1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

230210 Familienunternhemen Krise

24 Şubat 2010

Genellikle yabancı ortaklar ya da sermayedarları şirkete katmaktan kaçınan aile şirketleri, sağlam finans rezervleri sayesinde krizle de başa çıkabiliyorlar.

https://p.dw.com/p/M9L7
Märklin, Almanya'nın tanınmış aile şirketleri arasında sayılıyor
Märklin, Almanya'nın tanınmış aile şirketleri arasında sayılıyorFotoğraf: AP

Kredi alımında zorluk yaşanıyor mu, yaşanmıyor mu? Bu sorunun yanıtı konusunda oldukça farklı görüşler mevcut. Finans sektörü, geniş kapsamlı bir kredi sıkışıklığı olmadığını söylese de Alman Kalkınma Bankası KfW’nin bir araştırmasına göre, her iki işletmeden biri, banka kredisi almanın geçen yazdan çok daha zor bir hale geldiğinden şikâyetçi. Büyük Alman aile şirketlerinden ise bu tarz şikâyetler pek işitilmiyor. Çünkü onlar, şu ana dek krizin üstesinden gelmelerini sağlayan, sağlam bir finans rezervine sahipler.

Kirchhoff'un 4 bin 200 çalışanı var

Otomobil parçaları, araç gereç, çöp toplama makineleri, engelliler için araç üretimi… Alman Kirchhoff firması, oldukça geniş bir alanda faaliyet gösteriyor. Firmanın Çin’den ABD ve Avrupa’ya kadar, dünya genelindeki 39 fabrikasında toplam 4 bin 200 çalışanı var. Kirchhoff bir aile şirketi. Şirket yönetiminde bir baba ve üç oğlu bulunuyor. Onlardan biri de yönetici ortak olan Arndt Kirchhoff. Kirchhoff, ekonomik kriz nedeniyle, genişleme planları sekteye uğrasa da şirketin geçen yıl 66 milyon Euro ciro yaptığını belirtiyor:

“Beni burada gayet keyifli bir şekilde otururken görüyorsunuz, değil mi? Pek çok branşta faaliyet gösteriyoruz ve krizin seyri her alanda aynı olmadığı için bu sayede şirketin bütününde istikrarı sağlayabiliyorsunuz. Dünya öksürdüğünde hemen ateşinizin çıkmaması, aslında şirketin yönelimiyle ilgili bir konu.“

Kirchhoff, Almanya'da sayısı 2 bin 700’ü bulan büyük aile şirketinden biri. Az tanınsalar da oldukça başarılı ve girişimci bir yapıya sahipler. Toplam şirketlerin sadece yüzde 0,1’ini oluşturuyorlar. Yine de 2007 yılında, toplam cironun yüzde 18’ine, çalışanların da yedide birine sahip olmayı başardılar. Deutsche Bank’ın Almanya faaliyetlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi Jürgen Fitschen, büyük aile şirketlerinin krizle farklı bir şekilde başa çıktığını belirtiyor:

“Öz sermayeleri azalmadan son iki yılı çok iyi bir şekilde tamamlayan bir dizi şirket tanıyorum. Çoğu, inanılamayacak kadar iyi, rekor bir yıl geçirdiğinden bahsediyor. Ancak aynı zamanda, hayatta kalma mücadelesi veren ve oldukça kötü bir yıl geçirdiklerini bildiren pek çok şirket de mevcut.“

Öz sermayenin önemi

Bir firma, bankaya kredi başvurusu yaptığında en önemli nokta öz sermaye, yani tüm borçlar çıktıktan sonra elde kalan miktar oluyor. Kredi verme kararında bakalar için belirleyici olan da öz sermayenin toplam bilançoya oranı oluyor. Arndt Kirchhoff, öz sermaye oranı ne kadar yüksekse, kredi şansının o kadar iyi olduğunu en iyi bilenlerden:

“Krizden sonra uygulanmaya başlanan stres testi yeni bir olgu: Öz sermayenin daha yüksek olması gerekiyor. Eğer hatırlarsanız, 2001 yılında da bir finans krizi yaşamıştık. Bu kadar büyük değildi ve öz sermaye oranımızın çift haneli, yani 10 ila 15 arasında olduğunu bildirmiştik. Öz sermaye oranını 2008'e kadar yüzde 20-25'e yükselttik. Aile şirketlerinde bu oran daha da yüksek. Kota yüzde 30 ile 35 arasında. Ancak kendi tecrübelerimden şunu söyleyebilirim ki, yüzde 50 ila 60’lık bir oran çok daha iyi. O zaman bankalarla işiniz daha da kolaylaşır.“

Geleceğe yatırım

Aile şirketleri, finansmanlarını ağırlıklı olarak banka kredileriyle sağlıyor. Yabancı ortaklar ya da sermayedarları şirkete katmaktan kaçınıyorlar. Kirchhoff, bu sayede kârın şirkette kaldığını ve öz sermaye oranının yükseldiğini belirtiyor. Bu şirketler, geleceğe yaptıkları yatırımlarla da ön plana çıkıyor. Büyük aile şirketleri, cirolarının yaklaşık yüzde 5’ini araştırma geliştirme çalışmalarına ayırıyor. Tüm Alman şirketlerindeki ortalama yüzde 3,9 civarında.

© Deutsche Welle Türkçe


Sabine Kinkartz / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Beklan Kulaksızoğlu