1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail’de değişim rüzgarı

10 Kasım 2005

İsrail’de bir dönem sona eriyor. İsrail’in eski başbakanlarından Nobel Barış Ödülü sahibi Şimon Perez, İşçi Partisi’nin başkanlığından düşürülüdü. Sendikacı Amir Peretz, İşçi Partisi’nin başına geçti. Peretz ilk olarak, koalisyondan ayrılacaklarını açıkladı. Böylece İsraillilere yeniden sandık yolu göründü. Alman Radyolar Birliği’nden Bettina Marx’ın yorumu…

https://p.dw.com/p/AZse

Amir Peretz’in İsrail İşçi Partisi’nin başına geçmesi, siyasi bir depreme neden oldu. Kimse, bunun olabileceğine ihtimal vermiyordu. Hele yarışı kaybeden Şimon Perez hiç aklından geçirmiyordu. Kendinden o kadar emindi ki, ciddi bir seçim kampanyasına bile gireşmedi. Onun yerine, ileride başbakan olduğunda, kimleri bakan yapacağını anlatıp durdu. Siyasi yorumcular ve kamuoyu araştırmacılarını da yanına çekmeyi başardı. Hepsi, onun kazanacağını söylüyordu. Kimse, iki rakibi, İsrail Savunma eski Bakanı Benjamin Ben-Elieser ve sendika lideri Amir Peretz’e yenileceğini düşünmüyordu.

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. İsrail, tarihinin en heyevanlı seçimlerinden birini yaşadı. Nobel Barış Ödüllü eski Başbakan ve Dışişleri eski Bakanı Şimon Perez, bir kere daha yenildi. Tarih tekerrür etmiş gibi: Perez, siyasi kariyeri boyunca kamuoyu araştırmalarında hep kazanan olarak gösterildi, ama bu hiç gerçeğe dönüşmedi. Perez önemli seçimleri hep kaybetti. 82 yaşındaki Perez artık politik hayatının sonuna gelmiş gibi görünüyor.

İsrail İşçi Partisi’nin yeni başkanı Amir Peretz. Fakir göçmen kenti Sderot’tan gelen, pos bıyıklı sendika lideri Peretz. Başta Peretz’e şüpheyle yaklaşa İşçi Partililer, şimdi onu başkan seçti. Selefleri Ehud Barak ve Şimon Perez’in işlevsizleştirdiği, İsrail Başkanı Ariel Şaron’a çanak tutmaktan başka işe yaramayan İşçi Partisi’ni düştüğü bu uçurumdan çıkarmak ise şimdi Amir Peretz’in görevi. Güçlü bir muhalefet organına dönüşmesi için paritye taze bir soluk getirmeli. Hayal kırıklığına uğrayarak partiye sırtını dönmüş olan geleneksel seçmenleri yeniden kazanmalı. Ve iktidar partisi Likud’a ciddi bir alternatif arayanlar için İşçi Partisi’ni çekici kılmalı. Bunun için ise ilk şart, Aril Şaron’un partisi ile oluşturulan talihsiz koalisyona son vermek. Muhalefette iyleşmek ve özüne geri dönmek İşçi Partisi’’nin yegane şansı.

Fakat yeni lideri zor bir görev bekliyor. Çünkü iktidara ve bakan koltuklarına sıkı sıkıya yapışmış olanlar, güçlü ve etkili isimler. Reformcular ve aykırı seslere kötü gözle bakılıyor; onları kaçırmanın yolları aranıyor. Ama Peretz’in sendikacı kökenleri de kendisi içir engel teşkil ediyor. Çünkü sadece sosyopolitik meselelere yoğunlaşırsa, bir zamanların gururlu halk partisi, dar alanlı ve bektörel bir sosyalist aygıta dönüşür.

Oysa İsrail’in sosyaldemokrat, barışa ve sosyal adalete inanan bir muhalefete acilen ihtiyacı var. Ümitsizlik ve yolsuzluklara saplanmış kalmış olan siyaset sahnesinin, değişim rüzgarları tarafından sarsılmasının vakti geldi de geçiyor bile.