1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kölelikle mücadele kampanyası

Henriette Wrege22 Ağustos 2006

İnsan hakları örgütü Terre des Homes’in tahminlerine göre, dünyada 12 milyon 300 bin kişi fakirlik yüzünden köle gibi kullanılıyor. Günde 2 dolardan az bir parayla geçinmek zorunda olanların sayısı 1 milyar 400 milyonu buluyor. Uluslararası Çalışma Örgütü de kölelikle mücadele için bir kampanya başlattı.

https://p.dw.com/p/AaMQ
Dünyada yaklaşık 1,5 milyar kişi günde iki dolardan az bir parayla geçinmek zorunda
Dünyada yaklaşık 1,5 milyar kişi günde iki dolardan az bir parayla geçinmek zorundaFotoğraf: picture-alliance/dpa

Yaklaşık 1,5 milyar dünyalı kölelik benzeri şartlar altında ve günde iki dolar bile kazanamadan çalışmak zorunda. Kendi kaderini bizzat tayin hakkı olmayan bu insanların velayeti onları köleleştirenlerde. Köle gibi çalıştırılanların çoğu da Afrika ve Asya’da üçüncü üçüncü dünya ülkelerinde. Futbol topu diken ya da taş ocaklarında balyoz sallayan çocuklar, küçücük imalathanelerde Avrupa pazarlarına bluz diken, zenginlere hizmetçilik yapan ya da fuhuşa zorlanan kadınlar.

İşte tüm bunların önüne geçmeyi hedefleyen Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) de köle isçilikle mücadele amacıyla bir kampana hazırlığında. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Almanya temsilciliginden Wolfgang Hellar, hazırladıkları kampanya ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Örgütümüz bu özel programla, insanların zorla çalıştırılmasını önlemeye çalışıyor. Öncelikle dünyanın en fakir ülkelerinde 12 milyondan fazla kadın, erkek ve çocuk kölelikten farkı olmayan şartlar altında çalışmaya zorlanıyor. Biz bu talihsiz insanlarin kölelikten kurtarılmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz.”

Genç kızlar kandırılıyor

Köle işçilik ve insan ticareti sayesinde insan tacirlerinin kazandıkları para yılda 32 milyar Amerikan dolarını buluyor. Çalışmak üzere üzere zengin ülkelere gönderilen genç ve tecrübesiz kızların istismar edilmesi de bu alandaki kârli işler arasına girdi. Yurtdışında iyi para kazanma vaadiyle kandırılan genç kadın ve kızların kurtarılmasına çalışan Uluslararası Çalışma Örgütü, Avrupa Birliği ve diger uluslararası kuruluşların da yardımıyla, insan haysiyetine yaraşır çalışma şartlarının standartlastırılmasına çalışıyor.

İnsan onuruna aykırı olmayan çalışma koşulları, aynı zamanda temel sosyal hakları da kapsıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Almanya temsilciliğinden Wolfgang Heller, sanayileşmiş ülkelerdeki sosyal sistemin temel yapı taşlarının, “alıcı“ konumundaki gelişmekte olan ülkelere de aktarılması konusuna ILO ve federal Alman hükümetinin büyük önem verdigini vurguladı. Nitekim AB Komisyonu’nun mayıs ayında yayınladığı bir bildiride şu cümle yer alıyordu: “Bütün dünyadaki kadın ve erkeklerin, özgürlük, güvenlik, adalet ve insan haysiyetine uygun çalışma şartlarına kavuşturulması esastır.“

İşverenlerin tasarrufu

Ancak Heller, ücret yan maliyetlerine işverenlerin sürekli olarak tasarruf noktası gözüyle bakmasının yanlış olduğunu savunarak şunları söyledi: “Bundan yaklaşık iki yıl kadar önce, çalışanların memnuniyeti ile ekonomik verimlilik arasındaki ilişkiyi konu alan geniş kapsamlı bir araştırma yaptık. Bunun sonucunda, örneğin İskandinavya ülkeleri gibi çalışanların sosyal güvenliği alanında büyük yatırımlar yapan toplumların, aynı zamanda ekonomik açıdan en başarılı ülkeler olduğunu gördük.“