1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail’de toprak gerilimi

Tim Aßmann / Deutsche Welle26 Şubat 2009

İsrail’de Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi girişimi tartışma yaratıyor. Konu, Mahmud Abbas yönetimindeki Filistinlilerle görüşme masasına oturacak yeni İsrail hükümetinin gündeminde de önemli bir yer tutuyor.

https://p.dw.com/p/Gzli
Fotoğraf: AP

Yahudi yerleşim birimi Efrat’da yer alan altı katlı iki binanın kaba inşaatı henüz bitmiş. Filistinli işçiler, gri beton cephedeki iskelelerin üzerinde koşuşturuyor. İlk Yahudi yerleşimciler evlere taşındığında, binaların arka tarafında Batı Şeria’nın tepelerini ve Beytüllahim'e komşu bölgeleri görecekler. Yeni binaların önünde yer alan, parlak taşlardan yapılmış ve çatıları kırmızı kiremitlerle örtülü müstakil evlerin yapımıysa tamamlanmış durumda.

170 hektarlık arazi istimlâk edildi

Efrat yerleşim birimi pek çok tepe üzerinde altı kilometre boyunca uzanıyor. İki yeni bina ise bin 500 ünitelik yeni bir inşaa programının parçası. Bu inşaat için gerekli izinler alınmış durumda. Burada bulunan ileri karakol mevkii etrafında da 2 bin 500 yeni dairenin inşaa edilmesi planlanıyor. Bu projenin hayata geçirilmesi için 170 hektarlık boş arazi istimlâk edildi. "Yesh Din" adlı organizasyonda hukuk danışmanı olarak görev yapan Dror Etkes, bölgenin İsrail tarafından "devlet arazisi" haline getirildiğini söylüyor.

Etkes, şöyle devam ediyor: “Devlet arazisi, bölgede yaşayanları yararlanması için bu toprakların İsrail tarafından idare edilmesi anlamına geliyor. Bu durumda asıl istifade etmesi gerekenler Filistinlilerdir. Çünkü Batı Şeria nüfusunun yüzde 90’ı Filistinlilerden oluşuyor. Fakat İsrail'in bakış açısına göre -daha doğrusu Batı Şeria gerçeği ışığında- bu, devlet arazilerinin otomatik olarak sadece yerleşimcilere ayrılmış olduğu anlamına geliyor. Bu nedenle yerleşim birimlerinin genişletilmesi için atılacak en önemli adımlardan birisi, buradaki toprakları 'devlet arazisi' olarak ilân etmektir."

Filistinliler şikâyetçi

İstimlâk nedeniyle, sekiz Filistinli arazi sahibi suç duyurusunda bulundu. Davalardan sadece bir tanesi başarıyla sonuçlandı. Ancak istimlâk edilmesi düşünülen arsa parseli, yerleşim biriminin tam ortasında kaldığı için, arazi sahibinin tam anlamıyla buradan istifade etmesini neredeyse imkânsız kılıyor.

Beytüllahimli 54 yaşındaki Abdül Rahman da arazisi istimlâk edilenlerden. Yaşadıklarını, ”Bu arazi yüz yıldır bize ait. Büyükbabam babama, o da bana bıraktı. Yüz yıldan daha fazla bir süredir bu böyle devam ediyor. 9 Ocak’ta, Efrat’ı başka bir yerleşim birimiyle bağlamak için bu araziye el konulacağı haberini aldık“ sözleriyle anlatıyor.

İsrail’in 1967’deki Altı Gün Savaşları’ndan bu yana elinde tuttuğu Batı Şeria topraklarının yaklaşık üçte ikisinin resmi bir tapu sahibi yok. Aslında bu topraklar doğal olarak Filistinlilere ait. Ancak pek çoğu işgalden önce sahip olduklarını kaydettirme gereği duymamış. Abdül Rahman’ın durumu farklı. Rahman şöyle konuşuyor: “Tabii ki bir sertifikam ve arazi krokilerim var. Hepsi mevcut. Osmanlı yönetimi altındayken, çoğu kişi, vergi ödememek için, sahip olduğu toprak parçasının gerçek büyüklüğünü kaydettirmemiş. Daha sonra İsrail işgaliyle başlarına gelecekleri nereden bilebilirlerdi ki! Ama topraklardaki mülkiyet hakkımıza dair bir sertifikamız mevcut."


Uluslararası tepkiler şimdilik etkili oldu

Efrat’ın genişletilmesi için yeni hükümetin onayı gerekecek. Kudüs ve Ölü Deniz arasında binlerce yeni yerleşim biriminin inşaa edilmesi planı ise uluslararası protestolar nedeniyle şimdilik askıda. Ancak İsrail ve Filistin arasındaki barış müzakerelerini yürütenler, sağcı Likud'un lideri Benyamin Netanyahu yönetimindeki bir hükümetin, yeni inşaatlara izin vermesinin kuvvetle muhtemel olduğunu dile getiriyorlar.