1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İstihbarat skandalı dosyası kapanmamalı

Marcel Fürstenau/DW27 Mayıs 2006

Alman dış istihbarat teşkilatı BND’nin gazetecileri izleme faaliyetlerine ilişkin rapor açıklandı. Alman Federal Meclisi adına araştırmayı yürüten Gerhard Schäfer’in raporunda, teşkilatın yasalara aykırı şekilde, gazetecileri yıllarca takip ettiği, ayrıca teşkilatın denetim sisteminde de yetersizlikler saptandığı belirtiliyor. Raporun yetersiz olduğunu ileri süren muhalefetteki Hür Demokrat Parti, Yeşiller ve Sol Parti, soruşturma komisyonunun oluşturulmasını talep ediyor. DW editörlerinden Marcel Fürstenau’un konuya ilişkin yorumu:

https://p.dw.com/p/AZpn

Alman hükümeti, dış istihbarat teşkilatının faaliyetlerine ilişkin raporun sonuçlarından memnun. Bu ilk bakışta illginç gelebilir, çünkü 179 sayfalık raporda hükümetin gazetecileri yıllarca yasadışı yollardan izlettirdiğinin saptandığı belirtiliyor. Dış istihbarat teşkilatı BND’nin faaliyetlerinden hükümet sorumlu olduğu için de, bu yanlışların bedelini kimin ödeyeceği sorusu kafaları kurcalıyor.

Hükümet, Alman dış istihbarat teşkilatının faaliyetlerine ilişkin yaptığı açıklamada, teşkilat başkanlarının, yasadışı yöntemlerle gazetecileri izleme faaliyetinden haberdar olmadıklarını belirtti. Bu nedenle de, ’başkanların haberi olmaksızın’, gazetecileri 1993 yılından bu yana takip eden istihbarat elemanları hakkında soruşturma yürütülüyor. Eğer hükümetin iddiası doğruysa, korku ve panige kapılmak için haklı nedenlerimiz var, çünkü alt birimlerde çalışanlar yöneticilerinin arkasından bir takım gizli işler çeviriyorsa, o teşkilatta denetim mekanizması işlemiyor demektir.

Bunu biraz daha genişletelim: Eğer dış istihbarat teşkilatının yöneticileri ülkede ne olup bittiğini bilmiyorlarsa, muhtemelen onların hükümetteki muhatapları da olayların farkında değildir. Sonuç olarak da Federal Meclis’te gizli istihbarattan sorumlu milletvekilleri de hükümeti denetleme görevlerini yerine getiremiyordur.

Hükümetin, BND’nin yasadışı faaliyetlerinden yöneticilerin haberi olmadığı yönündeki açıklaması, hepimizi ve demokrasiyi tehlikeye sokar. Neden tehlikeye soktuğuna gelince: Birincisi, bağımsız basın yayın organlarının olmayışı, demokrasinin denetim mekanizmasını zedeleler. İkincisi de, anayasanın tanıdığı basın özgürlüğüne rağmen, gazetecileri takip etmek, onları tehlike atar.

Tüm bu saydığımız sebeplerden dolayı, BND hakkında hazırlanan raporun, olayları yeterince aydınlığa kavuşturmadığını ve dosyanın henüz kapanmadığını söyleyebiliriz. Bundan sonra atılması gereken adım, yasadışı faaliyetleri inceleyen bir meclis soruşturma komisyonunun kurulması ve tanıklar çağırarak ifadelerinin alınması. Acil olarak yapılması gereken ise gizli istihbarat teşkilatlarının faaliyetlerini denetlemesi için sorumlu parlamenterlere daha fazla yetki tanınması. Bazı milletvekillerinin, konuyu izleyen gazetecilerden daha az bilgi sahibi olmaları da endişe verici zaten. Bu arada, gizli haberalma teşkilatına casusluk yapan gazeteci meslektaşlarımızdan beklediğimiz ise utanmaları, özür dilemeleri ve bundan böyle paralarını alınlarının teriyle kazanmaları. Nitekim yanlış atılan adımlarda bedel ödenmesi, insanların gözden çıkarılması, yeri geldiğinde gazetecilerin de dile getirdiği bir talep, bizim meslek için de geçerli.