110112 USA Präsidentschaftsvorwahl

ABD’de Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı yarışında Mitt Romney, ikinci eyaletten de zaferle çıktı. Romney, New Hampshire eyaletindeki seçimleri kolay kazandı. Zira Romney’nin bu eyalette bir yazlığı var ve komşu Massachusets eyaletinin 2002 ile 2006 yılları arasında valiliğini yapmıştı. O yüzden seçimlerden önce asıl merak konusu birinci olup olmamasından çok Romney’nin alacağı oy oranıydı. Mitt Romney yüzde 39 oy oranına ulaşarak ikinci sıradaki rakibi Teksas milletvekili Ron Paul’e yüzde 16'lık bir fark attı.

Seçimin ardından yaptığı zafer konuşmasında Mitt Romney memnuniyetini dile getirdi. Kendisini destekleyenlere “Bugün bir tarih yazdık” sözleriyle hitap eden Romney bir hususa dikkat çekti. Cumhuriyetçi Parti’nin 1976 yılından beri başkan aday adayları arasından hiçbiri Iowa ve New Hampshire eyaletlerindeki seçimleri kazanamamıştı.

Romney, elde ettiği iki zaferle birlikte South Carolina seçimleri öncesinde arkasına güçlü bir rüzgâr almış oldu. New Hampshire Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Andrew Smith’e göre bu seçimi de kazanacak olursa başkan adaylığı Romney için “çantada keklik” hale gelecek.

'Amerikalılara inanıyoruz'

Romney yaptığı konuşmalarda diğer Cumhuriyetçi rakiplerini değil, çoktan başkan adayı olmuş edasıyla Demokrat Parti’nin muhtemel adayı ABD Başkanı Barack Obama’yı hedef tahtasına oturtuyor: “Bu başkan Avrupa’nın başkentlerinden ilham alıyor, biz ise ilhamımızı Amerika’nın kentlerinden ve köylerinden alıyoruz” diyen Romney şöyle devam ediyor: “Bu başkan iktidara inanıyor, biz ise Amerikalılara.”

Romney aynı muhafazakâr nakaratı tekrar ederek, Washington hükümetinin Amerikalıların hayatı üzerindeki etkisi üzerinde duruyor ve kamu borçlarını azaltma vaadinde bulunuyor. Dış politika üzerine ise “Uluslararası alanda Başkan Obama bir yatıştırma stratejisi yürütüyor, ABD’nin dünya lideri rolünün geçmişte kaldığına inanıyor” diyerek buna karşı çıktığını belirten Romney şöyle devam ediyor: “ABD geleceğe liderlik etmek zorundadır ve bunu yapacaktır” ve kendisinin “kimsenin meydan okumayı aklının ucundan bile geçiremeyeceği güçlü bir orduda ısrarcı olacağını” belirtiyor.

Ancak elbette henüz Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığı yarışı daha yeni başladı ve bu uzun maratonu kimin birinci bitireceği belli değil. Romney’yi yakından takip eden aday Teksas milletvekili Ron Paul. O da aldığı sonuçtan memnun. Zira Iowa eyaletindeki seçimlerde üçüncü olan Paul son seçimden ikincilikle ayrıldı. Ancak bu sıçramanın başkan adaylığı yarışı küçük eyaletlerden büyük eyaletlere doğru kaydıkça ve coşkulu taraftarlardan ziyade paranın önem kazanmaya başlamasıyla birlikte South Carolina’daki seçimlerden sonra etkisini yitirmesi mümkün.

Özgürlükçü Ron Paul

Özgürlükçü bir söylemi olan Paul’ün en büyük sıkıntısı görüşlerien detsekçi bulmakta zorlanması. New Hampshire’da seçim akşamı destekçilerine hitap eden Paul şöyle konuştu: “Çabalarımızın fark edilmeden kalmayacağı konusunda en ufak bir şüphe yoktur.” Diğer adaylar gibi Paul de devletin yetkilerinin kısıtlanmasından yana ve hatta bu konuda diğerlerinden daha radikal olduğu söylenebilir. Diğer adaylardan farklı olarak Paul askerî bütçeyi küçültmek ve Amerikan askerlerinin operasyonlarını asgari düzeye indirmeyi savunuyor.

Üçüncü sırada Başkan Barack Obama yönetiminde ABD’nin Çin büyükelçisi olarak görev yapan eski Utah valisi Jon Huntsman bulunuyor. Iowa’da pek gözükmeyen aday, kendisini New Hampshire’a saklamıştı ve bu strateji işe de yaradı. O da memnuniyetini gizlemiyor: “Üçüncülük South Carolina’ya gidiş bileti olacak.” Zira onun için de finans açısından güçlü olan Romney’e karşı bu mücadeleyi daha ne kadar sürdürebileceği belirsizliğini koruyor. Uzmanlar, Huntsman’ın 2016 yılındaki başkanlık seçimlerine ısınmak veya başkanlık seçimini Cumhuriyetçilerin kazanması halinde kabinede bir görev almak için bu yarışa katıldığını ileri sürüyor.

21 Ocak tarihinde South Carolina eyaletinde yapılacak seçimlerde Mitt Romney yine güçlü bir rüzgâr estirebilir. Ancak henüz başkan adayı olamayacak. Cumhuriyetçi seçmenler adaylar arasında en muhafazakâr olmasa da Başkan Obama karşısında en tehlikeli olabilecek adaya oylarını verecek gibi görünüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Christina Bergmann, Washington, DC / Ercan Coşkun
Editör: Başak Özay