1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail-Türkiye gerginliği artıyor

Burçun İmir – Kudüs23 Haziran 2004

Ankara ile Kudüs arasında Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın eleştirileriyle başlayan sıkıntılı süreç, İsrailli uzmanların Kürt güvenlik güçlerini eğittiğine dair haberlerle farklı boyutlara taşındı. Kudüs'ten Burçun İmir'in notları:

https://p.dw.com/p/AbEj
Erdoğan'ın "devlet terörü suçlaması" gerilimi başlattı
Erdoğan'ın "devlet terörü suçlaması" gerilimi başlattıFotoğraf: AP

Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın İsrail hükümetine yönelik eleştirilerine karşı kademe kademe doz arttırarak yanıt veren İsrail açık bir uyarı niteliğinde söz düellosuna girdi.

Her şey 3 ay önce Şeyh Ahmet Yassin’in İsrail suikastı ile öldürülmesinin ardından Tayyip Erdoğan’ın İsrail’i “devlet terörü uygulamakla” suçlamasıyla başladı. Tayyip Erdoğan daha sonra neler demedi ki!


İsrailli bakan azarlandı

“İsrail devlet terörü yapıyor, devletler ve hükümetler hukuku askıya almaz, Refah mülteci kampında yaşananlar kabul edilemez, Filistinliler taşlarla, İsrail bombalarla savaşıyor”dan tutun da, İsrail’li Bakan Partizky’ye Ankara’yı ziyaretinde “teröre terörle karşılık verilmez” diyerek makamında kabul ettiği konuk bakanı tabiri caiz ise azarlamaya kadar.

İsrail, çoğunlukla kan ve şiddet çemberini döndüren eylemleri karşısında benzer ülkelerden de benzer; ama asla bu kadar sert ifadelerle yüklü olmayan, kınama mesajları almaya alışkın olduğu için sesini başta çıkarmadı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan bir bildiride “Türk Başbakanının sözleri son derece üzücüdür” denilerek, askeri operasyonların nedeninin Filistin saldırıları olduğu kaydedildi.

Tahammül edilemez söz

Ancak bir söz vardı ki, İsrail’in üzerinde konuşulmasına tahammül edemeyeceği nitelikteydi. Başbakan Erdoğan geçen hafta AKP Grup toplantısında İsrail hükümetinin politikalarının dünyada anti-semitizmi körüklediğini söyledi.

İsrail daha fazla sessiz kalmayacaktı. İsrail Dışişleri Bakanlığı bu kez yayımladığı açıklamada sert çıktı. “Erdoğan’ın son zamanlarda yaptığı açıklamalarını oluşturan bu fikirler gerçeği yansıtmamaktadır” dedi. Ve Erdoğan’ın bu sözleri söylemekle “Yahudilere zarar vermeyi amaçlayanları teşvik ettiği” ima edildi.


ABD temasları İsrail'e nasıl yansıdı?

Erdoğan’ın bir de Amerika temaslarında Musevi Cemaati ile olan toplantısında her zamanki sıcaklığı göstermemesi üzerine İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom tüm bu gelişmeleri İsrail parlamentosu Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi’nde üyelerine değerlendirdi.

Edinilen bilgilere göre Şalom üyelerine son üç ay içinde Türk hükümet yetkililerinden kendi hükümetlerine yöneltilen eleştirilere bugüne kadar sessiz kalsalar da, bu sessizliğin uzun süreli bir devlet politikası olamayacağını söyledi.


Şalom'un değerlendirmesi

Toplantıya katılan üyelerden birinin Deutsche Welle'ye verdiği bilgiye göre, Şalom stratejik ilişkilerin tek kaynağının güvenlik alanındaki işbirliği süreci olmadığını belirtti. İsrail Dışişleri Bakanı her yıl binlerce İsraillinin Türkiye tatile giderek kendilerini dost topraklarında hissettiğine dikkat çekti. Şalom ayrıca iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin de gözden çıkarılamayacağını belirtti.

Erdoğan’ın yorumlarının Türk İsrail ilişkilerinin yapısına zarar verecek nitelikte olduğunu belirten Şalom, iki ülke ilişkisinin olduğu gibi korunabilmesi için İsrail’in elinden geleni yapmaya hazır olduğunu da belirtti.

İsrail hükümeti bir süredir Türkiye’den İsrail hükümetinin politikalarına ilişkin eleştirileri Ankara’nın İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreterliğini almak istemesi nedeniyle İslam ülkelerine yönelik bir politika olarak değerlendiriyordu.


"Türkiye'ye uyarı"

Dış ilişkiler ve Savunma Komitesi toplantılarına katılan bir yetkili Silvan Şalom’un toplantıda Türkiye’ye uyarı niteliğinde yaptığı konuşma sonrasında hiç beklenmedik bir şekilde “İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreterliğini alan Türkiye biz ve örgüt arasında arabulucu olabilir” dediğini söyledi.

Ancak Ankara, İsrail’e dair kızgınlığını şüpheye de çevirmiş durumda. New Yorker dergisinde “İsrail askeri ve istihbarat yetkililerinin Kuzey Irak’ta Kürtleri eğittiğine dair haberler” Ankara’da rahatsızlık yarattı.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün “İsrail haberlerin doğru olmadığını söylüyor. İsrail’e güvenmez zorundayız. Umarım güvenimizi boşa çıkarmazlar” sözü, hala stratejik ortaklık olarak nitelenen ilişkilerin ne kadar yara aldığının da açık göstergesi oluyor.