1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

191110 USA EU

19 Kasım 2010

Lizbon'daki NATO Zirvesi çerçevesinde bir de Amerika-Avrupa zirvesi yapılacak. Bu zirve, aile fotoğrafı çektimenin ötesinde bir işe yarayacak mı? Deutsche Welle'den Christina Bergmann'ın notları...

https://p.dw.com/p/QDWb
Fotoğraf: AP Graphics/DW

ABD ile AB arasındaki ilişkiler sık sık gündeme geliyor. En son Seul'da yapılan G-20 zirvesinde dış politikadaki uyuşmazlık konuları bir kez daha su yüzüne çıktı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ile ABD Başkanı Obama'dan daha sık bir araya geldi. Yine Obama'nın ''ülkelerin dış ticaret fazlasına sınırlama getirilmesi” önerisine karşı çıkan ülkerin başında Almanya ve Çin geliyordu. Bir zamanların sağlam transatlantik ittifakında çatlaklar çıkmaya başladı.

Obama, Avrupa'yı ihmal mi ediyor?

Washington'daki Heritage Vakfı adlı düşünce kuruluşunun Avrupa uzmanı Sally McNamara, ABD Başkanı Obama'nın Avrupa ile selefi George W. Bush'tan daha az ilgilendiğini düşünen tek kişi değil. Mcnamara, Avrupa'nın II. Dünya Savaşı'ndan itibaren Amerika için hep özel bir anlamı olduğunu söylüyor ve bu konuda Başkan Obama'yı eleştiriyor:

''Anlaşılan Sayın Obama bu bağlantıyı tam anlayamamış durumda. Onun için Pasifik ülkeleri öncelik taşıyor, ikinci sırada Ortadoğu geliyor ve Avrupa ise açık arayla üçüncü sırada bulunuyor.''

ABD hükümeti ise bu görüşe katılmıyor. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Phil Gordon, yaptığı bir basın toplantısında ABD ve Avrupa'nın birbirinden ayrı hareket etmediklerini, aksine birçok konuda ortak görüşü paylaştıklarını belirtmişti:

''Güncel konuların hemen hepsinde azami görüş birliği içindeyiz. Birbirimizden ayrı hareket etmemiz diye bir şey söz konusu değil, aksine örneğin Iran'in nükleer programı gibi birçok konuda birlikte hareket ediyoruz. Bu durum eskiden böyle değildi. Ortadoğu'daki sorunlarda ve Afganistan'da uygulanan stratejilerde de Avrupa ile aynı görüşleri paylaşıyoruz.''

Amerika-Avrupa Zirvesi'nin ana konuları

Lizbon'da düzenlenen NATO Zirvesi'nde ABD Başkanı Obama, ilk kez Avrupa'nın iki başkanı ile bir araya gelecek. AB Konsey Başkanı Herman Van Rompuy ve AB Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso ile. Görüşmelerde 3 ana konu ele alınacak. Bunları, AB ve ABD arasındaki ekonomik işbirliği, güvenlik politikaları ve küresel sorunlarda ortaklık oluşturuyor. Ekonomik işbirliği gündeminin en başında İrlanda'nın içinde bulunduğu mali kriz geliyor. Beyaz Saray'ın Avrupa ile işbiriliği koordinatörü Liz Sherwood-Randall, ekonomi ve istihdam politikalarında ABD ve AB'nin ne kadar birbirine bağımlı olduklarının çok açık görülebildiğini vurguluyor ve her iki tarafında ticari bariyer gibi bir eğilimi olmadığını belirtiyor:

''ABD ve AB arasında yılda yaklaşık 4 trilyon dolarlık ticaret ve yatırım gerçekleşiyor. Her 10 istihdam alanından biri bu ticari ilişkiler sayesinde oluşuyor. O nedenle AB ile ilişkiler bizim için hayati öneme sahip.''

Lizbon'daki NATO Zirvesi çerçevesinde yapılacak Amerikan-Avrupa Zirvesi'nde unutulmaya yüz tutumuş Atlantikaşırı Ekonomi Konseyi'nin (TEC) de yeniden hayata geçirilmesinin görüşülmesi bekleniyor. Bu konsey, ekonomik alandaki engelleri ortadan kaldırmak ve yatırımları teşvik etmek amacıyla 2007 yılında Almanya'nın dönem başkanlığı sırasında kurulmuştu. Son dönemde engellenen terör saldırıları, Yemen'den havalanan kargo uçağı ile Almanya üzerinden İngiltere'ye ulaşan bombalı paket ve Almanya'daki terör saldırısı uyarıları, güvenlik alanındaki işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Avrupalılar ve Amerikalılar veri güvenliği konusunda güçlükler çıkarsa da uçak yolcularının kimlik bilgilerinin mübadelesinde uzlaşma sağladılar.

ABD ve AB arasındaki görüşülecek konular arasında Meksika'da yapılacak İklim Konferansı ile ilgili uluslarası yardım işbirliği de bulunuyor.

Obama'dan beklenen mesajlar

Alman Marshall Fonu'ndan Steven Szabo, ABD ve AB ilişkileri açısından esas belirleyici olanın bu zirvenin yapılması olacağını ifade ediyor. ABD hükümetinin de Avrupalıların ihmal edildikleri tarzındaki sitemlerini dikkate alacağını düşünüyor. Ayrıca ABD Başkanı Barack Obama'nın son kongre seçimlerinde uğradığı oy kaybını telafi etmede Avrupalıların önemli rol oynayacağını düşünüyor. O nedenle Lizbon'daki görüşmelerde ABD hükümetinin birkaç saatini ayırarak AB'ne verdiği önem ve değeri vurgulamasının ve selefi George W. Bush'un muhafazakâr dış politiklarından tam anlamıyla bir U-dönüşü yapıldığının sinyallerini vermesinin önem arz ettiğini belitiyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Christina Bergmann/ Çeviren: Başak Demir

Editör: Ahmet Günaltay