1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mısır'da Abbas - Şaron zirvesi

Peter Phillip / DW7 Şubat 2005

Ortadoğu’da barış umutları tekrar canlanıyor. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da Ortadoğu ziyaretinde, taraflardan barış için yakalanan fırsatları değerlendirmelerini istedi. Rice’ın ziyaretinin ardından İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde biraraya gelmeye hazırlanıyor. DW’den Peter Philipp’in değerlendirmesi...

https://p.dw.com/p/AZyn

“Mısır’ın sayfiye beldesi Şarm el Şeyh’te yapılacak olan Ortadoğu zirvesinde El Aksa Şehitleri Tugayı örgütünün feshi ve İsrail - Filistin sorununun barışçıl yöntemlerle çözümünde yeni hamleler yapılması ele alınacak. Buluşma, ABD yönetiminin katılımı olmadan gerçekleşecek. İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve Filistin lideri Mahmud Abbas’ın buluşması, iki taraflı görüşme olarak planlandı. Diğer katılımcılarsa evsahibi olarak Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ve Ürdün Kralı II. Abdullah. Toplantıda bölgedeki başrol oyuncuları barış için çaba sarfedecek. Şimdiye kadar bu tür gelişmeler hep Amerika’nın insiyatifi ve katılımıyla gerçekleşiyordu.

Yeni yöntemin işe yarayıp yaramadığını zaman gösterecek, ancak ilk işaretler kötü değil. Abbas’ın, seçildikten sonra silahsızlanma için gösterdiği gayret, barış çabalarında yeni bir dönemin başlatılmasında atılmış büyük bir adım oldu. Filistin güvenlik güçleri, Gazze Şeridi’nin büyük bir bölümünün kontrolünü ele geçirdi ve buradan İsrail’e özellikle roketle yapılan saldırıları engellemeye başladı. Bu güvenlik güçlerinin elemanları, Kahire’de ve Amman’da eğitildi. Abbas, Filistin bölgesinde düzenin korunmasını ve güvenliğin sağlanmasını sağlamaya çalışıyor.

İsrail de yönetimi altındaki en az beş Filistin kentini Filistin yönetimine terk edeceğini açıklamıştı. Ayrıca, radikal Filistinliler’i öldürme hedefinden de vazgeçmeye başlayan İsrail yönetimi, 900 Filistinli tutukluyu da serbest bırakma kararı aldı. İsrail’in Filistin şehirlerinden çekilme planı çıkan olaylar nedeniyle sürüncemede kalmıştı, ancak bu yeniden başlayacak gibi görünüyor. İslamcı

Hamas örgütünün Gazze Şeridi’ndeki yerel seçimleri kazanması bile bunu engelleyemeyecek. İsrail yönetimi, bu seçim sonuçları karşısında çekingen davrandı. Böyle bir gelişmeyi fırsat bilerek sert tedbirlen alan İsrail’in bu tutumu soruna çözüm bulmak konusunda gösterdiği barış çabalarında samimi olduğunu gösteriyor.

Washington yönetiminin de İsrail - Filistin anlaşmazlığı karşısındaki tavrı değişmeye başlıyor. ABD Başkanı George Bush, İsrail’e verdiği desteğini sürdürürken, diğer yandan da bir Filistin devletinin yakın olduğunu söylüyor. İsrail ve Filistin’de demokrasiden bahseden Bush, Mahmud Abbas’a reform, demokrasi, güvenlik ve barış çabalarından ötürü 350 milyon dolar yardım sözü verdi. Şaron da bu durumda istese de istemese de bu girişimlere iştirak etmek zorunda. Ancak Şaron’un ise Gazze’den çekilme planlarını ve Batı Şeria’nın tanzimini ise zamana bırakmayı istediği bütün taraflar tarafından açık bir şekilde görülüyor.

Belki Washington’un Şarm el Şeyh’teki görüşmelerde çekimser davranmasının nedeni budur. Böylece Mısır ve Ürdün barış görüşmelerine tamamen katılıyor. İsrail’le barış yapmış olan bu iki ülke, başarılı yeni girişimleri destekleyeceklerinin teminatını vermeliler. İsrail’le iyi ilişkilerin bir mükafatı da var; her iki ülke de İsrail’le ilişkilerini normalleştirmeye ve İsrail’e tekrar elçi göndermeye hazır.

Filistin tarafı ateşkes yaptığını gösterdi. Ancak tüm taraflar, İsrail’den de aynı şeyi bekliyor. Ama İsrail şimdiye kadar verdiği sözleri tutmaz ise ateşkes da çok uzun sürmeyebilir. Diğer taraftan, İsrail sessiz kalırsa Hamas hareketi birkaç ay içinde parlamento seçimlerine katıldığında, Mahmud Abbas’ın itibarını zedelememek için name değiştirip orta vadede nazikçe Hamas’la el sıkışarak parafe etmek zorunda kalacaktır.