Merkel: Almanya’da camilere alışmamız gerekiyor

Müslüman göçmenlerin Avrupa değerlerini sarstığını, Almanya'yı "aptallaştırdığını" öne süren Thilo Sarrazin'in başlattığı tartışma sürüyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, eski Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Sarrazin'in tezlerini bir kez daha geri çevirirken, göçmenlerin uyumunun herkesin görevi olduğunu vurguladı.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine demeç veren Merkel, ülkede birbirinden kopuk “paralel toplumlar” istemediklerini, göçmenlerin topluma uyum sağlamasını talep ettiklerini, ancak bunu yaparken, Alman toplumunun da yaklaşımını değiştirmesi gerektiğini kaydetti.

“Şurası kesin: Ülkemiz değişmeye devam ediyor. Uyum, göçmenleri kabul eden toplumumuz için de bir görevdir” diyen Merkel, Almanya'nın yıllarca kendisini bu konuda kandırdığını, yaklaşımın değişmesi gerektiğini söyledi. Başbakan, “Artık camiler, geçmişe göre daha belirgin bir şekilde, kent manzaralarımızın bir parçası haline geliyor” derken, Almanya'nın imamların ülkedeki eğitim kurumlarında yetiştirilmesi gibi önerilerin artık ciddi bir şekilde tartışması gerektiğini kaydetti.

Uyum konusunda kararlıyız

Hrıstiyan Demokratların, göçmenlerin uyumu konusunda, kurslar ve Almanca zorunluluğu gibi bir dizi önemli uygulamayı yaşama geçirdiğini, topluma uyum sağlamamakta ısrar eden göçmenlerin “bunun sonucuna katlanacaklarını” kaydeden Başbakan Merkel, “Birlikte hoşgörü ve saygı içinde yaşamamamızı sağlayacak tek ortak payda Anayasa'dır. Burada yaşamak isteyen herkes bunu kabul etmelidir” dedi.

Thilo Sarrazin'in göçmenler ve İslam hakkında ortaya attığı görüşlerin kamuoyunda ilgi görmesi, Hrıstiyan Demokratlar'ın tabanını kaybedebileceği ve Alman sağında yeni bir partinin kurulabileceği tartışmalarını başlatmıştı. "Bild am Sonntag" gazetesinin yaptırdığı anket, Alman seçmenlerin yüzde 18'inin, Thilo Sarrazin'in yeni bir parti kurması ve bunun liderliğini yapması halinde bu partiye oy vermeyi düşündüğünü ortaya koymuştu.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Sarrazin'i eleştirirken, bu kişinin Merkez Bankası'ndaki görevini kaybetmesinin “ifade özgürlüğünün sınırlandırılması” şeklinde yorumlanamayacağını, kamu görevi ile bağdaşmayan hareketlerinin bu sonucu doğurduğunu kaydetti.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/AFP, AŞ/BG