1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Londra saldırısında hedef insanları korkutmaktı

Peter Philipp22 Temmuz 2005

7 Temmuz’da Londra’yı kana bulayan bombalı saldırılardan tam iki hafta sonra İngiltere başkentinde yine terör fırtınası esti ve üç metro treniyle bir otobüste bombalar patladı. Bombaların tahrip gücü azdı ama herkesin korku ve dehşete kapılmasına yetti. Gözdağı vermeyi amaçladığı anlaşılan saldırılarda şans eseri sadece bir kişi yaralandı. Failler hakkında ayrıntılı bilgi alınamadı. DW editörlerinden Peter Philipp’in konuyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/AZv3

Düzinelerce cana kıymadan da binlerce insan terörize edilebilir. Londra saldırılarının iki hafta ardından metro trenleriyle bir otobüste patlatılan tahrip gücü düşük düzenekler bu amaçla ateşlenmiş olabilir. Ama failleri ilk saldırıları düzenleyenlerden daha az terörist değildirler. Son patlamalar, terör eylemlerini taklit etmekten zevk alan psikopatların işi de olsa bu değişmez.

Nedenleri önemli değil. Masum sivilleri öldürmek, tehlikeye maruz bırakmak ya da paniğe kaptırmak için bomba patlatanların suçu doğurduğu etkiye göre derecelendirilemez. Terör, terördür. Ölü sayısı ölçü olamaz. Kendini terörizme adayan insaniyetten istifa etmiş demektir. Bu gibilerinin eylemlerine sempati duyulamaz.

Bu, en az Londra’daki kadar, Bağdat, İstanbul, Bali ya da Kudüs’te sergilenen terörizm için de geçerlidir. Terörün iyisi, kötüsü yoktur. Terörün rengi, kimliği ve de en önemlisi, dini yoktur. Son zamanlardaki terör eylemlerinin çoğu radikal müslümanlar tarafından düzenlense de. Bu her zaman böyle değildi. Kaldı ki her müslümana muhtemel terörist gözüyle de bakılamaz.

Ya çaresi? Polisiye tedbirlerle terörün üstesinden gelinemez. Failler gibi, onları yönlendirenler ve demagojiyle beyinlerini yıkayanlar da yakalanıp en ağır cezaya çarptırılmalıdır. Ama aynı zamanda faillerin neden bu kadar kandırılmaya müsait olduklarının da araştırılması gerekir. Batı toplumlarındaki azınlık horlanıyor ve ayrımcılığa tabi tutuluyorsa, bu uygulamalar derhal değiştirilmelidir.

Ayrımcılık yapan ve dışlayan demokratik bir toplum kendi ilkelerine ters düşmüş olacağından, zararı kendi küpüne dokunur. Ve unutmamak gerekir ki ‘toplum’ herhangi bir ülkedeki çoğunluk değil, uygarlık ve hakka saygılı bireylerin toplamıdır. Hem çoğunluktaki hem de azınlıktaki sağduyulu çoğunluğun fertleri terörizmden en çok etkilendikleri için, bu belaya birlikte karşı çıkmalıdırlar. Karşılıklı suçlamalarda bulunup birbirlerini takip ederek değil, hep birlikte terörizmi kökünden söküp atarak. Dini ve milliyeti ne olursa olsun medeni toplumun bütün bireyleri ancak o zaman normal hayatlarını idame ettirebilirler.