1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Medya da krizden nasibini aldı

26 Nisan 2012

Yunanistan’daki ekonomik kriz nedeniyle çok sayıda gazete kapandı, televizyon kanallarında maaşlarda kesintiye gidildi. Bunun en önemli sebepleri ise devlete olan bağımlılık ve azalan reklam gelirleri.

https://p.dw.com/p/14lCZ
Fotoğraf: DW

Valya Kaymaki, 15 yıldır gazetecilik yapıyor. Ancak şu anda bir kırılma noktasında. Uzun yıllardır çalıştığı Atina merkezli "Eleftherotypia" gazetesi, kapanma tehdidi altında. Çalışanlar, 2011 ağustos ayından bu yana maaşlarını almadıkları için grev yapıyor. Aralık ayının sonundan buyana gazete basılmıyor. Personel sadece, taleplerine dikkat çekmek için bir grev belgesi basıyor. Gazeteyi satın almak isteyen potansiyel yatırımcılar var ancak yayıncı firma, iflas başvurusunda bulundu.

"Kayırmacı politika izlendi"

Eleftherotypia, 1975 yılındaki kuruluşundan bu yana liberal bir çizgide yayımlandı. Bugüne dek on binlerce okuyucu ve zengin reklam verenler, gazeteye sadık kaldı. Ancak Kaymaki, gazete yönetiminin başarısız olduğunu ve yıllarca kayırmacı bir politika izlediğini savunuyor:

"İşe başlar başlamaz, bana gazetenin pratikte bir devlet işletmesi gibi faaliyet gösterdiği açıklandı. Bu da açıkça, niteliklerine bakılmaksızın, eş, dost ve akrabanın burada çok kolay iş bulabildikleri anlamına geliyor. Dolayısıyla burada çok iyi kazanan küçük bir grup ortaya çıktı. Ayda 30 bin euroya kadar maaş alanlar vardı."

Fransa’da okuyan ve 1998 yılında Eleftherotypia gazetesine giren Valya Kaymaki, adını ilk olarak "Le Monde Diplomatique" gazetesinin Yunanca baskısında dış haberler editörü olarak duyurmuş. Yunanistan’da medyanın altın çağlarını yaşamış. O dönemde ülkenin medya patronları ve kendini yayıncı olarak gören kimselerin borsada kazandıkları para ya da aldıkları ucuz banka kredileriyle kendi radyo-televizyon istasyonlarını kurdu.

"Siyaset ve ekonomiyle danışıklı dövüş"

Bu durum, binlerce gazeteci için de yeni ekmek kapıları açtı . Ancak Kaymaki, medya çalışanlarının çoğunun ucuz ya da kolaylıkla değiştirilebilir iş gücünden oluştuğunu belirtiyor. Medyanın artık demokratik bir şekilde kontrol edilmediğini, siyaset ve ekonomiyle danışıklı dövüş içerisinde bulunduğunu belirten Kaymaki, "Gazeteciler de bu durumu protesto etmedi. Aslında çoğu gazeteci, işsiz olmadığı için durumdan memnundu", diyor.

İktisatçı ve ekonomi editörü Atanassios Papandropulos, devletin ve güçlü işletmelerin etkisinin Yunan gazeteciliğinin temel sorunu olduğunu söylüyor.

"Çünkü geleneksel olarak reklam piyasasının yüzde 50’sinden fazlasını kontrol ediyor. Yunan Sayıştay'ı bu konuda defalarca uyarıda bulunsa da özellikle yerel basın, kamu reklamlarına bağımlı. Ayrıca çoğu gazeteci de ek iş olarak bir devlet işletmesi ya da bankada çalışıyor. Ya basın bölümünde ya da bir danışman olarak. Dolayısıyla, devletteki para israfı ya da yolsuzluk konularında bu kadar yüzeysel ya da çekingen haber yapılması beni şaşırtmıyor. Kimse ayrıntılara girmek istemiyor."

Yunan hükümeti, geçmişte basın emekli sandığını da cömertçe desteklemişti. Ancak emeklilik sigorta sistemi milyarlarca euroluk zarar etmesi bekleniyor. Nedeni sadece ekonomik kriz değil. Sendika ve basın emekli sandığının devlet tahvillerine yatırım yaparak zarara uğraması da bunda etken. Eğer emeklilik sistemi bir an önce reforme edilmezse, şu anda çalışan gazeteciler, ileride ayda 180 euro emekli maaşıyla geçinmek zorunda kalacak.

©Deutsche Welle Türkçe

Jannis Papadimitru / Çeviren: Başak Sezen

Editör: Murat Çelikkafa