1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Japon tarikat liderine ölüm cezası

Martin Fritz27 Şubat 2004

Yaklaşık 9 yıl önce Tokyo Metrosu'nda 12 kişinin ölümüne neden olan zehirli gaz eylemini gerçekleştiren Asahara, ölüm cezası aldı. Tarikat liderinin avukatları kararı temyiz edecek.

https://p.dw.com/p/AamX
Japon tarikat lideri Şoko Asahara
Japon tarikat lideri Şoko AsaharaFotoğraf: AP

Tokyo Metrosu’na zehirli sinir gazı ile saldırı eyleminin üzerinden 9 yıl gibi uzun bir süre geçti. Olayın sorumulusu, Aum tarikatı lideri Şoko Asahara, bugün Tokyo’da çıkarıldığı mahkemede ölüme mahkum edildi. 20 Mart 1995 yılında meydana gelen saldırıda 12 kişi ölmüş, binlerce kişi de yaralanmıştı. Mahkeme heyeti Asahara’yı, tarikat üyelerinin işlediği diğer cinayetlerden de sorumlu buldu.

Temyiz duruşmaları uzayacak

Mahkeme, tarikat lideri Asahara’nın 22 cinayet olayını azmettiren kişi olduğunu sabit bularak, sanığın idamına karar verdi. Kararda, Auk tarikatının diğer üyelerinin ifadeleri de etkili oldu. 48 yaşındaki Asahara ile birlikte 200 kadar tarikat üyesinin duruşması noktalanmış oldu; bunlardan 11’i halen idam hücresinde yatıyor. Bu arada Asahara’ya devletin görevlendirdiği oniki avukat, kararın temyiz edilmesini talep ederek, görevlerinden çekildiklerini açıkladılar. Bu durumda temyiz duruşmalarının daha uzun yıllar sürmesi gündeme gelebilecek.

Tarikatın yapısı

Asahara’nın avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu savunurken, avukatların sözcüsü Osamu Watanabe şöyle konuşuyor: "Mahkeme, bu cinayetlerin neden işlendiği konusunda bir açıklama yapmadı. Aum tarikatının yapısı nasıl, üyelerinin liderleriyle ilişkisi ne düzeyde, dini faaliyetleri nasıl yürüyor, bunlar açığa çıkarılmadı. Asahara’nın sorumluluğu konusunda elde bir kanıt bulunmuyor."

Devletin tavrı öfkelendirdi

Kurbanların mahkemeyi izleyen yakınları, karar hakkında bir yandan memnuniyetlerini dile getirirken, öte yandan da devletin kayıtsız tavrına öfkelendiler. Japonya devleti, terör eylemlerine maruz kalan kişilere tazminat ödemelerini şu anda yasallaştırmış olsa da, o dönemde çok sayıda kurbana yapılan tıbbi müdahale masraflarını tazmine yanaşmıyor. Ayrıca bazı kurban yakınları, -Japonya’da alışılmışın tersine- mahkum edilen kişinin yaptıklarından dolayı pişmanlık duymaması ve özür dilememesinden dolayı da hayal kırıklığına uğradılar.

Karar, yürek hafifletti

50 kurban yakınının temsilcisi olarak konuşan Şizue Takahaşi, kararın okunmasından sonra şöyle konuşuyordu: ”Ben Asahara’nın ölüme mahkum edilmesini istiyordum, o nedenle kararı iyi buluyorum. Saldırıda yaşamını yitiren eşimin mezarını bu sabah ziyaret ettim ve onun ruhunu beraberimde mahkeme salonuna getirdim. Mahkemenin verdiği ölüm kararı bu nedenle yüreğimi hafifletti.”

Canavar da olsa vatandaş!

Japon aydınları, adalet makamlarıyla devletin, bu toplumsal faciayı derinlemesine analiz etmedikleri suçlamasında bulunuyorlar. Onlara göre Asahara’yı ”canavar” olarak niteleyenler, onun aynı zamanda Japon vatandaşı olduğunu unutuyorlar.