1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kıbrıs artık Avrupa'nın sorunu

Peter Phillip / DW22 Ekim 2004

Bugüne kadar girişilen onca denemeye karşın çözüm kazanamayan Kıbrıs sorununda, sadece Rumları temsil eden cumhuriyetin meşru sayılarak AB üyeliğine kabulü sonrasında da henüz bir ilerleme yok. Tek bir farkla; şimdiye kadar Kıbrıs halkları dışında Türkiye ile Yunanistan’ı ilgilendiren bu konu, şimdi Avrupa’nın bir sorunu haline dönüşmüş bulunuyor. Peter Philipp Kıbrıs’ta varılan noktayı yorumladı:

https://p.dw.com/p/Aa0K

"AB, 1 Mayıs tarihinde Rumlar tarafından temsil edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’ni resmen bünyesine katarken, yıllardır kimsenin çözmeyi beceremediği köklü bir toplumlararası sorunu da bir anlamda kendi başına sarıyordu. Birliğe üye olmanın coşkusuyla Ada’da son anda sağlanması umulan toplumlararası uzlaşma, Rumların halkoylamasındaki olumsuz tutumu nedeniyle gerçekleşemeyince, AB de bu sorunun çözümü sürecindeki ilk hayal kırıklığını tatmış oluyordu.

Halkoylamasında Rumlar tarafından reddedilen Annan Planı, Ada’daki devlet yapısını eski haline getirmekten çok, 1974’den beri oluşan yeni fiili duruma meşruiyet kazandırmayı, her topluma kendi bölgesinde yönetimi üstlenme hakkını tanımayı ve iki halk grubunun zayıf bir merkezi devletin çatısı altında birleşmesini öngörüyordu.

1983’den beri Türkiye’den başka hiç bir devletin resmen tanımadığı Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti'nde yaşayan ada Türkleri ise Annan planını onaylayarak gösterdikleri siyasi olgunluğun, şimdi AB tarafından ödüllendirilmesini bekliyor. Brüksel’in ise oluşan bu fiili duruma karşın tüm planlarında Ada’yı bütünlük içinde bir devlet olarak gördüğü ve toplumlararası sorunun da zaman içinde çözümlenebileceğini umduğu göze çarpıyor.

Bu ümidin oluşmasında Türklerin önemli payı var. Bundan bir yıl kadar önce Ada’yı boydan boya bölen yeşil hattı aralayan Türk tarafı, 30 yıllık bölünmüşlüğün ardından karşılıklı geçiş ve ziyaretle izin vererek büyük sempati topluyordu. Bu özgürlükten, şimdiye kadar iki kesim arasında hareket etmede büyük zorluklar yaşayan yabancılar da yararlanıyor. Rum tarafı, Ada’ya Türk kesiminden giriş yapanlara artık ”yaşadışı” turist gözüyle bakmıyor, eskisi gibi cezalandırmıyordu.

AB ülkelerinin Kuzey Kıbrıs Türkleriyle doğrudan ticari ilişkiye geçme niyetine ise Rum tarafının pek hoşgörüyle bakmadığı dikkat çekiyor. Kasım’da işbaşına gelecek yeni AB Komisyonu’nun, ilk iş olarak Kuzey Kıbrıs’a ayrılan 259 milyon Euro’luk mali yardımı yapıp, ardından da ticari ilişkileri düzenleyen sözleşmenin hazırlığına girişeceği belirtilmekteydi.

Rumlar, mali yardıma itirazda bulunmazken AB ülkelerinin Kuzey Kıbrıs ile ticaret ilişkisine girmesine, birlik üyesi olarak kendi çıkarlarını zedeleyeceği gerekçesiyle karşı çıkıyorlar. Bunun anlaşılması üzerine komisyonun ticari ilişkilerle ilgili kararını 2005 yılına ertelemeye razı olduğu belirtiliyor. Bu geri adım şimdilik Rumları sevindirse de, konunun gelecekte AB’nin başını daha çok ağrıtacağı kesin."