1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kıbrıs'ta mülkiyet davalarında yeni dönem

Selim Sayarı / Lefkoşa23 Haziran 2006

Kıbrıs’ta Türk tarafının mülkiyet davalarına ilişkin yaptığı son hamleyle Ada’da yeni bir tartışma başladı. Mal Tanzim Komisyonu’nun başvuru yapan 2 Rum’a topraklarının iadesi yönünde karar verirken, Rum yönetiminin politika değişikliğine gideceği sanılıyor. Lefkoşa’dan Selim Sayarı’nın haberi...

https://p.dw.com/p/AZt8
Kıbrıs'ta Türk tarafı iç hukuk yolu oluşturmaya çalışıyor
Kıbrıs'ta Türk tarafı iç hukuk yolu oluşturmaya çalışıyorFotoğraf: AP

Kıbrıs sorununun temelini oluşturan mülkiyet konusunda, Türk tarafının açılımlarıyla değişen parametrelerin, Rum yönetimini politika değişikliğine zorlayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Lefkoşa kulislerinde,Türk tarafında kurulan ve mahkeme gibi çalışan mal tazmin komisyonunun, başvuru yapan 2 Rum’a Kuzey’de kalan topraklarını iade etmesiyle başlayan ve Kıbrıslıların “mülkiyet devrimi” diye nitelediği yeni dönemin, Türk tarafının elini güçlendireceği buna karşılık Rumları yeni politika üretmek zorunda bırakacağı yorumları yapılıyor.

Rum Yönetimi, 1974’ten sonra Kuzey’deki mallarını bırakarak Güney’e göç eden vatandaşları aracılığıyla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhine mülkiyet davaları açılmasını destekliyordu. Rumların izlediği mülkiyet politikası başarılı oldu ve 2 bin 3 yılında Türkiye, Titina Loizidu’ya 1 milyon euro tazminat ödedi. Loizidu davası sonrasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran Rumların sayısı bin 400’e yükseldi, bu durum Ankara’da sıkıntı yarattı.

İç hukuk oluşturma çabası

Kıbrıs’ta işgalcilikle suçlanan ve mülkiyet davaları sonucunda tazminat ödemeye mahkum edilen Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de telkiniyle Kuzey Kıbrıs’ta bir iç hukuk yolu oluşturulması fikrini benimsedi. Kuzey Kıbrıs hükümeti aralarında 2 yabancı üyenin de bulunduğu mal tazmin komisyonunu kurdu ve 2 Rum’a kuzeydeki topraklarını iade etti.

Gelinen noktada Rumların artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerine komisyona başvurmak zorunda kalacağı, böylece Rum yönetiminin mülkiyet politikasını sürdüremeyeceği yorumu yapılıyor. Türk tarafındaki komisyona başvuruların büyük bir hızla artacağı, 200 bin Rum göçmenin kuzeydeki mallarının parasal karşılığı için 40 yıllık sorunun çözümünü beklemeyeceği de belirtiliyor.

Türk tarafının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılan davaların önüne geçmeyi amaçlayan politik satrancın ilk hamlesinde avantajlı görünürken, şimdi Avrupa Birliği üyesi Rum tarafının karşı hamlesinin ne olacağı bekleniyor. Ancak Komisyonun toprak iadesi kararı Rum yönetimi tarafından Türkiye’nin aldatmacası olarak niteleniyor. Papadopulos yönetimi, mülkiyet komisyonunu “illegal kurum” diye adlandırıyor ve ulusal çıkarları öne sürerek vatandaşlarını komisyondan uzak durmaya çağıryor.

Çözüm çabaları

Kıbrıs sorununun temelini oluşturan mülkiyet parametrelerindeki değişimin çözüm çabalarını nasıl etkileyeceği sorusuna da yanıt aranıyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Temmuz ayı başında Ada’ya gelecek olan yardımcısı İbrahim Gambari de liderlerle yapacağı görüşmelerde aynı yanıtı arayacak. İki liderin müzakere masasına oturması ve mülkiyet konusu da dahil olmak üzere bütünlüklü çözüm yönünde cesaretlendirilmesi, Gambari’nin öncelikli hedefi olacak.