1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kosova'nın geleceği şekilleniyor

Verica Spasovska2 Şubat 2007

BM’in Kosova için görevlendirdiği Finlandiyalı Özel Görevli Martti Ahtisaari, NATO’nun Sırbistan’a hava operasyonu düzenlediği 1999 yılından bu yana BM’in idari yönetiminde bulunan Kosova’nın siyasi geleceğine ilişkin hazırladığı planı taraflara sunacak. Bugün sunulacak barış planına ilişkin DW Orta ve Güneydoğu Avrupa Yayınlar Sorumlusu Verica Spasovska’nın yorumu:

https://p.dw.com/p/AZmE

BM arabulucusu Martti Ahtisaari’nin üstlendiği misyon zorlu. Sırplar'la Kosovalı Arnavutlar arasındaki görüş ayrılığının derinleşmesi nedeniyle de planın fazla başarı şansı bulunmuyor.

Ahtisaari’yi -hükümet işlerinin yoğunluğu gerekçesiyle- kabul etmeyen Sırbistan Başbakanı Vojislav Kostunica, Kosova’yı tanıyacak olan tüm ülkelerle de diplomatik ilişkileri keseceği tehdidinde bulunuyor. AB’den aylardan beri sızan haberlerde, hazırlanan planın, Kosova’nın sınırlı bağımsızlığı yönünde olduğunu hissettirmesine rağmen, Kostunica’nın Kosova’nın kaybedilebileceği yönünde Sırp halkını hazırlamaya cesareti olmadığı ortaya çıkıyor.

Diğer yanda Kosovalı Arnavutlar, tam bağımsızlıktan başka bir seçeneği kabul etmeyecekleri yönündeki baskılarını artıyorlar. Bu nedenle Kosova halkındaki beklentiler de giderek artıyor. Çünkü geçtiğimiz yıllarda Arnavutlar, kitlesel huzursuzluklar ve şiddet eylemleri sonucu batının siyasi taleplerinde geri adım attığını da yaşamıştı. AB daha önceleri, Kosova’da önce demokratik stardartların geçerli olmasını, azınlıkların korunmasını, ülkenin statüsünün ne olacağının ise daha sonra sırayı alacağını söylemekteydi. Bu durumda batının Kosovalı Arnavutlar'ın uç taleplerini yerine getirmemesi durumunda, bölgede yeniden şiddete başvurulacağı da beklenebilir. Bu yüzden bölgedeki Uluslarası Barış Gücü birinci derecede alarmda.

AB ise olayda yenilen taraf pozisyonunun ortaya çıkmaması için iki tarafı da memnun edecek bir çözüm bulması gerekiyor. Bu yüzden AB çevrelerinde “bağımsızlık” sözcüğü son dönemlerde ilginç bir biçimde hiç ağıza alınmıyor.

Bu zor durumdan kurtulmanın tek yolu, Sırplara ve Arnavutlara sunulacak AB üyeliği perspektifi olabilir. Heriki taraf da, siyasi ve ekonomik gelişimlerinin AB üyeliğine bağlı olduğunu biliyorlar. Sıprlar'ın ve Arnavutlar'ın, egemenlik konusu üzerinde fazla durmamaları, AB’ye üye olduklarında zaten orta vadede bu egemenliğin bir bölümünü AB’ne terketmeleri gerektiğini iyi anlatmak gerekiyor. Bu arada AB de Kosova’da alacağı başarıyla, anlaşamazlıkları çözebilecek bir dış politik iradeye sahip olduğunu kanıtlama şansına sahip.