1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kyoto Protokolü yürürlükte

DW16 Şubat 2005

Son olarak Rusya’nın imza atmasıyla üzerinde gerekli çoğunluğun sağlandığı Kyoto Protokolü bugün yürürlüğe girdi. Sera etkisi yaratan gazların büyük bir kısmından sorumlu ABD ise yeryüzündeki zararlı gazların azaltılmasını öngören Kyoto Protokolü’ne imza atmayan ülkeler arasında yer alıyor..

https://p.dw.com/p/AaxC
Kyoto Protokolü'ne imza atmayan ülkeler arasında ABD de bulunuyor...
Kyoto Protokolü'ne imza atmayan ülkeler arasında ABD de bulunuyor...Fotoğraf: AP

Son olarak Rusya’nın imza atmasıyla üzerinde gerekli çoğunluğun sağlandığı Kyoto Protokolü bugün yürürlüğe girdi. Yeryüzündeki zararlı gazların azaltılmasını öngören Kyoto Protokolü’ne imza atmayan ülke ise zararlı gazlara en çok neden olan ABD…

Kyoto Protokolü, sanayileşmiş ülkeler dahil 141 ülkenin imzasıyla üzerinde gerekli çoğunluk sağlandı ve bugün yürürlüğe girdi. Artık uluslararası hukukta bağlayıcı hale gelen Protokol’ün devreye girmesi, uzun süre katılmamakta direnen Rusya’nın imzasıyla gerçekleşti.

Ancak Protokol’e karşı olanların başında gelen, aynı zamanda yeryüzünde sera etkisine neden olan gazların yüzde 25’inden sorumlu olan ABD ise imza atmamakta kararlı. İmza atmadığı için uluslararası hukukta Protokol konusunda bağlayıcılığı olmayan ABD, 2001 yılında sera gazlarının etkisinin tam olarak bilinmediği, bu yüzden endüstri üretimini zor duruma sokmak istemediği açıklamasıyla anlaşmadan geri çekilmişti

Protokol nasıl oluşturuldu?

Kyoto Protokolü, küresel ısınmaya neden olan ve dünyada sera etkisi yaratan gazların emisyonlarını kısmak üzere sanayileşmiş ülkelere çeşitli hedefler belirleyen uluslararası bir anlaşma. Protokol, 1992 yılında Rio’da yapılan Dünya Çevre Zirvesi’nde kabul edilen Dünya İklimindeki Değişikliği Önleme Sözleşmesi’ne katılan ülkelerden 38’inin girişimi ile 1997 yılında Japonya’nın Kyoto kentinde kabul edildi ve aynı isimle anılmaya başlandı.

Protokol’ün temel ilkesi ise sanayileşmiş ülkelerin 1990'daki emisyon oranlarını 2012 yılına kadar yüzde 5 oranında azaltmayı taahhüt etmesi üzerine kurulu. İmza atan her ülke, bu yönde belirlenen kendi hedefini tutturmaya söz veriyor. Bazı ülkeler sera etkisine yol açan emisyon oranlarını daha da fazla azaltmayı taahhüt ettiler. Örneğin Avrupa Birliği üyesi ülkeler emisyon oranını yüzde 8 azaltmayı hedefliyor, Japonya ise yüzde 5’te kalmayı tercih ediyor

Protokol’ün yürürlüğe girmesi için dünya çapındaki emisyonun en az yüzde 55'inden sorumlu olan ülkeler tarafından imzalanmayı gerekiyordu, bu orana protokolün son olarak Rusya tarafından imzalanması ile ulaşıldı ve gerekli olan üç aylık bekleme süresinden sonra protokol yürürlüğe girebildi. "Annex 1" ülkeleri olarak adlandırılan bu ülkeler başta OECD üyeleri olmak üzere dünyanın zengin ülkeleri. Bunlardan ABD ya da Avustralya gibi sera etkisine yol açan emisyonlar açısından sorumluluk üstlenmesi gereken ülkeler ise hala ikna olmadı.

Almanya’daki durum

Almanya ise 1995 yılında karbondioksit emisyonunu 2005 yılına kadar % 25 oranında düşüreceğini açıklamıştı. 1999 yılında ise Kyoto Protokolü’ne % 21 indirim sözü verilmişti. Sosyal Demokratlar –Yeşiller hükümetinin göreve gelmesinden sonra bu konuda yapılan çalışmalar arttırılmasına rağmen hedefe ulaşılamayacağı anlaşıldı. 90’lı yıllarda Almanya’nın karbondioksit emisyonunda büyük bir düşüş yaşandı, ancak bu alınan önlemlerden çok birleşme sonrası Doğu Almanya’daki eski fabrikaların kapatılması ile ilgili idi.

Almanya’nın sorunu trafik ve konutların yol açtığı emisyonun düşürülememesi. Endüstri ve enerji branşında alınan önlemlerde karbondioksit emisyonu üretimde % 31, enerjide % 18 oranında düşürüldü, ancak trafikde % 11 ve özel konutlarda % 7 oranında arttı. Bu durumda toplam indirim sadece % 19 oranında oldu. Almanya’nın 2005 yılına kadar 1990 yılındaki emisyon oranının % 21 oranında azaltması için daha fazla çaba göstermesi gerekecek.

Türkiye de sözleşmeye taraf

Sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. Ancak Türkiye’nin Kyoto protokolüne ilişkin çekinceleri var. OECD ülkeleri arasında olan Türkiye’nin protokolü imzalaması halinde indirim yükümlülüğü olacak. Çevre örgütleri, Türk hükümetini iklim konusunda önlem almaya çağırıyor. Türkiye'nin teorik olarak hala küresel ısınmayı "araştırma" safhasında olduğunu söyleyen Greenpeace'den Özgür Gürbüz, "Türkiye'nin çerçeve anlaşması gereği envanter raporlarını hazırlaması ve Türkiye'deki sera gazı emisyonlarının toplam ve kişi başı değerlerinin bilimsel ve güvenilir bir şekilde ölçülmesi gerek" diyor.