1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

New York Berlin'e taşındı

Ayşe Tekin / DW1 Temmuz 2004

Binasındaki tamirat çalışmaları nedeniyle New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’nde sergilenen eserler şu sıralar Berlin’de. Dünyaca ünlü sanatçıların eserleri eylül ayına dek Berlin’de Yeni Ulusal Galeri’de sergilenecek. DW’den Ayşe Tekin’in izlenimleri...

https://p.dw.com/p/Aaj8
New York Modern Sanatlar Müzesi'nin eserleri şu sıralar Berlin'de...
New York Modern Sanatlar Müzesi'nin eserleri şu sıralar Berlin'de...Fotoğraf: AP

Bir müze tamir edileceği zaman ne yapılır? Sergilenen eserler toparlanır, paketlenir ve depolara kaldırılır. New York’taki Modern Sanatlar Müzesi, sergi alanını genişletmek için başlattığı tamir çalışmaları nedeniyle kapılarını ziyaretçilere kapattı, ama sergilediği eserleri depolara kaldırmak yerine Berlin’e gönderdi.

Berlinliler bu durumdan çok memnun. Sadece onlar değil, tüm Almanya hatta komşu ülkelerden sanatseverler 20. yüzyıl resim sanatının ünlülerini New York’a gitmek zorunda kalmadan seyredebildikleri için mutlular. Berlin’in heryeri New York’taki Modern Sanatlar Müzesi‘nin kısaltmasını içeren ”Das MOMA ist der Star” sloganı ile dolu. Tatil döneminin başlaması ile Berlin’deki MOMA sergisine ilginin artması bekleniyor.

Ziyaretçi akını

Ama Yeni Ulusal Galeri’deki sergi için ilginin azlığından söz etmek mümkün değil. Sabahın erken saatlerinde giriş kapısının önünde oluşan uzun kuyruklarda ortalama iki saat bekledikten sonra içeri girebilenler resimleri görmek için fırsat kollamak zorunda kalıyorlar. Yine de bu zorlu ziyareti bitirenler sergiden mutlu çıkıyor.

Eserleri sergilenen sanatçıların listesi, adeta resim sanatının son 130 yılında ünlüler listesi ile eşit. Van Gogh’un ”Yıldızlı Gece”, Matisse’in ”Dans”, Chagall’in ”Zamanın Akışı” tablolarından Lichtenstein ya da Warhol gibi Pop Art sanatçılarına kadar farklı akımları görmek mümkün.

Bu yüzden herşeye rağmen MOMA sergisine ziyaretçi akını kesilmiyor. Sergiyi hazırlayanların hedefi şimdiden 500 bini bulan sayısını eylül ayına kadar bir milyona çıkarmak. Böylece serginin 8,5 milyonu bulan masraflarının çıkartılacağı hesaplanıyor.

MOMA’nın Berlin’le ilgisi

MOMA ile Berlin’in ilgisi, New York’taki ünlü müzenin kuruluşundan öncesine dayanıyor. 1929 yılında kurulan müzenin ilk yöneticisi Alfred Barr, işe başlamadan önce tüm Almanya’da müzeler ve özel kolleksiyoncuları ziyaret ediyor. Bauhaus’un yöneticisi Gropius ile o zaman kurulan arkadaşlıkları ömür boyu sürüyor ve Barr Berlin’deki sanat eğiliminden etkileniyor.

Üç kadın sanatsever, bir sanayicinin kızı olan Lillie Bliss, Mary Quinn-Sullivan ve Rockefeller’in eşi Abby Aldrich tarafından kurulan MOMA’nın o zamanki hedefi, yaratıcı bir sergi platformu oluşturmak ve modern sanatın anlaşılmasına yardımcı olmak olarak tanımlanıyor. Nüfuzlu ve zengin eşlerinin yardımı ile gereken parayı biraraya getirmeyi başaran üç kadın, 1929 Kasım’ında New York’un ünlü 5. Bulvar’ındaki bir büro binasında açıyor müzeyi.

