1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İstanbul'da gergin randevu

19 Ocak 2011

İran’ın nükleer programına ilişkin İstanbul'da yapılacak müzakereler öncesi Tahran, ABD'ye yönelik suçlamalarda bulundu. Nükleer programlarına düzenlenen siber saldırıda ABD’nin sorumluluğu olduğunu iddia etti.

https://p.dw.com/p/zzeW
Fotoğraf: AP

“New York Times” gazetesi de bir süre önce, İsrail ile ABD’nin İran’ın nükleer programını sabote etmek üzere bilgisayar virüsü Stuxnet’i ortaklaşa geliştirdiklerini iddia etmişti. İran ile ABD arasındaki karşılıklı suçlamalar devam ederken, Tahran'ın nükleer programına ilişkin yeni görüşme turu cuma ve cumartesi günleri Türkiye’nin evsahipliğinde yapılacak.

Türkiye, NATO üyesi olmasına rağmen, İran ile iyi ilişkiler içinde olması nedeniyle buluşma yerinin İstanbul olmasında görüş birliği sağlandı. NATO’nun beş daimi üyesi Çin, Fransa, İngilte, Rusya ve ABD ile Almanya'nın temsilcileri, İranlı yetkililerle son olarak geçen yıl 6 - 7 Aralık tarihlerinde Cenevre'de bir araya gelmişlerdi.

İran'ı ikna çabası

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine AshtonFotoğraf: AP

Bu, İran ile 13 aylık bir aradan sonra tekrar görüşme masasına dönüş anlamı taşıyordu. İstanbul’da yapılacak görüşme turu da işte geçen yılki bu son görüşmenin devamı niteliğinde. “İran ile görüşmelerimizi Ocak ayı sonunda İstanbul’da yapmayı kararlaştırmıştık. Bu görüşmelerde de İran’ın nükleer programına dair endişelerimizi dile getireceğiz; pratik çözüm yolları ve elimizdeki imkanları açıklığa kavuşturacağız” şeklinde konuşan, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, İstanbul’da somut olarak nelerin ele alınacağı konusunda çok fazla bilgi vermekten kaçındı.

Nükleer silahlanma endişesi

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın hiçbir üyesi temelde İran’ın nükleer enerjiden sivil amaçlı yararlanmasına karşı çıkmıyor. Ancak başta ABD olmak üzere birçok Batılı ülke, İran'ın nükleer programının askeri amaçlı olduğundan ve nükleer silah üretmesinden endişe ediyor.

Bir Ortadoğu uzmanı olan, ayrıca Alman Federal Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu’nda Sosyal Demokrat Parti temsilcisi Rolf Mützenich, Sanıyorum İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın yönelttiği ve bugüne kadar hep karanlıkta kalmış olan sorulara tatmin edici bir yanıt vermediği sürece bu tür suçlamalardan kendisini kurtaramayacaktır" şeklinde konuştu.

Kontrollü uranyum takası

Alman Bilim ve Siyaset Vakfı’nın Genel Müdürü ve İran uzmanı Volker Perthes
Alman Bilim ve Siyaset Vakfı’nın Genel Müdürü ve İran uzmanı Volker PerthesFotoğraf: dw-tv

Tahran’da 1968 yılından bu yana yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum ile çalışan ve daha fazla zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyaç duyulan bir araştırma reaktörü faaliyette. Anlaşmazlığa çözüm olarak gösterilen yol ise İran’ın ürettiği az zenginleştirilmiş uranyumun, ülkenin tıbbi alanlarda ihtiyaç duyduğu ve başka ülkelerden getirtilecek zenginleştirilmiş uranyum ile -kontrollü biçimde- takas edilmesi.

“Bu öneri Cenevre’de bundan 1,5 yıl önce masaya getirilmişti. Ancak o zamanlar iç politikadaki durum ve Batı ile diyalogtan yana olmayan İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın karşıtları nedeniyle başarısızlığa uğramıştı" diyen Alman Bilim ve Siyaset Vakfı’nın Genel Müdürü ve İran uzmanı Volker Perthes, şimdi ise konjonktürün daha uygun olduğunu dikkat çekti.

Siyasi gözlemciler, ABD’nin gündeminde şu an için İran’ın nükleer programını askeri yoldan çözüme kavuşturma gibi bir seçenek bulunmadığına işaret ediyorlar. Uzmanlar, en azından karşılıklı güven sağlayabilmek için ince diplomasi ve hassas görüşmeler yapmanın gerekli olduğunda hemfikir. Bunun da İstanbul’daki görüşme turunda başarılabileceği görüşü yaygın.

© Deutsche Welle Türkçe

Daniel Scheschkewitz/ Çeviren: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü