İsrail medyasından hükümete eleştiri

İsrail ordusu, altı gün süren işgal ve ablukanın ardından Gazze Şeridi’nin güney yakasındaki Refah kentinin küçük bir bölümünden geçici olarak geri çekildiğini açıkladı. İsrail’in, Refah’taki mülteci kampının diğer bölgelerindeki askeri varlığını sürdürdüğü öğrenildi. İsrail birliklerinin silah kaçakçılığına karşı önlem almak gerekçesiyle başlattığı ve ”gökkuşağı operasyonu” diye tanımladığı bu son askeri atak, 18 Mayıs’ta başlamış, düzinelerce evin yakılıp yıkılması dışında aralarında bir çoğu çocuk ve genç en az 40 Filistinli yaşamını yitirmişti. Şaron hükümetinin Gazze bölgesinde giriştiği bu adım, uluslararası alanda sert biçimde eleştirilmesinden sonra bu kez de İsrail’in kendi saflarından yükselen seslerin giderek arttığı bildiriliyor.

Holocaust faciasına gönderme

Gazze Şeridi’nde girişilen yıkım ve katliama altı gün sessiz kalan İsrail kamuoyu, Şaron yönetiminin başına buyruk tutumunu nihayet eleştirmeye başladı. Filistinli mültecilerden oluşan nüfusuyla Refah kentinde, Gökkuşağı Operasyonu sırasında yaşananlarla ilgili ilk trajik görüntüler de İsrail TV’sinde tam dört gün gecikmeyle, ancak Cuma günü yayınlanmıştı. Bu görüntüler arasında yer alan, yaşlı bir Filistinli kadının harabeye dönmüş evi önündeki yakarışlarına atıfta bulunan İsrail Adalet Bakanı Lapid, bu resimlerin, kendi büyükannesinin yaşadığı benzeri olayları çağrıştırdığını ima etse de, Holocaust faciasına gönderme yaptığı iddialarını reddediyordu:

”Ben Holocaust’tan filan söz etmedim. Nazi ve Almanya benzetmesi yaptım. TV haberinde, harabeye dönmüş evinin önünde yerlerde sürünerek ilaçlarını arayan yaşlı bir Filistinli kadını görünce, kendi büyükannemin durumunu düşündüğümü söylemekle yetindim. Herkesin bundan Holocaust bensetmesi sonucunu çıkartacağını nasıl bilebilirdim ki?”

"Canavar gibi"

Ancak bakan Lapid, İsrail ordusunun Refah’taki tutumuyla ilgili; ”İsrail’in yurt dışında giderek bir canavar gibi algılandığı” yolundaki eleştirel sözlerini inkar etme gereği duymuyor, aksine ülkesinin bu tutumunu sürdürmesi halinde BM örgütünden inraç edilebileceğini bsöylüyor.

Ordunun Refah’taki operasyonunu yerinde gözlemleyen İsrail basınının yayınladığı eleştirel haberler ise, adalet bakanının söylemlerinden daha fazla etki uyandırmışa benziyor.

8 yaşındaki Filistinlinin yakarışı

İsrail TV’sinin ünlü savaş muhabiri Carmela Menaşe’nin sorularını yanıtlarken; ”aşağıdan zırhlı araçlar, yukarıdan uçaklar bir anda evimizi bombalamaya başladılar” diye anlatan sekiz yaşında bir çocuk, ”şaşkınlığımızdan yanımıza kimliğimizi mi yoksa okul kitaplarımızı mı almamız gerektiğini bile anlamadık” dedikten sonra ”Bizi evimizden, yuvamızdan ettiler, günlerdir aç ve susuz sokaklarda yaşıyoruz. Bak biz burada konuşurken bile ateşi sürdürüyorlar” sözleriyle yakınmasını sürdürüyor.

Refah’taki evinin enkazı üzerinde tünemiş, anlatan bir başka Filistinli ise, ailesiyle birlikte 37 yılda meydana getirdikleri herşeyi bir anda yokulduğunu söylüyor: ”Evimi yıktılar, bütün ömrümü yıktılar. Ne yaptım ben onlara?” diye soran Filistinli; ”Terörist olduğumu söylediler. Evim benim yurdumdu. Geriye ne kaldı ki?” diye sızlanıyor.

"Sofranın başında katledilmek"

İsrail’in hükümet yanlısı olarak tanınan ”Jedioth Ahranot” gazetesi, dünkü başyazısında, ”Ordunun Refah’ta sergilediği yıkıcı tutumun hangi gerekçeye dayandığı, yavaş yavaş İsrail kamuoyunun ılımlı kesimi tarafından da merak ediliyor” dedikten sonra, ”İntifada hareketinin başladığı üçbuçuk yıldır böyle bir soruyu sormaya cesaret edemiyorduk. Fakat şimdi Filistinli ailelerinin yemek yerken sofralarının başında katledildiğini görünce, kendi acımızı rağmen böyle bir şeyi görmemezlik edemeyiz” diye sürdürüyor.