1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Olimpiyatlarda güvenlik skandalı

Petra Wilhelm16 Ağustos 2004

Atina’da düzenlenen 28. Yaz Olimpiyatları’nda, 1 milyar 200 milyon euro harcanan güvenlik, evsahibi için en önde gelen konulardan biri. Ancak İngiltere’de yayımlanan Sunday Mirror gazetesinin bir muhabirinin, Atina Olimpiyat Stadı'nda ciddi güvenlik açıkları tesbit ettiğini ileri sürdü.

https://p.dw.com/p/AahN
Olimpiyatda güvenlik havadan, karadan ve denizden sağlanıyor.
Olimpiyatda güvenlik havadan, karadan ve denizden sağlanıyor.Fotoğraf: AP

Atina’daki olimpiyat tesislerine Michael Maus ve Robert Bin Ladin isimlerine çıkarılmış sahte pasaportlar ile giriş yapan ve tesislere yerleştirdiği üç sahte bombanın izi bulunamayan Sunday Mirror muhabirinin haberi, Yunanistan’da olay yarattı. Alman ZDF televizyonunun terörizm uzmanı Elmar Thevessen, yapılan güvenlik testini pek ciddi bulmadığını, ancak 1 milyar 200 milyon euroluk bir bütçe ile güvenlik teknolojisine büyük yatırım yapılmasına rağmen, sonuçta bu teknolojinin başarısının kullanan personele bağlı olduğuna dikkat çekiyor. Thevessen, güvenlik personelinin iyi bir eğitimden geçtiğini, nazik bir tutum içinde olduğunu, ancak kusursuz olmadığını kaydediyor. Fakat yaptığı incelemelerde yine de endişe uyandıracak bir duruma rastlamadığını ekliyor:

"Yüzde 90 kontrol uygulansa, yüzde 10 uygulanmasa bile, bu oran her teröriste çok tehlikeli gözükeceği için, bir girişimde bulunulmasını engelleyecektir.”

Yüzde yüz güvenlik hayal

Yüzde yüz güvenliğin sadece bir ütopi olduğunu belirten Thevessen, yine de bazı yanlışlara dikkat çekiyor. Akreditasyon kimlikleri üzerindeki kodları okuyabilecek tarayıcı bulunmuyor. Atina’nın üzerinde sürekli dolaşan ve içi tıka basa güvenlik teknolojisi ile dolu zeplin de tek bir havan topu ile yere indirilebilir. ayrıca Amerikan SAIC konsorsiyumunun 255 milyon euroluk güvenlik paketi tam anlamıyla tesislere yerleştirilebilmiş değil. Thevessen şöyle konuşuyor:

“Olimpiyatların güvenlik sistemi kapsamında 1000‘in üzerinde kamera ve her yere yerleştirilmiş mikrofonlar bulunuyor. Dev bir veri hacmi söz konusu. Gözetleme kusursuz, ancak bütün bu toplanan verileri birkaç saniyede değerlendirecek bir program ne yazık ki yok.”

Harcanan paranın sınırı olmalı

Ama Thevessen, yine de harcanacak paranın bir yerde sınırının olması gerektiğini belirtiyor. Yunanistan’ın gösterdiği çabadan memnun olan terörizm uzmanı, zaten Olimpiyatlar‘a yönelik güncel bir tehditin söz konusu olduğuna inanmadığını söylüyor:

“Alınan güvenlik önlemleri, teröristlerin bir eylem girişiminde bulunmalarını engelleyecek bir güvenlik duygusu yaratıyor ve rizikoyu azaltıyor. Kanımca El Kaide veya diğer İslamcı teröristlerin hedefi de, Olimpiyat Oyunları'ndan farklı yerler."

Thevessen El Kaide’nin Avrupa ile ABD arasında soğukluk yaratmak istediğini, siyasi hedefinin İtalya, Polonya, İngiltere, İspanya veya ABD olduğunu belirtiyor ve bu nedenle gelecek aylarda Batı Avrupa’da bir saldırıyı, Atina’da bir eylemden çok daha olası gördüğünü kaydediyor.

Yunan Bakan sinirlendi

Sunday Mirror gazetesinin, Atina’da ciddi güvenlik açıklarının tesbit edildiği yönündeki iddialarına ise, Yunanistan Kamu Düzeni Bakanı Yorgo Vulgarakis’ten sert tepki geldi. Vulgarakis, basına açıklamalarda bulunurken, bu tür haberlerin ''gazeteciliğe ve tarafsız haberciliğe hakâret olduğunu'' söyledi. Yunan Bakan, ''İngiliz gazeteciye fazla polisiye roman okumamasını tavsiye ederim'' dedi.