1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslamcı örgütler Mağrip’te yayılıyor

Jan Tussing/Rabat16 Nisan 2007

Fas ve Cezayir’de geçen hafta düzenlenen bombalı saldırıları El Kaide’nin Kuzey Afrika’daki kolu olan İslami Mağrip El Kaidesi örgütünün üstlenmesi, halkı tedirgin etti. Şimdi herkes saldırıların devamının gelmesinden endişeleniyor. Peki El Kaide bölgede nasıl bir faaliyet içinde?

https://p.dw.com/p/AZQ0
Cezayir'de 11 Nisan'da Mağrip El Kaidesi'nin düzenlediği saldırıda 30'dan fazla kişi öldü.
Cezayir'de 11 Nisan'da Mağrip El Kaidesi'nin düzenlediği saldırıda 30'dan fazla kişi öldü.Fotoğraf: picture alliance/dpa

Birçok terör uzmanı “terör Kuzey Afrika’ya geliyor” tezini savnuyor. Cezayir’de iç savaşın sona ermesinden bu yana mücadele eden, rejim karşıtı kısa adı GSPC olan Salafist Vaaz ve Savaş Örgütü, bu yılın Ocak ayında adını değiştirerek, İslami Mağrip El Kaidesi ismini aldı.

Fransız Uluslararası Araştırma Merkezi Ceri’den siyaset uzmanı Louis Martinez’e göre El Kaide bu sayede Kuzey Afrika’ya uzanmış oldu. “Şimdilerde hedefini tam olarak oturtmamış olsa da Fas’ın Tanca kentinden Mısır Kahire’ye uzanan ortak bir cephenin kurulduğunun gözlendiğini” söyleyen Martinez, “Bu cephe, Avrupa’yla bağlantısı olan bu bölgede hem toplum içinde hem de ekonomide istikrarsızlığa, kargaşaya yol açmayı hedefliyor” diyor.

Tarih özellikle mi seçildi?

11 Nisan tarihinin, 11 Eylül New York ve Washington, 11 Mart Madrid saldırılarını anımsatması nedeniyle bilinçli olarak seçildiğini söyleyen siyaset bilimci Martinez, ancak El Kaide’nin Kuzey Afrika ülkelerinde tam olarak ne yapmayı planladığının henüz kesinlik kazanmadığını belirtiyor.

Örgütün lideri Ebu Musab El Vudud, Ocak ayında yaptığı açıklamada en büyük düşmanlarının inançsızlar ya da Haçlılar olduğunu söylemişti. Musab El Vudud ikinci sıradaki düşmanlarının Kuzey Afrika’yı sömüren eski Fransız güçleri ve Amerikalılar, üçüncülerinse Cezayir hükümeti olduğunu kaydetmişti. Bu açıklama, terör saldırılarının özellikle de turistlerin rağbet ettiği Fas ve Tunus’ta devam edeceği yönündeki endişeleri gündeme getirdi.

Akdeniz ve Arap ülkeleriyle ilgili politik araştırmalar yapan Fransız CERNAM enstitüsünden Hüsnü Abidi, Fas’la Cezayir’deki saldırılar arasında bir bağlantı olduğunu vurguluyor. “Her iki saldırının da ağır bir sonucu beraberinde getirdiğini, Fas’ın İslamcılarla mücadelede zorluk çektiğini” söyleyen Hüsnü Abidi, Fas’ta Eylül'de yapılcak seçimlerde Adalat ve Kalkınma Partisi (PJD) adlı ılımlı İslamcıların partisinin yüzde 70 oranında oy alarak iktidara gelebileceğini belirtiyor.

Fırtınadan önceki sessizlik

PJD, radikal dincilere yönelik askeri operasyonları desteklemeyen halkın gözünde bile meşru bir muhalif hareket. Cezayir’de de fırtına öncesi sessizlik yaşandığını söyleyen siyaset bilimci Hüsnü Abidi, ülkede kısa adı FIS olan İslami Selamet Cephesi’nin liderlerinin politikaya yeniden dönme ihtimali olduğuna dikkat çekiyor.

Hüsnü Abidi, Fas ve Tunus’ta da politik atmosferin değiştiğini ve yetkililerin radikal dinci gruplarla mücadeleya ağırlık vererek alarma geçtiğine işaret ediyor.