1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kuzey Kore dosyası henüz kapanmadı

Daniel Scheschkewitz/DW14 Şubat 2007

Altılı Görüşmeler sonuçlandı: Kuzey Kore enerji yardımına karşılık nükleer programından taviz vermeyi kabul etti. ABD ve Kuzey Kore aynı zamanda diplomatik ilişki için görüşmelerin başlanmasını kararlaştırdı. 1953'te Kore savaşı sonrasında ateşkes anlaşması imzalanmış, diplomatik ilişkiye geçilmemişti. ABD’nin müzakerecisi Christoph Hill daha açıklığa kavuşturulması gereken çok şey olduğunu söylerken, 2005'ten bu yana Kuzey Kore’ye uygulanan mali yaptırımların bir ay içinde kaldırılabileceğini de kaydetti. DW’den Daniel Scheschkewitz'in yorumu...

https://p.dw.com/p/AZm2

Pjöngjang rejimi geçen sonbaharda yaptığı atom bombası denemesi ile bu ülkenin nükleer programının yarattığı krizin çözümü için çaba gösterenleri şaşırtmış ve elindeki kozu güçlendirmişti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin hızlı tepki vererek yaptırımları yürürlüğe koyması da bir işe yaramamıştı. Şimdi alınan sonuç Kim Jong Il’in nükleer pokerde kazandığını gösteriyor ve bundan sonra İran’daki gelişmeleri dikkatle izlemek gerekecek. Sonuçta Kuzey Kore’nin - bize ulaşan bilgilere göre - kısıtlı nükleer gücü, kapsamlı enerji yardımını almasını sağladı. Bu da yoksul ülkenin politik liderliğinin ömrünü uzatacaktır.

Pjöngjang, altı ay içinde, ABD Başkanı George Bush’un 2001 yılında reddettiği ve uluslararası toplumun da razı olmadığı tavizlere ulaştı. Amerikan’ın eski Dışişleri Bakanı Colin Powel’in çabaları, Beyaz Saray’daki şahinler tarafından boşa çıkarılmış, Bush Kuzey Kore’yi, şeytan ekseni ülkelerinden biri olarak nitelendirmişti. Bu uzlaşmaya da Başkan Bush’un kasım ayındaki seçimlerden bu yana yaşadığı iktidar kaybı neden oldu. Amerikan senatosunda artık Demokratların sözü geçiyor. Demokrat Parti, 1994 yılında Clinton’ın başkanlığında, Kuzey Kore ile nükleer programına ilişkin bir anlaşma imzalamıştı. Ancak Pjöngjang’ın bu anlaşmayı sürekli ihlal ettiği anlaşılmıştı.

Bu kez de dikkatli olmak gerek. Altılı Görüşmeler’e katılanlar, anlaşmaya bir dizi güvenlik garantisi de eklediler ama yine de cevapsız kalan bir çok soru var. Kuzey Kore’nin istediği enerji yardımının başlaması için önce Yongbyon nükleer tesisi devre dışı bırakılacak ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu denetçilerinin ülkeye girişine izin verilecek. Ancak Kuzey Kore’nin elindeki, bir düzine olduğu sanılan nükleer başlıkların ne olacağı henüz belli değil. Washington’ın bu konuda müzakerelerin devamını isteyeceği kesin. ABD’nin BM’deki eski büyükelçisi John Bolton grubu şimdiden fırtınalar estiriyor.

Gerçekten de Kuzey Kore’nin nükleer programının yarattığı riskleri unutmamak gerek. Pjöngjang’ın elindeki başlıklar, füzelere montaj sırasında çıkan sorunlar yüzünden şu anda kimse için tehdit oluşturmasa da, nükleer silah teknolojisinin yayılması daha büyük bir tehlike. Bu tehlike ile başa çıkmanın en iyi yolu, ABD’nin Kuzey Kore ile ilişkisini en kısa zamanda normalleştirmesi. Görüş alış verişi güven, güven de saydamlık yaratır. Eğer seçilen yol bu olmazsa, Pekin’de varılan uzlaşma ciddi bir diplomatik başarı sayılamaz.