Koleksiyonunda neler var?

MOMA’nın ilk sergisi Cezanne, Gauguin, Seurat ve Van Gogh’un eserlerinden oluşuyor, ilk bireysel sergi de yine bir Avrupalı ressam Henri Matisse için açılıyor. Bugün, dünyanın en zengin modern sanat müzesi olan MOMA’nın satın aldığı ilk resim ise Amerikalı sanatçı Edward Hopper’in Berlin’de de sergilenen ”Demiryolu Kenarındaki Ev” adlı eser. Almanya’da Nazi iktidarı ve savaş döneminde, MOMA birçok Avrupalı ressam ve eserinin kurtuluşu oluyor.

New York’taki Modern Sanat Müzesi’nin koleksiyonu bugün yüzbinden fazla resim, heykel, grafik, fotoğraf ve dizayn objesinden oluşuyor. Buna müzenin kütüphanesindeki 19 bin film ve 140 bin sanat kitabı ya da dergisini de eklemek gerek. Böylece MOMA, dünyanın en zengin müzesi ünvanını hak ettiği gibi aynı zamanda 3.200 ünlü resimle 20. yüzyıl modern resim sanatının en kapsamlı koleksiyonuna da sahip.

Şu sıralar Manhattan’daki binası tamir edilen MOMA, kasım ayında 75. yıl kutlaması ile açacak kapılarını. Tamir süresinde MOMA’daki eserlerin bir kısmının Berlin’de sergilenmesi kararı ise 11 Eylül saldırılarından önce alınmış. Saldırılardan sonra birdenbire sigorta primleri artınca MOMA, Berlin’de sergisi tehlikeye düşmüştü. Sonunda 2 milyar 400 bin euroluk sigorta primi için Alman hükümeti güvence verdi.

Naziler için "dejenere sanat"

Berlin’deki sergiyi ziyaret ederken insanın kafasından geçen bir düşünce de Almanya’da Nazi iktidarı olmasaydı, bu eserler burada sürekli sergileniyor olabilirdi düşüncesi. 30‘lu yılların başında Berlin’de modern sanata gösterilen ilgi yerini Naziler‘in iktidarı döneminde ”dejenere” olarak tanımladıkları sanat ve sanatçıların takibatına ve eserlerinin tahribatına bırakmıştı.

Naziler iktidara geldikten sonra Almanya’daki 32 müzeden 650 eseri toplayarak, ”Dejenere Sanat” adı altında bir sergi oluşturmuşlar ve sanatın nasıl olmaması gerektiğini göstermek için 1937 yılında açtıkları bu sergiyi 1941 yılına kadar 12 kentte dolaştırmışlardı. Joseph Göbbels’in emri ile o zamanki Güzel Sanatlar Akademisi Başkanı Adolf Ziegler’in yönetiminde hazırlanan serginin yanısıra, 16 bin kadar modern sanat eserine el konulmuş, bunlardan kimisi yurtdışına satılmış, kimisi de imha edilmişti.

Naziler, kendi güzellik idealleri ile uyuşmayan her türlü akımı, ekspresyonistler, impresyonistler, dadacılar, sürreal ya da kübizm akımını dejenere kabul ediyorlardı. Max Ernst, Paul Klee, Ernst Barlach gibi sanatçıların resimleri, ”ruh hastalarının elinden çıkma Yahudi ve Boşlevikler‘in sanatı” kabul ediliyor ve izleyicilerle nefret duygusu uyandırması isteniyordu. Bu propaganda Naziler‘in ari ırktan olmayanları yok etme ideolojisine uygun düşüyordu. O dönemde ”Dejenere Sanat” sergisine paralel olarak Naziler‘in sanat anlayışını yansıtan ”Büyük Alman Sergisi” de açılmıştı.