1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Kaybeden Avrupa oldu!'

8 Haziran 2009

AP seçimlerine sağ partilerin yükselişi damgasını vururken, seçmenlerin büyük bölümü siyasilere tepkisini oy vermeyerek gösterdi. DW editörlerinden Bernd Riegert seçim sonuçlarını değerlendiriyor.

https://p.dw.com/p/I5Vh
Deutsche Welle Brüksel temsilcisi Bernd Riegert
Deutsche Welle Brüksel temsilcisi Bernd RiegertFotoğraf: DW

“Avrupa seçimini yaptı yapmasına ama seçmenlerin yarısı bile sandık başına gitmemeyi tercih etti. Seçimlere katılımda rekor bir düşüş yaşanırken, Doğu Avrupa'da her beş seçmenden yalnızca biri oy kullandı. Bu, Avrupa Birliği'nde temsilcileri halk oylamasıyla belirlenen tek kurum olan Avrupa Parlamentosu için hayli ürkütücü bir durum.

Dünya üzerinde 27 üye ülkenin katılımıyla meydana getirilmiş başka bir parlamento daha yok. Ancak Avrupalılar, sahip oldukları bu imkânın farkında değillermiş gibi görünüyor. Yaşanan seçim trajedisinde pek tabii ki tek suçlu, oy vermeye üşenen seçmen değil. Asıl sorumlu, Avrupalı politikacılardır. Her ne kadar 27 üye ülkenin hepsinde seçim yarışı yaşanmış olsa da Avrupa çapında yapılmış kapsamlı bir seçim kampanyası bulunmuyordu. Diğer yandan Avrupalı politikacılar, sanki Avrupa Birliği kurumlarında alınan kararlarda söz sahibi değillermişçesine, ülkelerine döndüklerinde, yaşananlardan sadece Brüksel'i sorumlu tutan tavırlarını sürdürüyor.

Doğu Avrupa ülkelerinde ise durum daha da vahim… Burada Avrupa Parlamentosu'nun hayatın her alanına yansıyan önemi, hiç bir şekilde fark edilememiş durumda. Seçmen, oyunu bazı istisnalar haricinde, sadece görev başındaki hükümetleri cezalandırma yönünde kullandı.

Seçimden en kârlı çıkanlar, muhafazakârlar ve kitle partileri oldu. Her ne kadar birkaç ülkede aşırı sağcılar ve Avrupa fikri karşıtları ilgi görseler de genele bakıldığında Avrupa Parlamentosu'nun yapılanmasında önemli bir yere sahip olamadılar. Dolayısıyla hepsi birleşip bir grup oluştursalar bile etkileri o kadar büyük olmayacak.

Seçim sonuçlarına en çok sevineceklerden biri büyük ihtimalle Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso olacak. Zira büyük ihtimalle muhafazakârlar önümüzdeki beş yıl boyunca da görevde olacak ve yeni Komisyon Başkanı da yine parlamentoda ağırlık sahibi olan bu fraksiyondan çıkacak.

Avrupa Birliği'nin en büyük üye ülkesi Almanya'daki seçim sonuçlarıysa Birlik’in geri kalanından çok da farklı değil. Seçimin galipleri olan muhafazakârların yanı sıra Sol Parti, Liberaller ve Yeşiller de Avrupa Parlamentosu seçimlerini Eylül ayında yapılacak genel seçimler için bir "ön sınav" olarak ilân etmişti. Seçimden mağlup ayrılan Sosyal Demokratlarsa şimdi bu seçimin, Eylül'deki genel seçimlerle bir ilgisi olmadığını savunuyor.

Seçim öncesi klasik siyasi manevralar yani... Katılımın, beklenenin çok altında kalması nedeniyle Almanya'da yapılacak genel seçimlerle ilgili güvenilir bir tahmin ortaya koymak pek de mümkün görünmüyor. Ancak kesin olan tek şey var; o da çok az seçmenin ilgi göstermesi nedeniyle seçimlerde asıl mağlup tarafın Avrupa olduğu.”

Bernd Riegert / Çeviren: Banu Ertek

Editör: Murat Çelikkafa