1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Küreselleşmeye karşı kadın hareketi

Monika Hoegen24 Mayıs 2004

Üretimin ucuz iş gücü ülkelerine kayması ile işlerini kaybeden Avrupalı kadınlar ”Gelişen Avrupa’da Kadınlar” adlı bir ağ oluşturdular. Hedef küreselleşme ve liberalleşmenin kadın haklarına etkisini ve önlemleri tartışmak. Kısa adıyla WİDE örgütüne mensup 39 ülkeden 200 kadın geçen hafta sonu Bonn’da biraraya geldi...

https://p.dw.com/p/AakB
Kadınlar artık geleneksel ya da kültürel sorunlar dışında, ekonomik sorunlarla da mücadele ediyor...
Kadınlar artık geleneksel ya da kültürel sorunlar dışında, ekonomik sorunlarla da mücadele ediyor...Fotoğraf: AP

Meksika’nın Cancun kentinde geçen yıl yapılan Dünya Ticaret Örgütü Konferansı’nın başarısız kalmasından sonra, şimdi sırada Brezilya’nın Sao Paulo kentinde yapılacak BM Kalkınma ve Ticaret Konferansı var. Kadın hakları savunucuları bu konferansta alınacak kararların istihdam piyasasında kadınları zor durumda bırakabileceğinden endişe ediyor.

BM’nin hemen hemen bütün belgelerinde kadınların özel durumuna dikkat çekiliyor ve pozitif ayrımcılık talep ediliyor. Ama belgelerde yer almak kadınların durumunu düzeltmek için yeterli değil. Küreselleşme, sadece istihdam piyasasını değil, özelleştirmelerle kadınların günlük yaşamını da etkiliyor. Bonn’daki konferansa Hindistan’dan katılan ekonomist Devaki Jain şunları söyledi:

”Küreselleşmenin, özel olarak kadınları etkileyen bazı sonuçları var. Örneğin özelleştirme. Liberalleştirme ile birlikte devlet ekonomideki sorumluluklarından vazgeçiyor ve sudan elektriğe temel yaşam ihtiyaçları özelleştiriliyor. Su ve enerjinin günlük kullanımından en çok etkilenenler ise kadınlar. Ne yazık ki hala ev işlerinden kadınlar sorumlu, bu yüzden suyun ya da gazın nereden geleceği en çok onları ilgilendiriyor. Çalışma koşulları esnekleşti ve ailelerinin aç kalmasını önlemek için bu tür işleri kabul edenler yine kadınlar.”

Kadınların yeni mücadelesi

Hintli ekonomiste göre küreselleşme döneminde ekonomik mücadele, kadın hakları için ya da kültürel baskıya karşı mücadeleden daha önemli hale geldi.

Kadın hareketinin geleneksel sorunlara karşı çıkmakla başladığını, ama şimdi ekonomik sorunların kadın ile erkek arasındaki eşitsizliği derinleştirdiğini belirten Jain şöyle devam etti:

"Özelleştirme ve ulusal piyasaların çok uluslu şirketlere açılması, kadın haklarının kesilmesi anlamına geliyor. Kendi ülkem açısından, kültürel sorunlarla uğraşmadan önce neo-liberal sorunlarla uğraşmamız gerektiğinden eminim."

Afrikalı kadınların sorunları

Afrikalı kadınlar ise geleneklerden şikayetçi. Nijerya’dan Christiana Charles Iyoha, Afrika’da kadınların en büyük sorununun ataerkillik olduğunu, karar mekanizmalarında yer alamadıklarını söylüyor. Afrika’da gıda maddelerinin % 80’ini kadınlar üretiyor, ama tarlaların sahibi erkekler.

Sağlık hizmetleri ve eğitim de öncelikle erkeklere yönelik. Bunun ötesinde kadınların kurban edilmesine varan yerel inançlar var. Christiana Charles Iyoha, hala tanrıları sakinleştirmek için genç kızların kurban edildiğini anlatıyor ve asıl sorunun geleneklerle mücadele olduğunu söylüyor.

Balkan ülkelerinde kadınlar

Balkan ülkelerininin durumunu anlatan Mirjana Dokmanoviç ise farklı bir gelişmeye dikkat çekiyor. Dokmanoviç de kendi bölgesinde kadınların sorunlara değinerek, ”Bizler sosyalist rejim zamanındaki haklarımızı korumak için mücadele etmek zorundayız. Hükümetler, uluslararası yatırımcıları çekebilmek için çalışanların sosyal ve ekonomik haklarını kestiler. Bundan en çok etkilenenler de kadınlar. İşe en son alınan ve ilk çıkarılanlar bizleriz" diye konuştu.

Bonn’daki konferansta kuzey ve güney yarıküre ülkelerindeki kadınların durumunun ne kadar farklı olduğu ortaya çıktı. Bununla birlikte küresel yapıdaki değişikliklerin günlük yaşamı zorlaştırdığı tüm kadınların ortak görüşü idi. Kadın grupları buna karşı çıkmak için birlikteliklerini sürdürmekte kararlılar.