1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Merkel ve Chirac'ın önerisine tepkiler farklı

Derleyen: Nihat Halıcı6 Aralık 2006

Almanya ve Fransa, Türkiye ile yürütülen müzakerelere ilişkin AB Komisyonu’nun 2009 kadar yeni bir rapor hazırlamasını önerisine, Avrupalı politikacılardan farklı tepkiler geldi...

https://p.dw.com/p/AZb7
Lüksemburg Dışişleri Bakanı John Asselborn, Türkiye'ye baskı yapmak gerektiğini söyledi
Lüksemburg Dışişleri Bakanı John Asselborn, Türkiye'ye baskı yapmak gerektiğini söylediFotoğraf: AP

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye ile yakınlaşma sürecinin devam etmesi gerektiğini söyledi. Steinmeier, Türkiye ile yakınlaşmanın Avrupa Birliği'nin kendi çıkarına olduğunu kaydetti.

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Avrupa Birliği Konseyi'nin büyük bir olasılıkla konuyu hafta sonunda ele almak zorunda kalacağını belirtti. Steinmeier, “Avrupa Birliği, Türkiye'nin Ankara ek protokülünü uygulamamasına karşı nasıl tavır alacağını belirleyecek. Birliğin, bu protokolün uygulanmamasını gözardı edemeyeceği açıktır” dedi.

“Türkiye konusunda üç grup var”

Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn da Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye meselesi karşısında üç ana gruba bölündüğünü söyledi. Birliğin derinleşmesi yerine her koşulda genişlemesinden yana olanlar Türkiye’yi savunuyor. Bir başka grup ülke ise Türkiye karşıtı; bu ülkeler, her türlü sıkıntı ve krizi, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin kesilmesi taleplerini yeniden gündeme getirmek için kullanıyor. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Asselborn, kendisinin de mensubu olduğunu söylediği üçüncü grubun Türkiye ile ilgili orta yol bulunmasını arzuladığını belirtti.

Asselborn, “Kıbrıs meselesi aslen Avrupa Birliği’nin değil, Birleşmiş Milletler’in meselesidir. Birleşmiş Milletler’in yeni genel sekreterinin bu konuda yeterince çaba harcayacağına inanıyorum. Bu çerçeveden bakıldığında, ben de diğer pek çok Avrupalı meslektaşım gibi Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye ile ilgili önerisinin olumlu bir tartışma zemini sağladığını düşünüyorum” dedi.

“Baskı yapmak zorundayız”

Avrupa Birliği’nin 2005 yılının Eylül ayından itibaren Türkiye’nin Ankara Protokolü’nden kaynaklanan yükümlülüklerini defalarca dile getirdiğine işaret eden Asselborn, “Türkiye herhangi bir adım atmamıştır. Avrupa Birliği Komisyonu’nun 8 başlıkta müzakerelerin dondurulması önerisi de buna cevap olarak gündeme gelmiştir” dedi.

Asselborn sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa’nın, Avrupa karşıtı değil, Avrupa yanlısı bir Türkiye’ye ihtiyacı var. Bu yüzden ikili ilişkilerde bazı sıkıntılara da yol açsa Türkiye’ye baskı yapmak zorundayız. Almanya Başbakanı Angela Merkel’e bu anlamda katılıyorum. Ancak baskı, siyasi açıdan akılcı yöntemler izlenerek uygulanmalı. Müzakereleri keserseniz baskı da ortadan kalkacak. Çözümü, Komisyon önerisine zaman koşulunun eklenmesinde görüyorum. Ancak Türkiye ile üyelik müzakerelerinin devam edip etmeyeceği prensibi tartışmaya kapalı olmalı.”

“AB liderleri karar vermeli”

Almanya’da iktidardaki Hristiyan Demokrat Parti’nin önde gelen isimlerinden, Hessen eyaleti başbakanı Roland Koch, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı daha sert tutum izlemesi gerektiğini savundu.

Frankfurter Rundschau gazetesine konuşan Koch, “Anlaşılan şimdiye kadar yapılan uyarılar, Türkiye tarafından anlaşılmadı. Ancak bu sürecin sonsuza kadar böyle devam edip gitmesi ve inadın kazanacağı düşünülemez. Mesele, Türkiye’nin elle tutulur şekilde değiştiğini sergileyebilmesinde... Aksi halde müzakeler biter” dedi. Koch, Türkiye ile müzakerelerin sürdürülüp sürdürülmeyeceğine 1,5 yıl içinde Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanlarının karar vermesini talep etti.

Özdemir’den Merkel’a tepki

Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden Cem Özdemir ise Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “Türkiye ile müzakere kararı 2009 yılında yeniden gözden geçirilsin” şeklindeki önerisine tepki gösterdi. Özdemir, “Yapıcılıktan uzak bu öneri, hem müzakerelerde şimdiye kadar kaydedilen mesafeyi hem de Türkiye’deki reform sürecinin kazanımlarını tehlikeye düşürür” dedi. Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden Cem Özdemir, “Türkiye ile ilgili açıklamaları dış politikanın bir parçası olarak görmek mümkün değil. Bunlar, iç siyasete dönük popülist çıkışlardır” diye konuştu.