1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrailli yerleşimcilerden protesto gösterisi

Burçun İmir/Kudüs26 Temmuz 2004

Kudüs’ün işgal toprağı olmadığını savunan İsrail Hükümeti’ne Gazze’nin de işgal toprağı olmadığını anlatmak isteyen 200 bine yakın yerleşimci ülkenin gelmiş geçmiş en büyük eylemini sahneledi. 100 bin kişinin eyleme katılması planlanıyordu, Batı Şeria ve Gazze’de sayıları toplam 250 bini bulan yerleşimcinin 200 bini eylemde hazır bulundu.

https://p.dw.com/p/AbCG
Yürüyüşe katılan İsrailliler hükümete yerleşim birimlerini boşaltmak istemedikleri mesajı verdiler
Yürüyüşe katılan İsrailliler hükümete yerleşim birimlerini boşaltmak istemedikleri mesajı verdilerFotoğraf: AP

Yerleşimciler Gazze’nin Gush Katif yerleşim bloğundan başlayarak Kudüs’teki Ağlama Duvarı’na (90 km) kadar kolkola girerek insan zinciri oluşturdular. ”Gazze ile Kudüs birbirinden ayrılamaz” mesajı veren yerleşimciler, ”Bizi tahliye etmeyin” sloganları attılar. Yerleşimcilerin hemen hepsi tek bir ağızdan İsrail milli marşını söyledi. Bine yakın otobüsle eyleme katılan yerleşimcilerin masrafı 200 bin doları geçti. Peki özellikle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Yahudi diasporası tarafından desteklenen eylemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron’a maliyeti ne olacak?

Şaron plandan vaçgeçmeyecek

İsrail Başbakanı Ariel Şaron kendisinin bir zamanlar Gazze’ye yerleştirdiği yerleşimcileri, ”Daha çok kontrol edilebilir sınırlar yaratmak” gerekçesi ile Gazze’den tahliye etme planından vazgeçme niyetinde değil. Binlerce polis ve asker eylemcileri eylemde korudu ama binlercesi de önümüzdeki aylarda onları evlerinden çıkartan kişiler olacak. İsrail Başbakanı ordu komuta kademesi ile yaptığı görüşmede ”İsrail’in müzakere partneri olmadığını gördüğüm için planıma sadık kalacağım. İsrail’in sonsuza kadar Gazze Şeridi’nde kalamayacağı açıktır” dedi.

Şaron, İsrail’in hiçbir uluslararası anlaşma ile işgal altında tuttuğu tüm topraklara sahip olamayacağını, Gazze ve Batı Şeria’nın bir kısmını boşaltmakla bugüne kadar elde edemeyeceklerini uluslararası arenada elde etme şansları olduğunu söyledi.

Radikal gruplardan korkuluyor



Yerleşimciler barışçıl yöntemlerle seslerini duyurmaya karar verseler de şimdi Ariel Şaron’un radikal gruplara yönelik endişesi ikiye katlandı. İsrail istihbaratının Şaron’un ölümünü isteyen 200 kişilik bir grubun olduğu bilgisini vermesinin ardından kendi hayatından endişe duyan Şaron bu kez, Kudüs’teki kavganın sebebi olan Haram-ül Şerif için endişe ediyor. İsrail istihbaratı Şin Bet, radikal gruplara bağlı militanların El Aksa Camii’ni ve Kubbet-ül Sahra’ya yönelik bir saldırı olasılığı bulunduğunu bildiriyor.

İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Tzachi Hanegbi, ellerinde bu saldırıyı düzenleyecek kişilere ait kesin bilgiler bulunmadığını ancak göstergelerin radikal gruplar içinde bu yönde bir düşünce olabileceği yönünde olduğunu belirtiyor. İsrail istihbaratının hazırladığı senaryolara göre militanların patlayıcı madde yüklü planör uçaklarla veya kiralık küçük uçaklarla bir cuma namazı sırasında Camii’ye intihar saldırısı düzenleme ihtimali var. Veya örgütlerin Haram-ül Şerif’in güvenliği ve idaresinden sorumlu olan Ürdün’e bağlı İslami Vakıf yöneticilerine yönelik suikast girişiminde bulunma olasılıkları da Şin Bet’in senaryolarının arasında. Senaryoların gerçekleşmesi halinde barış süreci ihtimallerinin tamamen çökeceği ve İsrail hükümetinin uluslararası kamuoyu tarafından tam anlamıyla suçlanma ihtimali ise İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un saldırının gerçekleşmemesi için elinden geleni yapacağının göstergesi oluyor.