ile Almanya’daki Müslüman azınlık arasında ortak yaşamı ilgilendiren konular masaya yatıracak. Bu sürecin sonunda Alman devleti ile Müslümanlar arasında bir toplumsal mutabakata oluşturulması öngörülüyor. Ancak daha toplantı öncesinde eleştiriler yükselmeye başladı. Almanya’daki bazı İslami çatı örgütleri, geçen Cuma günü yayımladıkları bir bildiri ile zirvenin konseptini sorguladı.

Almanya’daki Milli Görüş Teşkilatı Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü, eleştiri gerekçelerini şöyle açıklıyor: “Eleştiri noktaları gayet basit olarak, İslam Zirvesi’nin anlamını ve hedefini katılımcıların hala kavrayamamış olması ve zirveyi düzenleyen resmi makamların hala katılımcı listelerini açıklamaktan kaçınmasıdır. Yani kim davet edilmiştir? Davet edilenler kimin adına, hangi hedeflere yönelik konuşacaktır?”

Katılımcı listesi sorun oldu

30 bin kadar üyesi ile Almanya’nın en büyük Türk İslami kuruluşlarından biri olan ve Alman iç istihbarat örgütü Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenen Milli Görüş Teşkilatı, en azından resmi olarak bu konferansa katılamayacak. Ama Milli Görüş, İslam Konseyi’nde temsil edilecek. İslam Zirvesi’ne Diyanet İşleri Türk Islam Birligi (DİTİB), İslami Kültür Merkezleri ve Müslümanlar Merkez Konseyi’nin yanı sıra Alevi dernekleri temsilcileri de hazır bulunacak.

Ayrıca Almanya’daki İslami örgütlenmeler, zirveye daha ziyade laik-liberal kesimden grup ve kişilerin davetli olmasından şikayetçi. Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’ye bağlı çalışma grubunun yaklaşık altı aylık bir çalışma sonrasında hazırladığı katılımcı listesinde, İslami kesime yönelik çıkışlarıyla dikkat çeken sosyolog Necla Kelek, kadın hakları savunucusu ve avukat Seyran Ateş gibi isimler de bulunuyor ve bu durum rahatsızlık yaratıyor.

DİTİB: "İki taraf buluşacak"

Öte yandan Almanya’daki Müslümanların sadece yüzde 15’i cemaat ve derneklerde örgütlü. DİTİB Dinlerarası Diyalog Sorumlusu Bekir Alboğa iki cephenin de zirvede bir araya gelmesinin önemli olduğunu vurguladı. Alboğa, “Bu zirvenin yeni tarafı, laik yani İslamiyeti kültürel miras olarak gören Müslümanların ve İslamiyetin şartlarını hayata uygulayan örgütlerin bu bir araya gelmesi. Bu bir ilk oluyor ve ben bunu bir fırsat olarak değerlendiriyorum,” diye konuştu.

Alboğa’ya göre zirvenin başarılı olması, kurban kesimi, dini bayramların tanınması, cami yapımları gibi Müslümanları ilgilendiren soru ve sorunlara bağlayıcı yanıtlar vermesine bağlı. DİTİB Sorumlusu, diyalog girişimi ile bu konuların Alman Anayasası çerçevesinde çözümlenmesi için ilk adımının atılmış olacağını da belirtti.

Diyanet işleri konseyi önerisi

Almanya Türk Toplumu (TGD) derneği de İslam Zirvesi'nin nin hem Almanlar, hem de Müslümanlar için Almanya'da İslamiyetin kabul görmesi yönünde atılacak önemli bir adım olacağını belirtti. Almanya'da yaşayan Türklerin zirveden sonra başlayacak süreçte laiklik yanlısı Müslümanların ve kadın haklarının güçlenmesini bekledikleri belirtilen açıklamada, TGD'nin kültürler çatışmasını reddettiği ve kararlı şekilde Yahudi düşmanlığı ve ''İslamofobi''ye karşı çıktığı kaydedildi.

Okullarda kız öğrencilerin spor, biyoloji ve cinsel eğitim derslerine gönderilmemelerinin de kabul edilemeyeceğini ifade eden TGD, okullarda İslam dersi verilmesini ve Alman üniversitelerinde İslam dersi verecek öğretmenlerin yetiştirilmelerini önerdi. Müslümanlar için bir resmi tatil günü ilan edilmesinin de sembolik önemi olacağı ifade edilen açıklamada, ekonomik durum nedeniyle bunun yerine bir pazar gününün "diyalog günü" ilan edilebileceği kaydedildi. TGD, Almanya'da federal hükümete ve eyalet hükümetlerine dini konularda danışmanlık yapacak bir "diyanet işleri konseyi"nin kurulmasını da önerdi.