1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2412 İran Kermani

24 Aralık 2009

İran'da, muhalif dini liderlerden Büyük Ayetullah Hüseyin Ali Muntazeri’nin 87 yaşında hayata veda etmesiyle birlikte rejim karşıtları yeniden sokaklara döküldü. İran uzmanları gösterilerin devamını bekliyor.

https://p.dw.com/p/LCZo
Fotoğraf: picture-alliance / dpa / DW-Montage

İran'da muhalefetin yeniden protesto gösterilerine başladığı İran’da neler yaşanıyor ve bu gelişmeler nasıl değerlendirilmeli? Deutsche Welle’den Değer Akal, bu soruları Almanya’da yaşayan İranlı şarkiyatçı ve yazar Navid Kermani’ye yöneltti. Hessen Kültür Ödülü sahibi Kermani, Türkiye’nin izlediği İran politikasını da eleştirdi.

- Büyük Ayetullah Muntazeri'nin ölümü İran’daki reform yanlıları açısından ne anlam ifade ediyor?

İranlı şarkiyatçı ve yazar Navid Kermani
İranlı şarkiyatçı ve yazar Navid KermaniFotoğraf: picture alliance/dpa

Kermani: “Bu çok büyük bir kayıp. Zira 'Büyük Ayetullah' olan Muntazeri aynı zamanda rejimin keskin muhalifiydi. Demokratik reform yanlısıydı. Çok sayıdaki fetvasında demokrasiden yana tavır ortaya koydu. Mevcut rejimin meşruiyeti olmadığını söyledi. İnsan hakları ihlallerini gündeme getirdi. Azınlık haklarından yana tavır ortaya koydu. Bu hareketin ruhani lideri konumundaydı. Ama gayet tabii ki ölümü yeni gösterilere de vesile oldu ve olacaktır. Bu toplumsal hareket çok yakın bir zamanda durdurulabilecek gibi değil.”

- Peki Muntazeri’nin cenazesiyle birlikte reformcular yeniden sokaklara çıktı. Reformcularla hükümet arasındaki güç mücadelesinde gerilimin tırmandığını söyleyebilir miyiz?

Kermani: “Bu güç mücadelesi aralıksız sürüyor. Tüm baskılara ve yasaklara rağmen rejim karşıtları, yüz binlerce kişi, hatta bir milyona yakın kişi sokaklara çıkıyor. Bu hükümetin tüm baskılara rağmen bu protestoları önleyemediğini, gücünü aştığını gösteriyor. Belki zor kullanarak insanların sokaklara çıkmasını önleyebilirsiniz, ancak toplumsal rahatsızlık artık engellenebilecek boyutları aştı.”

- Bir süredir İran’da muhaliflerin protesto gösterilerine tanık oluyor. Sonra durum tekrar sakinleşiyor. Bu süreç nereye doğru ilerliyor?

Kermani: “Rejim tüm gücüyle, silahlar buna dâhil, bir değişimin önüne geçmeye çalışacaktır. Ama değişim isteyen insanlar şiddete yönelmek istemiyor, kan dökülsün istemiyor. Zaten kanlı bir devrimi yaşadılar. Ama baskı arttıkça memnuniyetsizlik de artacaktır. Muntazeri’nin yasını tutmak isteyenlere uygulanan baskı da tepkiye yol açıyor. Zira Muntazeri yanlıları toplumun en ücra köşelerine kırsal bölgelerde yaşayan insanlara kadar uzanıyor.

- Peki bu süreçte uluslararası toplumun oynadığı rolü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kermani: “Ben özellikle İslam dünyasının ve özellikle Türkiye’nin İran’daki gelişmelere yönelik tepkilerini utanç verici buluyorum. Müslüman bir cumhurbaşkanı ve başbakanıyla Türkiye’nin, hapishanelerde insanların tecavüze uğradığı, insanların işkence gördüğü, özünde İslam'ı tamamıyla karşısına alan bir rejim karşısındaki tutumunu utanç verici buluyorum. Çünkü bu rejime elinde kalan son meşruiyet kozunu tanıyor. Ne yazık ki insan hakları ihlallerine yönelik eleştiri hep Batı'dan geliyor. Bu bir felaket. Bu rejimi güçlendiriyor. Yurtdışından ve özellikle İslam dünyasından bu desteği görmeseler rejimin ömrü çok daha kısa sürerdi. “

- Peki özellikle Türkiye’nin bu tutumunu neye bağlıyorsunuz?

Kermani: “Belki sizi şaşırtabilir ama şunu söylemeliyim: Türkiye’nin son yıllarda yaptığını büyük bir saygı ve gıptayla izliyorum. Çok olumlu değişim görüyorum Türkiye’de. Ancak Türkiye’nin şu anda izlediği İran politikaları korkunç. İran halkına çok kötü etkileri var. İslam adına hareket ettiğini iddia eden, ancak İslami tüm yönlerini kaybetmiş bir rejime destek veriliyor, meşruiyet kazandırılıyor. Halkını karşısına alan, ispatlanmış bir şekilde seçimlere hile karıştıran bir rejime nasıl destek verilir? Türkiye’de İslami yönü ağır basan bir hükümetin İran’da açıkça İslam'ı yaralayan ve İslam'ın dünyadaki imajını yaralayan bir rejimi desteklemesini ben anlamıyorum, İran halkı ve ruhani liderleri de anlamıyor. Türkiye’nin bu tutumu ancak güç politikasıyla gerekçelendirilebilir, ama bu İran’daki demokratikleşme sürecine çok büyük zarar veriyor?"

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Değer Akal / Deutsche Welle

Editör Hülya Köylü