1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kosova görüşmeleri sonuçsuz

Verica Spasovska / DW9 Ağustos 2006

Birleşmiş Milletler’nin idaresinde bulunan Kosova’nın geleceği bu yılın başından beri Viyana’da pazarlık ediliyor. Ama Belgrad ve Priştine’deki hükümetlerle, Kosovalı Sırplar arasında herhangi bir yakınlaşma yok. Bu görüş ayrılıkları Salı günü Viyana’da sona eren görüşmelerde iyice ortaya çıktı. DW’den Verica Spasovska’nın yorumu:

https://p.dw.com/p/AZoj

“Kosovalı Sırplar’ın boykotu aslında hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü bu özerk bölgenin gelecekteki statüsü hakkındaki görüşmelerin Mart ayında başlamasından beri, tarafların bakış açılarının uzlaşmaz çelişkiler taşıdığı biliniyor. Arnavutlar tam bağımsızlık isterken, Kosovalı Sırplar, ‘özyönetimden daha fazlasını, ama tam bağımsızlıktan daha azını’ talep ediyor.

Uluslararası topluluk da pazarlıklar yoluyla, uluslararası hukuka uygun ve bölgede güvenliği artıracak bir çözüme ulaşmaya çalışıyor. Yani pazarlık yoluyla, orada yaşayan azınlıkların kapsamlı ve anayasal haklara sahip olacağı, çokuluslu bir Kosova’nın temelinin atılması isteniyor.

Azınlık statüsünü asla kabul etmek istemeyen Kosovalı Sırplar da şimdi işte tam da bu istekle çelişiyor. Çünkü Arnavut nüfusun çoğunlukta olduğu Kosova, gerçekten de hâlâ Sırbistan’ın bir parçası. Oysa nüfusun sadece yaklaşık yüzde 5’i Sırp.

Uluslararası topluluk adına arabuluculuk yapanlar, azınlıklar sorununun bir barut fıçısı olduğunu uzun zamandır biliyor. Zaten bu yüzden, son görüşme turunda ‘azınlık hakları’ değil, ‘ulusal toplulukların hakları’ hakkında pazarlık etmek istiyorlardı. Kosovalı Sırplar’ın bu tür uzlaşmalara yanaşmaya hazır olmaması, zaten ağır aksak ilerleyen müzakerelere şimdi tabii yeni bir gölge düşürdü. Fakat bundan çok daha önemli olan, müzakerelerin sürmesi.

Aşırılar görüşmeleri terk etti. Ama Sırbistan Başbakanı Voyislav Kostuniça liderliğindeki diğer Sırplar, altı aydan beri ciddi bir ilerleme olmamasına rağmen, hâlâ masada. Eğer Sırplar pazarlığı sürdürüyorsa, bunun anlamı, sonuçta Güvenlik Konseyi Kosova hakkında ne karar verirse versin, bazı konuları çözüme kavuşturmak istedikleridir. Sırplar ellerinden geldiği kadar bu pazarlıkları etkilemeye çalışıyor, çünkü bunun kendilerine dayatılacak bir karardan her halukarda daha iyi olacağına inanıyorlar.

Şu anda üzerinde tartışılan somut konu, gelecekte Kosova’daki düzenin ne kadar adem - i merkeziyetçi olacağı. Kosova Arnavutlar’ı Priştine’deki tüm idari yapıyı merkezileştirmek isterken, Kosovalı Sırplar kendilerini finanse eden Belgrad’daki yapıya olanaklı olduğu kadar sağlam bağları korumaya çalışıyor.

Tarafların Viyana’da ne bu konuda, ne de statü sorununda bir uzlaşmaya varmasını kimse beklemiyor. Buna karşılık tüm gözlemciler, BM Güvenlik Konseyi’nin bu yıl sonunda geçiş süreleri ve uluslararası varlık koşullarını içeren ‘koşullu’ bir bağımsızlıktan yana tavır almasını bekliyor. Belgrad bu karara itiraz edecek. Fakat aynı zamanda da seçmenlerine elinden gelen herşeyi yaptığını söyleyecek.

Kosova’yı kaybetmeye Belgrad’ın katlanabilmesi için uluslararası topluluğun ne gibi teşvikler vereceği bu aşamada merkezi öneme sahip bir soru. Eğer inandırıcılığını yitirmek istemiyorsa, sözünü tutmak ve Sırbistan’ın Kuzey Atlantik ittifakının yapılarına yakınlaşmasını sürdürmek zorunda. Bugün Sırbistan’ın Avrupa Birliği’ne tam üyeliği yönünde açık bir perspektif verilmesi her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Ancak bu şekilde radikaller güçten düşürülebilir ve genç kuşakların, izolasyonu izleyen dönemde bir atılım umut etmesi sağlanabilir.”