1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

220210 Dialog Studie Muslime Berlin

23 Şubat 2010

Almanya'da yaşayan Müslümanlar'ın sayısı her geçen yıl artıyor. Berlin'deki Müslümanlar üzerinde yapılan bir araştırma, Müslümanlar'ın Alman toplumuna yaklaşımlarına dair ilgi çekici sonuçlar ortaya çıkardı.

https://p.dw.com/p/M8hA
Fotoğraf: AP

Sivil toplum çalışmalarıyla tanınan Açık Toplum Enstitüsü Londra şubesi, Ocak ayının sonunda Avrupa Birliği sınırları içindeki 11 büyük kentte binden fazla Müslüman’ın katıldığı bir araştırmaya imza attı. "At home in Europe-Avrupa'da yuvada'" adlı proje çerçevesinde Berlin'de yaşayan yaklaşık yüz Müslüman'a da ayrıntılı sorular yöneltildi.

Açık Toplum Enstitüsü'nün yaptığı araştırmada Kreuzberg semtindeki anket çalışmalarını yöneten etnolog Nina Mühe, özellikle yabancılar arasında Almanya'ya aidiyet hissine odaklandıklarını, Müslümanların kendilerini içinde yaşadıkları toplumun bir parçası olarak görüp görmediklerini öğrenmeyi hedeflediklerini kaydediyor. Berlin'in Kreuzberg semti, yabancı kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Mühe, Almanya'da alınan sonuçlara göre, kişinin yaşadığı semt ya da kente duyduğu aidiyetle, içinde yaşadığı ülkeye duyduğu aidiyet arasında derin bir uçurum olduğunu kaydediyor.

Ülkeye değil yaşadıkları semte bağlılar

Berlin dışında, aralarında Londra, Paris, Amsterdam ve Kopenhag'ın da bulunduğu 11 Avrupa kentindeki Müslümanlar da araştırmada ele alındı. Etnolog Mühe, diğer Avrupa kentleriyle karşılaştırıldığında Berlin'de yaşayan Müslümanların ülke olarak Almanya'ya aidiyet hislerinin ortalamanın altında kaldığına dikkat çekiyor. Mühe şöyle konuşuyor: "Araştırmaya katılan Müslümanların yüzde 40'ı Almanya'ya aidiyet hissini 'güçlü' ya da 'çok güçlü' diye nitelendirdi. Araştırmanın yapıldığı diğer 11 kentte ortalama ise yüzde 60'larda. Ancak ülke değil, yaşanılan semt ya da kente hissedilen aidiyet olarak sorulduğunda Berlinli Müslümanlar arasında bu oran yüzde 84'e yükseliyor. Böylece Berlin, diğer 11 kent ortalamasının biraz üstüne çıkabiliyor."

Araştırmada yöneltilen sorulardan biri de, kişinin kendini Alman olarak görüp görmediği. Etnolog Nina Mühe, araştırmaya katılan Müslümanlar'ın yarısı Alman pasaportu taşımasına rağmen sadece yüzde 25'inin kendini 'Alman' olarak gördüğüne dikkat çekiyor. Peki çevre onları nasıl görüyor? Araştırmaya göre, çevresi tarafından 'Alman' olarak kabul edildiğini düşünenlerin oranı yüzde 11'de kalıyor. Mühe, araştırmaya katılan iki Alman kenti; Berlin ve Hamburg'un Avrupa çapında listenin alt sıralarında kaldığını kaydediyor.

"Beni asla kabul etmeyecekler"

Araştırmaya katılan her iki kişiden biri kökeni ya da dini nedeniyle toplumda ayrımcılığa maruz kaldığını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 90'ı ise 'Ne yaparsam yapayım, Almanlar beni asla eşit biri olarak kabul etmeyecek' inancını taşıyor. Berlin Eyaleti Göç ve Uyum Sorumlusu Günter Piening bu sonucun ürkütücü olduğunu belirtiyor: "Bu, tüm uyum çalışmalarına ve toplumsal girişimlere rağmen birçok Müslüman’ın dışlanma ve toplumda kabul görmeme hissini ortaya koyuyor. Gayet kaygılandırıcı bir durum, zira son yıllarda Berlin'de cami cemaatleri ve Müslüman çevrelerle işbirliği için birçok girişimde bulunduk."

Piening, bu sonuçların Almanya'da Müslümanlar'ın tanınmasına yönelik politikaların çok geç başlatılması ve yeterince samimi bir şekilde yürütülmemesinden kaynaklandığı görüşünde. Piening'e göre örneğin İngiltere'de yaşayan Müslümanların aidiyet hissinin daha güçlü olmasında, vatandaşlık yasaları önemli bir rol oynuyor. Piening bunu şöyle açıklıyor: "Orada vatandaşlık konusu daha farklı bir şekilde düzenlenmiş durumda. Berlin'den araştırmaya katılanların yüzde 50'si Alman vatandaşlığına sahip değil. Nasıl kendilerini gerçekten Alman gibi görsünler ki? Bizde vatandaşlığa geçişin zorluğu nedeniyle hâlâ çok fazla kişi Alman vatandaşı değil."

© Deutsche Welle Türkçe


Sabine Ripperger / Çeviri: Banu Ertek


Editör: Beklan Kulaksızoğlu