1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İtalya’da insan hakları ihlali iddiası

Bernd Riegert24 Eylül 2005

İtalyan Lampedusa adasındaki mülteci kampında insan haklarının ihlal edildiği yönündeki iddiaların gündeme gelmesinin ardından, Avrupa Parlamentosu adaya bir inceleme ekibi gönderdi. Parlamenterler, dönüşlerinde adadaki durumun savunulamaz olduğu kanısındaydılar. DW’den Bernd Rigert’in haberi...

https://p.dw.com/p/AaXA
Afrika'dan deniz yoluyla Avrupa'ya gelen kaçakların ilk durağı Lampedusa
Afrika'dan deniz yoluyla Avrupa'ya gelen kaçakların ilk durağı LampedusaFotoğraf: dpa - Fotoreport

Parlamenterler, uzun ve zorlu görüşmeler sonrası, polis ve askerlerin gözetiminde, Lampedusa’daki mülteci kamplarından birine gidebildiler. Ancak fotoğraf ve video kamerayla çekim yapmaları istenmedi. Kampa ulaştıklarında ise onları bir sürpriz bekliyordu. Aslında daha önce 400 kadar kaçağın bulunduğu barakalar boştu. Ekipteki Fransız parlamenter Martin Roure, bölgeye ulaşmalarından kısa bir süre önce kaçakların gönderilmiş oldukları bilgisini aldıklarını söyledi.

İtalyan yetkililer, çoğu Afrika kökenli olan kaçakların birkaç gün içinde Libya’ya gönderildiklerini ve bu sayının yılda 4 bini bulduğunu dile getirmişlerdi. Ancak parlamenter Rouer’e göre, tam sayıyı kesin olarak bilmek zor, çünkü kampta kayıt defteri tutulmuyordu. Kamptaki barakalarda da incelemelerde bulunaduklarını dile getiren Roure, Avrupa standartlarının uygulanmadığını tespit ettiklerini dile getirdi ve “Ortalama 190 kişinin bulunduğu odalarda kapısı olmayan 12 tuvalet ve 18 lavabo saydık. Gerçi buradan da tuzlu su akıyordu” dedi.

Parlamenterler İtalya’yı sorumlu tutuyor

Parlamenterler, kamptaki bu koşullardan ise İtalyan yönetimi sorumlu tutuyor. Boşaltılmış mülteci kampında edindikleri izlenimin, İtalyan hükümetinin bazı gerçekleri gizlemeye çalıştığını gösterdiğini belirten Alman parlamenter Wolfgang Kreissl-Dörfler sözlerini şöyle sürdürdü: “Herşeyi duymamış ve görmemiş olmamız, herşeyin yasalara uygun bir şekilde yürümediği kanısını onaylıyor.”

Wolfgang Kreissl-Dörfler’in sert eleştirilerinden biri de mültecilerin derhal Libya’ya sınırdışı edilmesi konusunda. İtalyan kaynaklı verilerden kuşku duyan Alman parlamenter, çok az sayıda insanın, önceden belirlenmiş olan mülteci prosedürüne tabi tutulduğunu düşünüyor. Kreissl-Dörfler bu konuda da “Mülteci kamplarına girişlerde hemen hemen hiç hukuki danışman olmadığını ve çok ciddi bir şekilde tercümanlık sorunu yaşandığını gördüğümüzde, edindiğimiz izlenim, İnsan Hakları Sözleşmesi ve Mülteci Konvansiyonu’nun ihlal edildiği oldu” şeklinde konuştu.

İtalya’nın savunması

Ortaya atılan tüm bu iddilar BM Mültecilere Yardım Örgütü’nü de rahatsız ederken, Roma’daki hükümet geri gönderilme uygulamasının yasal olduğunu savunuyor. İtalyan hükümeti, Libya’yla imzaladığı ve “üçüncü güvenli ülke” olarak adlandırılan çift taraflı mülteci antlaşmasına atıfta bulunuyor.

Ancak bu duruma şüpheli yaklaşan Alman parlamenter, “Yıllar boyunca kötülüğün merkezi olarak görülen Libya, ilk kez güvenli bir ülke olarak görülüyor. Oraya gönderilen insanlara aslında ne olduğuna, nerelere gönderildiklerine bakılmaksızın” dedi.

AP Lampudusa’yı incelemeye alıyor

Bu izlenimlerle dönen parlamenterlerin raporları doğrultusunda, Avrupa Parlamentosu da şimdi Lampedusa adasında neler olup bittiğini önümüzdeki hafta ele almayı planlıyor. Sosyal Demokratlar’dan Kreissl – Dörfler’in amacı da bu noktada Avrupa’da mültecilere uygulanan prosedür doğrultusunda üçüncü güvenli ülke kriterlerini tartışmaya açmak. Diğer yandan, parlamenterler İspanya, İtalya, Polonya ve Malta’da bulunan mülteci kamplarına inceleme gezilerine sürdürmek istiyor.