1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kurtarma uçağına taciz ateşi

25 Haziran 2012

Türkiye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, cuma günü düşen uçağı kurtarmak için bölgeye giden, ikinci bir Türk uçağına da ateş açıldığını doğruladı. AB, Suriye'ye yeni yaptırım kararları aldı.

https://p.dw.com/p/15LGH
Fotoğraf: AP

Türkiye Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, cuma günü düşen uçağı kurtarmak üzere bölgeye giden bir diğer uçağın da saldırıya uğradığı yönündeki haberleri doğruladı.

Arınç, ''İlk kurtarma çalışmaları sırasında İncirlik ve Malatya gibi en yakın üslerden dört helikopter, iki gemi ve bir de helikopter taşıyan bir gemimiz olay mahalline koşmuşlardır. Arkasından da bir CASA uçağı ve başka yardım ekipleri de yola çıkmıştır. Maalesef CASA uçağımıza yerden atış yapılmıştır. Olayın duyulması üzerine Dışişleri Bakanlığımız ve Genelkurmay Başkanlığımız Suriye yetkililerini aramış ve bu arayış üzerine de bu taciz derhal kesilmiştir. Kısa süreli CASA uçağını taciz eden böyle bir olaydan bahsedebiliriz'' ifadesini kullandı.

Suriye'ye yaptırım

Öte yandan, Lüksemburg’da bir araya gelen AB dışişleri bakanları, geçen cuma günü bir Türk savaş uçağının Suriye tarafından vurularak düşürülmesinden sonra, bu ülkeye 16'ncı kez yaptırım kararı aldılar. Suriye'nin -aralarında dışişleri ve savunma bakanlıkları olmak üzere- tüm devlet kurumları ve resmî bir Suriye yetkilisi de AB’nin kara listesine alındı. Bu gittikçe uzayan listede adı geçenlerin AB ülkelerine giriş yapması yasak, dış ülkelerdeki varlıkları donduruluyor ve kurumlara ticaret yasağı getiriliyor. Buna rağmen AB’nin yeni yaptırım kararı da etkisiz kalacak gibi görünüyor. Zira şimdiye kadar cezaî yaptırımlar ülkedeki şiddet ortamını gidermeye yardımcı olamadı. Türk savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesi üzerine tansiyonun iyice tırmanmasına rağmen AB, Suriye'ye askerî müdahaleyi gündeme getirmiyor.

AB dışişleri bakanları, Türk savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesini sert bir dille kınadı.

Türk uçağının Suriye hava sahasını ihlâl etmiş olabileceği yönündeki bir soru üzerine Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius şunları söyledi: "Tam olarak neler yaşandığı konusunda farklı yorumlar yapılıyor olabilir, ama uçağın düşürülmesi kabul edilemez.”

'Orantısız güç kullanımı'

Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ise bunun ancak dikta rejimlerinin iktidarda olduğu ülkelerde mümkün olabileceğini dile getirdi. Alman bakan Guido Westerwelle, Türk jetinin düşürülmesini “tamamen orantısız güç kullanımı” olarak niteledi, ancak Türkiye’yi de soğukkanlı olması yönünde uyardı: “Olayı ne kadar açıklıkla ve kararlılıkla kınıyor da olsak, tansiyonun düşürülmesi şimdi çok büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu durumun daha fazla tırmandırılmaması hepimizin çıkarınadır.”

Türkiye'nin acilen çağrısı üzerine gerçi NATO bugün (26.06) olağanüstü toplanarak, ortaya çıkan son durumu görüşecek ama ittifakın genel sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in ifadelerine bakılacak olursa, NATO yaşanan hadiseyi ittifakın toplu savunmasını gerektiren bir durum olarak görmüyor. Diğer kimi dışişleri bakanı gibi Hollanda Dışişleri bakanı Uri Rosenthal da askerî müdahaleye gerek olmadığının altını çizenlerden.

Guido Westerwelle und Carl Bildt
Carl Bildt ve Guido WesterwelleFotoğraf: AP

Rosenthal, “Hiçbir biçimde müdahaleden yana değiliz. Biz şu anda hâlâ Annan Planı’na destek veriyoruz ve Suriye’de siyasi bir geçiş olmasını arzu ediyoruz” dedi.

'Rusya tavrını değiştirmeli'

Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, şimdiye kadar Suriye’ye destek veren ve böylece tüm diplomatik girişimlerin sonuçsuz kalmasına yol açan olan Rusya’nın tavrını değiştirmesinin tek çare olacağını savunuyor. Avusturyalı bakan, Türk savaş uçağının düşürülmesi konusunda ise şunları söylüyor: “Bu olay, eğer bir konu sonuçlandırılamıyorsa, bunun neler doğurabileceğini ortaya koyuyor. Onun için benim en fazla ümit ettiğim şey, Rusya’nın diyaloğa hazır duruma gelmesidir.”

Suriye’nin çevresindeki komşu ülkelerde incelemelerde bulunan İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt de, AB'nin sürekli öne çıkarttığı yaptırım uygulamalarının her zaman istenen sonucu vermediğini şöyle ifade ediyor.

Bildt, “Yaptırımlar rejimi gerçekten vurmuyor. Yaptırımlar ülkenin ekonomisini vuruyor. Bunun dolaylı ve uzun vadede rejime etkileri olacaktır, ama kısa vadede değil. AB, anlaşmazlığı ancak askerî alana daha fazla çekmezse, Suriye rejimine krizden siyasi bir çıkış yolu gösterirse hedefine ulaşır. Ülkenin anlaşmazlıkları çözmek için daha fazla şiddet ortamına düşmesini engelleyemezsek, bunun acısını sonra kendimiz çekeriz” dedi.

EU-Außenministerrat in Luxemburg
Catherine AshtonFotoğraf: dapd

Bu arada AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton da, Suriye'deki muhaliflere güçlerini birleştirme çağrısı yaptı.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ercan Coşkun