1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mannesmann sanıkları aklandı

DW22 Temmuz 2004

Alman ekonomisinin önemli isimleri yolsuzluk sağladıkları gerekçesiyle yargılandıkları Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde beraat kararı aldılar. Sanıklar arasında Deutsche Bank’ın İsviçreli Yönetim Kurulu Başkanı Josef Ackermann ve Mannesmann şirketinin genel müdürü de vardı...

https://p.dw.com/p/Abfl
Mannesmann davası Ocak ayından bu yana Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde devam ediyordu...
Mannesmann davası Ocak ayından bu yana Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde devam ediyordu...Fotoğraf: AP

Aralarında bir zamanlar Almanya’nın en büyük mobil komünikasyon hizmeti veren şirketi Mannesmann’ın genel müdürü Klaus Esser ve dünyanın en büyük branş sendikasının eski başkanı Klaus Zwickel ve Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı Josef Ackermann’ın da bulunduğu Alman ekonomi dünyasının önemli isimleri yolsuzluk suçlamasıyla yargılandıkları Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi’nden beraat kararı aldılar.

Sanıklardan, Mannesmann’ın Vodafone adlı İngiliz şirketi tarafından yutulması sırasında neden yönetim kurulu üyelerine onlarca milyon Mark tazminat ödendiğinin hesabı soruluyordu. Ancak haklarındaki suçlamaları kabul etmeyen sanıkların suçsuz olduklarına karar verildi.

Mannesmann nasıl satıldı?

Mannesmann Yönetim Kurulu Başkanı Klaus Esser 1999 sonbaharında böyle tam sayfa gazete ilanlarıyla seslendiği hissedarlardan, İngiliz Vodafone şirketinin Mannesmann’ı yutma girişimine direnmelerini ve hisse senetlerini İngilizler’e satmamalarını istiyordu. Vodafone tarafından yutulmamak için çaba gösteren Esser’in rakibi Chris Gent Vodafone adına bastırıyordu.

Chris Gent’in nazarında Mannesmann’a yapılan teklifin ardından ortaklığı sona erdiren kendi değil, Klaus Esser olmuştu. Mannesmann 1999 ekiminde Vodafone’nin İngiltere’deki en büyük rakibi Orange’yi satın alamakla İngiliz mobil telekomünikasyon devine meydan okumuş oldu. Chris Gent bir ay sonra Alman rakibine fiyat biçerek misillemede bulundu. Her Mannesmann hissesine hemen hemen 54 Vodafone hissesi teklif etti.

Chris Gent bir hamle daha yaparak, Mannesmann’ın büyük ortaklarından Amerikan AirTouch şirketini satın aldı. Böylece daha şirketi ele geçirmeden Mannesmann’daki payını %35’e yükseltmiş oluyordu. Hisse çoğunluğuna sahip olması için Mannesmann hissedarlarının %15’ini ikna etmesi yeterli olacaktı.

Ama Klaus Esser’in savunma stratejisi zoraki izdivacı geciktirdi. Chris Gent teklifini 100 milyardan 180 milyar euro’ya çıkarınca Mannesmann Yönetim Kurulu havlu atmak zorunda kaldı. Bu parlak teklif karşısında hissedarların çoğu çoktan saf değiştirmişti. Aylarca birbirleriyle mücadele eden Chris Gent ile Klaus Esser aniden anlaştıklarında takvimler 3 Şubat 2 000’i gösteriyordu.

Astronomik tazminatlar

Ama Mannesmann yönetiminin şirketin el değiştirmesi karşılığında Chris Gent’ten astronomik prim aldığını o sıralarda kimse bilmiyordu. İngilizler’in ‘altın paraşüt’ adını taktıkları bu operasyon Mannesmann yönetim kurulunu zengin etmiş, 30 milyonu genel müdür Esser’in cebine girmek üzere tam 56 milyon euro el değiştirmişti.

Bunun üzerine Alman şirketinin yönetim kurulu üyelerine ödenen yüklü maddi tazminat nedeniyle adli soruşturma başlatıldı. Hissedarlar zarara uğratıldığı ve şirket varlığı içedildiği suçlamasıyla soruşturma açıldı. İlk davadan vazgeçildi, ama Federal Başsavcılık olayın peşini bırakmayıp ikinci bir dava açtı. Savcılığın iki yıla kadar hapis cezası talep ettiği sanıklar hakkındaki iddianın yumuşatılmasından ve sadece anonim şirketler yasasının ihlal edildiğinin saptanmasından sonra aklanmış oldular.