1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Jupp Derwall 80 yaşında

Baha Güngör/DW9 Mart 2007

80’li yılların ortalarından itibaren dünya futbol otoritelerini şaşırtan bir hızla kalkınan Türk futbolunun bu başarısının temelinde yatan en önemli isimlerden biri Jupp Derwall. 1984-1988 arasında çalıştırdığı Galatasaray'ın UEFA kupasını kazanmasına kadar uzanan başarı zincirinin ilk halkalarının temellerini atan Derwall 80 yaşına basıyor.

https://p.dw.com/p/AaGP
Oyuncu olarak işe başlayan Derwall, 1970'te milli takım teknik direktörü yardımcısı oldu.
Oyuncu olarak işe başlayan Derwall, 1970'te milli takım teknik direktörü yardımcısı oldu.Fotoğraf: dpa

“Efendi” tanımlamasına çok uyan kişiliği, mütevazi davranışları ve insan savgisiyle kısa zamanda sadece Galatasaray taraftarlarının değil, tüm Türk halkının sevgisini ve saygısını kazanan “Derwall Efendi”, 80. yaş gününü ailesiyle her türlü gürültü ve kalabalık törenlerden uzak durarak yaşamını sürdürdüğü Almanya’nın Saarland eyaletinin küçük bir kasabasında kutlayacak.

Galatasaray’da görev yaptığı dört yıl içinde iki kez lig ve bir kez kupa şampiyonluğu kazanan Derwall, 1991 yılında geçirdiği kalp krizinin ardından tam deyime uygun kendi kabuğuna çekildi.

Galatasaray kulübünün tesislerinde örneğin bahçıvanlara örneğin futbol için gereken uzunluklukta ve sıklıkta gereken çimi ekmeyi, biçmeyi ve sulamayı öğreten Derwall, Türk-Alman ilişkilerine sağladığı büyük katkıdan dolayı doğup büyüdüğü Aachen kentinin üniversitesi tarafından fahri doktora ile ödüllendirldi.

Kariyerine oyuncu olarak başladı

Derwall’in 1940’larda oyuncu olarak başlayan futbol karyeri 1970-1978 yılları arasında Alman Milli Takımı Teknik Direktörü Helmut Schön’ün yardımcılığına getirilmesiyle yeni bir boyut kazandı. 1974 yılında Dünya Şampiyonu olan efsanevi Alman milli takımı, 1978 yılında yeni teknik patronu Derwall’e emanet edildi.

1980 yılında İtalya’da Avrupa Şampiyonu olan Almanya, 1982’de İspanya’da dünya ikincisi oldu, ancak bu ünvanı yetersiz gören Alman futbol otoriteleri ve basını Derwall’i acımasızca eleştirerek iki yıl içinde görevinin sona ermesini sağladılar ve takımın başına ünlü futbol adamı Franz Beckenbauer’i getirdiler.

Derwall ise kendisi açısından ve ruh sağlığı için en doğru seçimi yaparak Galatasaray’ın teklifini kabul etti ve bu da sonuçta Türk futbolunun dünya üçüncülüğüne kadar uzanan altın çağının başlangıç noktası oldu.

"Halktan biri"

Geçen yaz Almanya’ya unutulmaz bir Dünya Şampiyonası yaşatan ve kendi ülkesinde sadece üçüncü olmasına rağmen “kalplerin şampiyonu” ilan edilen Alman milli takımının başarısını dahi tribünler yerine televizyondan seyretmeyi tercih eden Derwall, Jürgen Klinsmann-Joachim Löw ikilisinin yarattığı genç, dinamik ve sempatik ekibi “seyretmeye doyamıyorum” diyerek övüyor.

Oyuncularıyla dostça ilişkiler kurmayı tercih eden Derwall, belki bu yüzden ipleri çok gevşek tutmakla suçlandı, ancak kamuoyunda da sevecen ve halktan biri olarak tanındı.