1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kurnaz olayında yeni belgeler

Ajanslar25 Ocak 2007

Dört buçuk yıl Guantanamo’da tutulan Murat Kurnaz ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Bir önceki Alman hükümeti ve şimdiki Dışişleri Bakanı Steinmeier’in Kurnaz olayındaki kusurlu tutumuna ilişkin bilge ve belgeler art arda sıralanırken, başka ülkelerde de Kurnaz vakasına benzer olayların yaşandığı ortaya çıktı.

https://p.dw.com/p/AZWq
Fransa ve Çin'de de Guantanamo'da tutulan kişilerle ilgili skandallar yaşanıyor.
Fransa ve Çin'de de Guantanamo'da tutulan kişilerle ilgili skandallar yaşanıyor.Fotoğraf: AP

2002 yılında ABD’nin Guantanamo Üssü’nde kapatılan Almanya doğumlu Türk vatandaşı Murat Kurnaz’ın salıverimesinin dönemin Alman hükümetince engellendiğine dair iddialar Almanya’da gündemdeki yerini koruyor. Eleştirilerin hedefindeki isim, dönemin Schröder hükümetinde istihbarat birimlerinin koordinasyonundan sorumlu olan Başbakanlık Müsteşarı, şimdiki Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’e Başbakan Angela Merkel’in destek vermesine rağmen tartışmalar alevlenerek sürüyor.

Son olarak Berliner Zeitung gazetesi, Eylül 2002’de Alman hükümetinin Kurnaz’n serbest bırakılması için girişimde bulunduğunu kanıtlayan bir belge yayımladı. Federal Dış İstihbarat Servisi’nin 30 Eylül 2002 tarihli belgesinde, Alman gizli servis elemanlarınca Guanatanamo’da sorgulanan Kurnaz’ın bir an önce iadesi isteniyor ve Kurnaz’ı ileride Almanya’da İslamcı çevrelerden bilgi aktaracak bir ajan olarak kullanma fikri yer alıyordu.

Resmi teklif yapıldı mı?

Ancak bu belge ile birlikte akıllarda yeni bir soru işareti belirdi: Ne oldu da, başlangıçta Kurnaz’ın serbest kalması için uğraşan Berlin, ABD’nin Ekim 2002’de yaptığı Kurnaz’ı iade etme teklifini değerlendirmedi? Merkel hükümetine bakılırsa, ABD, Alman hükümetine konuyla ilgili resmi bir başvuruda bulunmadı. Sadece gizli servisler arasındaki bir diyalog, yazışmalar söz konusuydu.

Kurnaz olayında dönemin hükümetinin sorumluluğu olup olmadığını saptamak için Alman Federal Meclisi çatısı altında kurulan Araştırma Komisyonu üyesi Sosyal Demokrat Partili Thomas Oppermann’a göre ise söz konusu fikir alış verişinden Steinmeier haberdardı. Ancak Kurnaz’ı ajan olarak kullanma fikri destek bulmadı.

Oppermann, yakalandığı dönemde Pakistan’dan Afganistan’a geçmeyi planlayan Kurnaz’ın, dinler arasında nefreti körükleyen bir imam ile bağlantısı olmasının ve Almanya için bir tehlike oluşturup oluşturmadığının da risk analizlerinde göz önünde bulundurulduğunu belirtti.

CIA raporu da suçluyor

Alman muhalefeti ise bu açıklamalarla yetinmiyor ve Steinmeier’in kamuoyunu skandalın detayları hakkında bilgilendirmesini istiyor. Sol Parti, Steinmeier’in AB’nin CIA uçuşları ve sorgu merkezlerini soruşturan komisyonunda ifade vermemesini eleştiriyor. Komisyon geçen Salı açıkladığı raporda Almanya’nın Kurnaz’ı iadesini engellediği sonucuna varmıştı.

Ancak Alman Dış İstihbarat Servisi’nin Alman Başbakanlık Müsteşarlığı’na yolladığı ve Kurnaz’ın serbest bırakılabileceği yönündeki bir ifadeye içeren bir başka belge mevcut. Ve Guantanamo Üssü idaresinin 2 Ekim 2002 tarihli bir yazısında da Kurnaz’ın Kasım 2002’de serbest bırakabileceği yönünde ifadeler olduğu kaydediliyor.

Almanya Kurnaz'ı istemedi

Alman Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin Guanatamo’ya gönderdiği bir belgede ise iadeden önce Almanya’nın, Kurnaz’ı geri almak isteyip istemediğini netleştirmesi gerektiği, eğer Almanya Kurnaz’ı geri almak istemediğine karar verirse, Kurnaz’ın Türkiye’ye gönderilebileceği belirtiliyor.

Bu yazışmalardan bir süre sonra ABD’nin Almanya’ya yeniden teklif götürdüğü de iddialar arasında. Alman hükümetinin Şubat 2006 tarihli gizli raporunda ABD’nin “Kurnaz’ı Almanya’ya mı yoksa Türkiye’ye mi iade edelim?“ diye sorduğu, Dış İstihbarat Servisi, Başbakanlık Müsteşarlığı İçişleri Bakanlığı’nın Kurnaz için Türkiye’ye iade ve Almanya’ya giriş yasağı getirilmesinden yana görüş bildirdiği öne sürülüyor.

Fransa ve Çin'de benzer vakalar

Almanya hummalı bir şekilde Kurnaz vakasını tartışırken, Fransa da benzer bir skandalla çalkalanıyor. Yıllarca Guantanamo’da tutuklu kaldıktan sonra Fransa’ya dönen altı Arap kökenli Fransız vatandaşı, geçen yaz terör saldırısı planlamaktan mahkeme önüne çıkarılmıştı. Ancak sanıkların Guanatanamo’da Fransız gizli servisi ajanlarınca sorgulandığının ortaya çıkması üzerine dava düşmüştü. Davanın Mayıs ayında yeniden açılması bekleniyor.

Ayrıca Guanatanamo’da tutulurken, suçsuzlukları kanıtlandığı halde, Çin vatandaşı 22 Müslüman Uygurlunun da Pekin ile Washington yönetimi arasında varılan anlaşma uyarınca salıverilmediği iddia ediliyor.