1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsveç'in zorlu sınavı

1 Temmuz 2009

AB Dönem Başkanlığı el değiştirdi. Ancak yıl sonuna kadar AB Dönem Başkanılığı'nı yürütecek İsveç'i oldukça zorlu bir görev bekliyor. Ekonomik krizden, Lizbon Antlaşması’na kadar çözülmesi gereken pek çok sorun var.

https://p.dw.com/p/Ie4Q
İsveç, AB Konsey Dönem Başkanlığı için özel bir logo hazırladı.
İsveç, AB Konsey Dönem Başkanlığı için özel bir logo hazırladı.

İsveç, AB Konsey Dönem Başkanlığı'na en kötü dönemde yakalandı. Çözülmesi gereken onlarca sorun İsveç’i bekliyor. Örneğin Lizbon Antlaşması ile ilgili sorunlar hâlâ belirsizliğini koruyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra, yeni Komisyonu’nun oluşturulması da sırada bekleyen bir konu. Ancak üye ülkelerle Parlamento arasında önemli görevler konusunda çekişmeler yaşanıyor. Sonbahar ve kış aylarında işsizlik oranının en yüksek seviyelere tırmanmasına yol açan ekonomik kriz de henüz geçmiş değil. Son olarak da Aralık ayında Kopenhag’da düzenlenecek zirvede dünyanın bağlayıcı bir iklim koruma anlaşmasına varıp varmayacağı belli olacak.

İsveç’in Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Cecilia Malmström iklim ile ekonomi arasında güçlü bir bağ görüyor
İsveç’in Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Cecilia Malmström iklim ile ekonomi arasında güçlü bir bağ görüyor.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

İsveç’in Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Cecilia Malmström, iklim ve ekonomi konusunun birbiriyle bağlantılı olduğuna inanıyor:

“Bizim için en önemli iki sorun ekonomik kriz ve iklim değişikliği. Kopenhag'da karbondioksit salınımının azaltılmasını öngören küresel bir iklim anlaşmasına ulaşılması için elimizden geleni yapacağız. AB’nin birlik-beraberlik içerisinde olabilmesi için tek bir ağızdan konuşuluyor olmasına çaba göstermeliyiz. Ekonomi ve iklim krizlerini, iklim dostu bir büyümeye ulaşma yolunda kullanabileceğimiz yollar arayacağız.“

“Bütçe açıkları büyük bir sorun”

İsveç’in muhafazakâr Başbakanı Fredrik Reinfeldt, ülkesinde çökmek üzere olan refah devleti sistemini yeniden canlandırmayı başarmış bir isim. Reinfeldt, Avrupa genelinde de tasarruf yanlısı olarak tanınıyor. Bu yıl Mart ayında, AB’nin her yerinde pahalı teşvik programları ilan edilirken, o, dikkatli olunması konusunda uyarıda bulunan ilk hükümet başkanı oldu:

”Sorun, Avrupa’nın yapabileceği her şeyi yaptığı noktasına doğru gelmeye başlamamızdır. Pek çok Avrupa ülkesinin bütçesi büyük açıklar veriyor. Bu durum yeni sorunları da beraberinde getiriyor. Örneğin, bütçe açıklarını giderebilmek için daha yüksek faiz ve vergi oranlarını..”

İsveç, Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakıyor
İsveç, Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakıyor.

Türkiye’nin AB üyeliğine olumlu yaklaşım

Dolayısıyla, sıkı bir bütçe politikası da İsveç’in dönem başkanlığının belirleyici özelliklerinden biri olacak. Dış politikada ise İsveç tek bir isimle pek çok sonuca ulaşabilecek bir ülke: Dışişleri Bakanı Carl Bildt, sadece eski Başbakan olarak değil, aynı zamanda Balkanlar’da üstlendiği uluslararası arabuluculuk göreviyle önemli deneyimler edindi. Bildt, 1995 yılında AB’nin Eski Yugoslavya Özel Temsilciliği görevini yürüttü. 1999-2001 yılları arasında da BM Genel Sekreteri'nin Balkan Özel Temsilcisi oldu. Belki de Balkan misyonundaki tecrübeleri nedeniyle, Balkanlar’ın batısındaki bütün ülkelerin AB üyesi olabileceği konusunda diğerlerinden daha fazla ısrarcı. Avrupalı diğer pek çok muhafazakâr politikacının aksine Türkiye’nin AB üyeliği de Bildt için korkunç bir kâbus değil. Bildt’in özlem duyduğu şey ise dürüstçe yapılan bir fikir teatisi.

”Benim Avrupa hayalim, bütün Avrupa’yı birleştiren bir Avrupa’dır. Benim Avrupa hayalim, belirli ülkeleri, inanışları ya da ulusları dışlayan bir Avrupa değildir. Bu, çok azimli bir vizyon ve bununla bağlantılı bütün zorlukları anlıyorum. Fakat bu konuyla başa çıkabilmek için tek yol, açık bir tartışma yapılmasıdır. Belki de şu ana kadar bunu çok az yaptık.”

Christoph Hasselbach / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Murat Celikkafa