1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mısır'da yeni bir başlangıç

Peter Phillip / DW8 Şubat 2005

Mısır’ın sayfiye beldesi Şarm el Şeyh’te heyecanla beklenen Ortadoğu zirvesinde İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve Filistin Özerk Yönetim Başkanı Mahmud Abbas ateşkes ilan ettiler. Bu kararla birlikte Ortadoğu’da yeni bir dönemin başlangıcı için zemin hazırlanmış oldu. DW’den Peter Philipp’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZyk

“Ortadoğu’nun barışa ve güvenliğe ihtiyacı var, ancak Şarm el Şeyh’te sağlanan barış ve güvenlik değil. Ama yine de İsrail ve Filistin taraflarının ilan ettiği ve riayet edeceği ateşkes hiç yoktan iyidir. Ancak iki tarafın da sözlerini tutması koşuluyla belki bu sefer gerçekten devamı sağlanabilir.

Elde edilen sonuç mütevazı gelişme tarihin bir cilvesi belki, ama bu Filistin yönetimi eski lideri Yaser Arafat’ın ölümünden sonra mümkün oluyor. Arafat barışın önünü kesen bir engel olduğu için değil. Ancak onun ölümü, bazılarını harekete geçirdiği için.

Özgür seçimler ve her fırsatta şiddete karşı çıkarak radikalleri de kendi safına katmaya çalışan Mahmud Abbas’ın seçilmesi, belki başka zaman gerçekleşmesi imkansız görülen gelişmelerin önünü açtı. Abbas, Şaron’u yumuşamaya zorladı. Çünkü İsrail lideri, Arafat’ın yerine gelen kişiyi boykot edecek durumda değildi.

Tekrar seçilen ABD Başkanı George Bush’un bu fırsatı değerlendirip Filistinliler’i cesaretlendirmesi, yardım sözü vermesi ve bir Filistin devletinden bahsetmesi de etkili oldu. Şarm el Şeyh’teki görüşmeyi ise Washington değil, bölge politikasında sahneye geri dönen Mısır organize etti. Mısır ve Ürdün bölge barışına yardım teklifinde bulununca, İsrail doğal olarak “hayır” diyemezdi.

Şarm el Şeyh’teki başlangıç, yerinde girişilen bir teşebbüsün sonuçlanmasıdır. Daha birçok konuda terslik olabilir: İsrail, Filistin yerleşim bölgelerinden askerlerini çekecek, Filistinli tutukluları serbest bırakacak ve bunu da çok uzatmaması gerekiyor. Diğer taraftan, Filistinliler barış ve suküneti sağlamak istiyor, yeni saldırılardan kaçınmak ve İsrail’le doğrudan müzakerelere hazırlanmak amacında. Ayrıca ortada köktenci güçleri saf dışı bırakacak yeterli fırsat mevcut.

Barış süreci dışında bir seçenek olmadığı çok açık görülüyor. Ortadoğu’da biri ya da diğeri kazanan taraf olmayacak. İki tarafta da kazananlar veya kaybedenler olacaktır. Washington ve Avrupa’dan destek alan bu girişim yeni bir başlangıç olabilir. Ancak bu başlangıcın uzun bir aradan sonra geldiği unutulmamalıdır. Dört yıl süren intifada ve İsrail’in şiddet dolu yanıtı çok derin izler bırakmıştır.”