Karamanlis Ankara ziyaretini erteledi
2 Ağustos 2005Yunanistan başbakanının baş danışmanıyla yaptığımız telefon görüşmemizde; “Karamanlis’in Ankara ziyaretini Ağustos ayı sonunda değil; büyük bir olasılıkla Ekim ayında gerçekleştireceğini” söyledi.
Bu ertelemeye gösterilen resmi gerekçe ise Karamanlis ile Başbakan Erdoğan’ın Ağustos ayı sonları için önerdikleri tarihlerin “çakışmaması” oldu.
MGK raporu kaygısı
Ancak Karamanlis’in Ankara ziyaretini Ekim ayına çekmesine yol açan asıl gerekçelerden birinin, Türkiye’de Milli Güvenlik Konseyinin 23 Ağustos’ta açıklaması beklenen raporunda “Yunanistan’ın Türkiye için hala bir tehdit oluşturduğu” gibi bir ifadeye yer verilmesinden duyulan kaygıdan oluşuyor..
Karamanlis’e danışmanlık yapanların, ilk başta saptanan 22-23 Ağustos tarihlerinde Ankara ziyaretiyle çakışacak raporda böyle bir ifadenin yer alması olasılığında Karamanlis’i “son derece zor bir durumda bırakacağı” konusunda kendisini ikna ettiklerinden söz ediliyor.
Randevu 3 Ekim sonrasına
Ağustos ayı ortaları için düşünülen ikinci bir tarihin ise 1974’teki 2. Kıbrıs çıkartmasına denk düşeceğinden; Eylül ayı için düşünülen diğer tarihlerin ise Karamanlis’in ABD ve AB ülkelerine yapacağı programlı ziyaretlerinden başka Eylül ayı başlarında Uluslararası Selanik Fuarının açılışında Yunan kamuoyunu yakından ilgilendiren ekonomi ağırlıklı konuşmalar yapacağından Ankara ziyaretini, Türkiye’nin AB ile başlatacağı 3 Ekim müzakerelerinden sonraya ertelemesi uygun görüldü.
Karamanlis’in siyasi kariyeri
Yunan hükümet çevreleri ise Türkiye’nin AB gümrük protokolünü imzaladığı halde Kıbrıs Cumhuriyetini tanımayacağını deklare ettiği bir anda Karamanlis’in, 50 yıldan sonra Ankara’yı ziyaret edecek ilk Yunan Başbakanı olarak Ankara’da hiçbir özlü anlaşma imzalamadan dönmesinin siyasi kariyerini tehlikeye atmış olacağından” söz ediyorlar.
Oysa Ekim ayına kadar hem gümrük protokolünün hem de Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin netleşmesinden sonra Türk-Yunan ilişkilerinde yeni ve özlü adımlar atılması için gerekli ortamın yaratılmasının daha uygun olacağı görüşünü savunuyorlar.
Fransa’nın açıklamalarına destek
Öte yandan Fransa’nın “Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyetini tanımadan AB üyelik müzakerelerine başlayamaz” şeklindeki açıklaması; Yunan Dışişleri bakanlığı tarafından “doğal” karşılandı.
Yunan Dışişleri bakanlığı, önceki gün yaptığı açıklamasını yineleyerek “Türkiye, bir yandan üyesi olmak istediği AB’nin bir ülkesini (Kıbrıs) tanımamakla, diğer yandan aralarında Klıbrıs’ın da bulunduğu AB gümrük birliği protokolünü imzalamakla siyasi ve hukuki bir çelişki içine düşmekte ısrar ediyor” açıklamasını yaptı ve Fransa’nın son yaptığı açıklamaların “doğal karşılanması gerektiğine” dikkati çekti.
Atina’dan veto yok
Öte yandan Yunanistan ile Rum hükümeti, Ağutos ayı sonunda ve eylül ayı başlarında AB’de yapılacak COREPER ve Dışişleri bakanları gayrı resmi toplantıları süresinde Türkiye’ye karşı tavırlarını kesinleştireceklerini açıklamış bulunuyorlar.
Ancak diplomatik çevrelerden edindiğimiz bilgilere göre, ne Yunanistan’ın ne de Kıbrıs Rum kesiminin Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerini veto etmesi beklenmiyor.
AB içi dengeler
Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin AB içindeki dengeleri göz önünde bulundurarak hareket etmesi ancak hiçbir durumda Türk-Yunan ilişkilerini “yaralayacak” bir davranışta bulunmayacaklarına, Fransa, Almanya ve Avusturya gibi Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak bakmayan ülkelerin alacağı kararlardan başka AB’nin genel tutumuna ayak uyduracaklarına inanılıyor.